Bir hata yapıyorsunuz translate English
416 parallel translation
Sanırım bir hata yapıyorsunuz.
I think you're making a mistake.
Komiser, sanırım burada bir hata yapıyorsunuz, efendim. Efendim.
Commissioner, I believe you are making a mistake here, sir.
Üzgünüm ama bir hata yapıyorsunuz.
I'm sorry, but you are making a mistake.
Bence büyük bir hata yapıyorsunuz, Bayım.
- ( ALL CHEERING, SHOUTING ) 1 think you make one big mistake, mister.'
Bence büyük bir hata yapıyorsunuz, Ekselansları.
I think you're making a grave mistake, Your Excellency.
- Büyük bir hata yapıyorsunuz.
- You're making an awful mistake.
- Bir hata yapıyorsunuz.
- You're making a mistake.
Büyük bir hata yapıyorsunuz Bayan Greer.
You're making a big mistake, Mrs Greer.
Büyük bir hata yapıyorsunuz, siz beyler.
You're making a big mistake, you people.
Townsend, vahim bir hata yapıyorsunuz.
Townsend, you're making a serious mistake.
Bence, büyük bir hata yapıyorsunuz küçük hanım.
I think you're making a big mistake, young lady.
Büyük bir hata yapıyorsunuz komiser.
You'd be making a big mistake, Commissioner.
- Büyük bir hata yapıyorsunuz.
- You're making a mistake.
Siz... siz bir hata yapıyorsunuz.
You, you've made a mistake.
Korkunç bir hata yapıyorsunuz.
You are making a terrible mistake.
Büyük bir hata yapıyorsunuz.
You're making a big mistake.
- Büyük bir hata yapıyorsunuz.
- You've made a terrible mistake.
Mantıklı olun, bayım. Büyük bir hata yapıyorsunuz.
You better start makin'some sense, mister,'cause you're makin'a big mistake.
Sanırım bir hata yapıyorsunuz.
My name is Smith! I think you've made some sort of mistake.
Lütfen, korkunç bir hata yapıyorsunuz.
Please, you're making a frightful mistake.
Korkunç bir hata yapıyorsunuz.
You're making a dreadful mistake.
Korkunç bir hata yapıyorsunuz, lütfen.
You're making a terrible mistake, please.
- Bir hata yapıyorsunuz..!
- You're makin'a mistake!
Aptalca bir hata yapıyorsunuz.
You're making a silly mistake.
Bir hata yapıyorsunuz!
You're making a mistake.
- Büyük bir hata yapıyorsunuz. Kontratımızı hatırlayın. Tüm personelin bayan olması gerekiyordu.
According to our contract there are only women allowed as staff.
Neyse, sanırım bir hata yapıyorsunuz.
Well, I think you're making a mistake.
- Büyük bir hata yapıyorsunuz.
Now, there, you're making a gaffe.
Evet, biliyoruz memur bey ve büyük bir hata yapıyorsunuz.
Yes, we know, Officer, and you're making a big mistake.
Çok büyük bir hata yapıyorsunuz, memur bey.
You're making a big mistake, officer.
Büyük bir hata yapıyorsunuz.
You are making an understandable mistake.
Bence burada büyük bir hata yapıyorsunuz.
I think you're making a big mistake here.
Büyük bir hata yapıyorsunuz!
You're making a big mistake!
Gerçekten büyük bir hata yapıyorsunuz.
You're making a real big mistake.
Concannon'ın ne dediğini biliyorum ama bence, siz büyük bir hata yapıyorsunuz.
Well, I know what Concannon said, but, uh... I think you guys are making a big mistake.
Büyük bir hata yapıyorsunuz General.
You're makin'a grave mistake, General.
Korkunç bir hata yapıyorsunuz bayım.
You make a terrible mistake, senor.
Çok büyük bir hata yapıyorsunuz.
You're making a very big mistake.
- Bir hata yapıyorsunuz efendim.
- You made a mistake, sir.
Çok kötü bir hata yapıyorsunuz.
- I need to see the plans then for this house,'cause you're making a very big fucking mistake.
Siz beyler burada büyük bir hata yapıyorsunuz.
You guys are making a big mistake here.
- Büyük bir hata yapıyorsunuz.
- You're making a big mistake.
Bir hata yapıyorsunuz.
You're makin'a mistake.
Bekleyin çocuklar, büyük bir hata yapıyorsunuz.
- You're making a big mistake.
Korkarım ki bir hata yapıyorsunuz, Madam.
I fear you are making a mistake, Madame.
Ben.. ben bir doktorum, büyük bir hata yapıyorsunuz!
You're making a mistake. This is Dr. Verboven.
Bence siz büyük bir hata yapıyorsunuz.
I think you guys are making a big mistake.
- Çok büyük bir hata yapıyorsunuz!
You're making a mistake, Mr. Mayor.
Hata yapıyorsunuz. - Daha iyi bir seçim olamaz.
- You couldn't do better.
İtiraf etmeliyim ki, cazip bir teklif, ama ama korkarım, hata yapıyorsunuz.
It's tempting to offer, I'll admit, but... I'm afraid you're wrong.
Senyor, bir hata yapıyorsunuz.
Señor, you're making a mistake.
bir hata 32
bir hata oldu 23
bir hata yaptın 21
bir hata yaptım 105
bir hata yaptı 16
bir hata olmalı 96
bir hataydı 48
hata yapıyorsunuz 42
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata oldu 23
bir hata yaptın 21
bir hata yaptım 105
bir hata yaptı 16
bir hata olmalı 96
bir hataydı 48
hata yapıyorsunuz 42
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hafta 109
bir hediye 84
bir hafta oldu 20
bir hayalet 36
bir hafta mı 41
bir hayvan 28
bir hafta içinde 26
bir haber var mı 33
bir hiç 29
bir hırsız 35
bir hediye 84
bir hafta oldu 20
bir hayalet 36
bir hafta mı 41
bir hayvan 28
bir hafta içinde 26
bir haber var mı 33
bir hiç 29
bir hırsız 35