Bir bomba translate English
4,123 parallel translation
Oğlun bir helikoptere atlatıp hortumun ortasına bir bomba atmak istiyor.
Your son wants to go into a helicopter and drop a bomb into the tornado.
Ama bu bir bomba.
But this, this is a bomb.
Castiel cebinde bir bomba ile kayboldu.
And now Castiel is in the wind with a hydrogen bomb in his pocket.
Bu sabah Reddick'in arabasına bir bomba koydum.
I planted a bomb in Reddick's car this morning.
Elena, kardeşinin Roy Vickers'la bağlantısını anlıyorum, ama Ryland'ın teklifini kabul edip, bir bomba yapmak...
Elena, I understand your brother's connection to Roy Vickers, but to do Ryland's bidding, to build a bomb...
Aslında tekerlekli bir bomba sığınağındayım.
So basically I'm in a bomb shelter on wheels.
Kim kendi dairesinde bir bomba ile yaşar?
Who puts a live bomb in their own apartment?
22 dakika içinde, Mellie üzerine nükleer bir bomba atacak.
In 22 minutes, Mellie's going to go nuclear on you.
- Geri kalan eşyalarımı patlatmak için el yapımı bir bomba kullandı.
He used a homemade explosive device to destroy what was left of my things.
Bu bir bomba, Daisy.
It's a bomb, Daisy.
Bir bomba ile uğraştığımızı biliyoruz çoktan Tanner'in arabasına konmuş bir bomba.
We know we're dealing with a bomb, a bomb that was already in Tanner's car.
İkimizde bir bomba olmadığını biliyoruz.
You and I both know that there was no bomb.
Şirketin göğsüme bir bomba takıp beni virüs yerleştirmek için kullandın şimdi de o virüsü nasıl durduracağımı söyleyeceksin.
Your company strapped a bomb to my chest and used me to plant a virus, a virus you're going to tell me how to stop.
Büyük bir bomba yapmaya yeter.
That's enough to make a big bomb.
O saatli bir bomba.
He is a ticking time bomb.
Meredith Grey'in başından bir bomba ve bir boğulma vakası, bir silahlı saldırı ve bir uçak kazası geçti ve o hâlâ hayatta.
Hey, Meredith Grey has survived a bomb, a drowning, a gunman, and a plane crash, and she's still here.
Palomares, Almería'da boylesine bir bomba kazasi,... tarafindan iptal edilmistir
Events such as the bomb accident in Palomares, Almeria have been surpassed by...
Dale Gordon'un operasyon çadırının içinde bir bomba ile öldüğü haberi şu anda doğrulandı.
We now have confirmation that Dale Gordon was inside the mobile command center at the time of the explosion.
Ama daha önceden bir bomba planlamış olabilirim ya da bombalar.
But I could have planted a bomb... Or bombs.
Badawi saatli bir bomba.
Badawi is a ticking time bomb.
Ama o, her an patlayabilecek bir bomba.
And she's a full-blown contagion.
İmha edilmesi gereken bir bomba var elimizde.
This is a bomb that needs to be defused now.
O zamanlı bir bomba.
That one's a time bomb.
Yoon Young Hwa'nın kulağının içinde bir bomba var.
There is a bomb inside YOON Young-hwa's ear.
Başka bir bomba var.
There is another bomb.
Evimize bir bomba isabet etti.
A bomb hit our house.
İngiliz ekibini elçilikteki sahte bir bomba tehlikesi ile biraz geciktireceğiz.
We'll delay the British team with a fake bomb threat at the embassy.
Açıkçası, sarhoş deposunda tuvaletle tartıştığını gördüğüm o saatli bomba için ciddi bir parlak gelecek görmemiştim.
Honestly, I didn't see a real bright future for that ticking time bomb I saw arguing with the toilet in the drunk tank.
"Dallas Haber Merkezi" şimdi daha önceleri bomba-imha uzmanı olarak çalışmış, Drew Ramos adında, 31 yaşında, İspanyol bir adamın da bu işe karıştığını öğrendi.
"Dallas News" has now learned that a warrant has been put out on Drew Ramos, a 31-year-old hispanic man who previously worked as a bomb-disposal expert.
- Bomba'dan bir parça söylediğini sanıyordum.
I thought you were singing something from Bombshell.
Herkes zaten Bomba'nın çift kişiliği olduğunu düşünüyordu, gerçek bir ayrılık bunu doğrulamış oldu.
People already think Bombshell has a split personality. An actual split proves it's true.
Bomba'da sadece bir ikonu taklit ediyordu ama burada gerçek bir karakter yarattı.
I mean, with Bombshell, she was just imitating an icon, and here she actually, you know, created a real character.
Bomba'da kendisi de Peter Gilman adında bir dramaturg kullandı zaten.
Besides, she had her own dramaturge on Bombshell, this guy Peter Gilman.
Danny'yi böyle bomba bir kıyafet içinde görmek için nelerimi vermezdim...
Wow. What I'd give to see Danny in a bangin'outfit like that.
O da oksijen ile temas ederse Bunları takmak isteyebilirsiniz- - bir kimyasal reaksiyon meydana getirerek bomba oluşur.
And when that comes into contact with oxygen- - you may want to put those on for this- - creates a chemical reaction that is, well... the bomb.
Neden bomba yerleştiren bir adam beysbol koleksiyonu için endişelensin?
Why would a guy on a bombing spree be worried about selling his baseball card collection?
O şu anda içinde patlamaya hazır nükleer bomba olan bir çanta ile geziyor, çünkü First Lady gibi düşünmüyor.
She's a walking suitcase nuke waiting to go boom, because she's not thinking like the First Lady.
Yüzbaşı Grover. Yeni bir işe başlamak için bomba gibi bir hafta.
Captain Grover, hell of a week to start a new job.
- Ya bomba patlarsa? Ya bir yıldız düşer bize çarparsa?
Suppose a bomb goes off, suppose we're hit by a falling star?
Nasil bir seyden yapilmis ki bomba bile havaya ucuramadi?
What's it made of if a bomb couldn't blow it up?
Oppenheimer bir nükleer bomba yapıyordu.
Oppenheimer was making a nuclear bomb.
Bay Bond planım seni Dünya'ya atılacak bir nükleer bomba taşıyan bir uzay gemisine bağlamak ve seninle beraber insanlığı yok etmek.
Well, Mr. Bond, my plan is to tie you to a spaceship that's carrying a nuclear bomb that will drop to Earth and extinguish you and all of humanity!
Grayson Global'da bir bomba vardı.
There was a bomb at Grayson Global.
Hayır, sana söz veriyorum bomba hakkında bir şey bilmiyordum.
No, I promise you, I didn't know anything about that bomb.
Bomba yüklü bir araçta olsan ve beş dakikalık ömrün kalsa ne yapardın?
What would you do if you were locked in a car with a bomb and had five minutes to live?
Bir nükleer bomba.
A nuclear bomb.
Bomba zaten bir gemi teslim ediliyor?
Bombs are already being delivered to a ship?
Herhangi bir yakın Biz bomba ile gemi mi?
We any closer on the ship with the bombs?
Bomba geldiğinde evdeyseniz cam kenarına beyaz bir tabak koyun.
If you're at home when the bomb hits, just stick a white plate on your windowsill.
Ve sen bunları yaparken ben yüzünde bomba yapmaya dair bir tortu var mı onu kontrol edeceğim.
And while you're doing that, I'm gonna swab your face for bomb-making residue.
Senor Barton, bir muhalif evime bomba koydu, daha bir ay önce.
Senor barton, a dissident put a bomb in my home just a month ago.
bomba 122
bombay 54
bomba gibi 19
bombalar 39
bombacı 44
bomba mı 28
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bombay 54
bomba gibi 19
bombalar 39
bombacı 44
bomba mı 28
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bu eksikti 116
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bu eksikti 116
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bakarım 16
bir bakıma evet 17
bir bakın 70
bir bak bakalım 22
bir b 23
bir bakayım 536
bir bakıma öyle 27
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bakarım 16
bir bakıma evet 17
bir bakın 70
bir bak bakalım 22
bir b 23
bir bakayım 536
bir bakıma öyle 27