Bir bakayım translate English
8,393 parallel translation
Bir bakayım, bir bakayım.
Let me see. Let me see.
Gidip bir bakayım. Gelmeden önce midesinin rahatsız olduğunu söylemişti ama sen yemeğini bölme.
You know, she was complaining about an upset stomach earlier, but don't let it interrupt your dinner.
Dur bir bakayım.
- Let me look at you.
Kazadan sonra ne durumdasın diye bir bakayım dedim.
You know, see how you were holding up after the accident and all.
Bir bakayım sana.
Let's have a look al you.
- Tamam, bir bakayım.
Okay, let me see.
- Bir bakayım.
Uh, let me see.
- Ne var ne yok bir bakayım.
- I'm gonna check it out.
Sanırım var, kıpırdama bir bakayım.
I think you do, but hold still.
Fark edebilir miyim bir bakayım.
Let me know if you figure that out.
Dur sana bir bakayım.
Let me look at you.
Bir bakayım.
Let me look at you.
- Bir bakayım.
Will do.
Bir bakayım.
I'll go take a look.
- Bir bakayım olur mu? Kahretsin!
Let me take a look, okay?
- Güzel, bende etrafı bir kolaçan edip ne çıkar bir bakayım.
Great, I'll see what I can turn up around town.
- Sally, Charley'ye bir bakayım.
- Sally, I want to have a look at Charley.
Bir bakayım.
Let me have a look.
Bir bakayım.
I'll check.
Ver şuna bir bakayım.
Let me see that.
Dur ben bir bakayım.
He's hurt pretty bad.
Ben, kızlara bir bakayım.
I'll check on the girls.
Bir bakayım şuna.
Let me see.
Ben de olayı neymiş bir bakayım dedim.
I thought I should see what it was all about.
Bir bakayım ona.
I will look for him.
Bir bakayım.
Oh, did I?
Size ne yapabiliriz, bir bakayım.
Let me see if I can help you here.
Tayfanın dalga geçmesi için kimi ayarlayabileceğime bir bakayım.
See who I can ridicule for the crew's amusement.
- Bir bakayım.
- Let me check.
- Bir bakayım.
We didn't see that.
- Bir bakayım.
- I'll take a look.
Bekle, bir bakayım Dalga mı geçiyorsun, ahbap?
Hold on, let me see that. Are you kidding me, dude?
Bir bakayım, adamım. - Evet, adamım.
Let me check it out, man.
Müsait olup olmadığına bir bakayım.
I'll see if he's available.
Versenize bir bakayım.
Here, let me see this.
Geldi mi bir bakayım.
I'll see if he's in.
Dur önce bir sana bakayım.
Let me take a look at you first.
Bir takvime bakayım ve zamanımız var mı diye bakalım.
Let me, you know, check the schedule and see if the timing works out.
Dur bir bakayım sana.
- Let me see.
- Bir de ben bakayım.
- Let me at it.
- Gidip bir faraş bulabilecek miyim bakayım.
I'll go see if I can find a dust pan.
Davayı Jake'ten aldığını biliyorum ama bana söylemediğin bir şey var, aranız nasıl bakayım?
So... I know you got this case from Jake, but what you're not telling me is, what's going on with you guys?
- Gidip ona bir bakayım.
I'll go check on him.
Bir bakayım.
Let me see.
Arayıp ulaşamayınca, bir uğrayıp her şey yolunda mı bakayım dedim.
I tried calling. I just wanted to make sure everything was okay.
- Bir bakayım.
Let me see.
- Bir bakayım!
- Let me see that!
Bir de ben bakayım.
Let me have a go.
Gezle arpacığa bir bakayım.
Let me check the sights.
Bir daha vur bakayım.
Hit it again.
Dur bir bakayım.
Let me see that.
bakayım 533
bakayım şuna 21
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bakayım şuna 21
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bu eksikti 116
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bakarım 16
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bu eksikti 116
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bakarım 16
bir bakıma evet 17
bir b 23
bir bak bakalım 22
bir bakın 70
bir bakıma öyle 27
bir balık 18
bir bira ister misin 16
bir bira daha 17
bir bomba 28
bir bana 21
bir b 23
bir bak bakalım 22
bir bakın 70
bir bakıma öyle 27
bir balık 18
bir bira ister misin 16
bir bira daha 17
bir bomba 28
bir bana 21