Bir hataydı translate English
2,481 parallel translation
Bu sadece bir hataydı.
That was one mistake.
Belli ki bir hataydı.
Obviously, it was a mistake.
Sanırım geri dönmek bir hataydı.
I think it was a mistake to come back.
Peter'ın hâlâ hayatında olması yüzünden senden ayrılmam bir hataydı.
Breaking up with you because peter was still in your life, That was a mistake.
O affedilebilir bir hataydı.
That was an honest mistake.
Sana yalan söyledim. Bu bir hataydı, anlıyorum.
I lied to you, it was wrong, I understand that.
Bu bir hataydı.
This was a mistake.
Üzgünüm, bu bir hataydı.
Sorry, it was a mistake.
O bir hataydı..
It was a mistake..
O bir hataydı...
It was a mistake..
Büyük bir hataydı.
Big mistake.
Masum bir hataydı!
Zinger! It was an innocent mistake!
Bu büyük bir hataydı.
It was a horrible mistake.
Navid'i o çocukla konuşurken gördüm. Ve bu aptalca bir hataydı. Tıpkı benim videomla olanlar gibi.
I saw Navid corner that guy tonight, and it was a dumb mistake, just like the one you made with my video.
Biliyorum, bir hataydı.
I know, it was a mistake.
Bu bir hataydı!
This was a mistake!
O öpücük bir hataydı.
The kiss was a mistake.
Benim için önemi olan bir hataydı ama.
Well, that mistake meant something to me.
Bu bir hataydı.
Ugh! I made a mistake.
Bu bir hataydı.
It was a mistake.
Düşüncesizce bir hataydı.
It was an impulsive mistake.
Justin - tamamen bir hataydı.
- Justin- - the whole thing with that was a mistake.
Sutton'la olanlar bir hataydı.
The thing with Sutton was a mistake.
Ve bu bir hataydı.
And it was a mistake.
Kartel bir hataydı.
The cartel was a mistake.
Küçük bir hataydı.
It was an honest mistake.
Biliyorsun ki ben böyle şeyler söyleyen birisi değilim ama benden saklamak istediğin şey her neyse gerçeği söylemediğin şey, kendi başına uğraştığın şu şey bence bir hataydı.
You-you know that I'm, I'm not the kind of guy who says things like this, but... whatever it is that you thought you needed to hide... not telling me the truth, going out on you own like that, I think it was, uh... a mistake.
Bir hataydı.
It was a mistake.
O bir hataydı, Omar bir hataydı.
It was a mistake, Omar was a mistake.
O bir hataydı.
It was a mistake.
Bunu asla senin üzerine yıkmamalıydım. Bu bir hataydı.
I never should have made it your problem.
- Bir hataydı.
- It was a total...
Kariyerimi biraz daha genişletmek istediğimi düşünüyordum, ama bu bir hataydı.
Look, I'm sorry. I-I thought I wanted to branch out a little career-wise, but that was a mistake.
Bir hataydı.
It was wrong.
Büyük bir hataydı.
It was a big mistake.
- Önemli değil, sadece bir hataydı.
- No, it was just a mistake.
Bu gerçekten de büyük bir hataydı.
It was, ha, a big mistake.
Pat, bu büyük bir hataydı.
Pat, this whole thing was a mistake.
Büyük bir hataydı. 18 ayım ve emlakçılık sertifikam gitti.
It was a big mistake. Cost me 18 months, my broker's license and the trust of my family.
Aptalca bir hataydı.
It was a stupid mistake.
Seni dâhil etmek bir hataydı.
Letting you in was a mistake.
- Bir hataydı belki, tamam mı?
Maybe it was a mistake, all right?
Aman Tanrım. 990 01 : 06 : 48,087 - - 01 : 06 : 49,420 Bu bir hataydı.
Oh, my God.
- Bak, o bir hataydı, tamam mı? Gelmemeliydim.
- lt was a mistake. I shouldn't have come.
Jamie, geçen gece... bir hataydı.
Jamie, last night was... a mistake.
Bütün oyunu Valpreda'nın üzerine oynamak bir hataydı.
you were wrong to bet everything on Valpreda.
Bu bir hataydı, özür dilerim.
It was a mistake, I'm sorry.
Bu bir hataydı.
That was a mistake.
Bu masum bir hataydı.
It was an innocent mistake.
Tamam, ama o bir mekanik hataydı ve herkesin başına gelebilir.
Okay, that was a mechanical failure, and that could have happened to anybody.
Geçen seferki bir tür hataydı!
That was some kind of mistake!
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84
bir hafta oldu 20
bir hayalet 36
bir hafta mı 41
bir hata oldu 23
bir hayvan 28
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84
bir hafta oldu 20
bir hayalet 36
bir hafta mı 41
bir hata oldu 23
bir hayvan 28