Bu işe yarayabilir translate English
554 parallel translation
- Evet, bu işe yarayabilir.
- Yes, that might help.
Evet, bu işe yarayabilir.
Yes, it might at that.
Evet bu işe yarayabilir.
Uh, yes... that might do.
Bu işe yarayabilir, beyler.
It might work, gentlemen.
- Bu işe yarayabilir.
- This is gonna work.
Bu işe yarayabilir.
That may come in handy.
- Bu işe yarayabilir.
- That might just work.
- Bu işe yarayabilir.
- Oh, that's a help.
Bu işe yarayabilir!
This might work!
Yine de bu işe yarayabilir.
Still, it might be rather good at that.
Bu işe yarayabilir.
That's a point.
- Bu işe yarayabilir.
- That could work.
- Bu işe yarayabilir.
That could work.
Bu işe yarayabilir.
That can be helpful.
Bu işe yarayabilir.
You know, this might work.
Zamanı geldiğinde bu işe yarayabilir.
That could be useful when the time comes.
- Bu işe yarayabilir.
- This could be very useful.
Evet, bu işe yarayabilir.
Yes, that might work. I advise against this, Captain.
Bu işe yarayabilir.
I think this could work.
Koroyla beyinlerini bulandırabiliriz. Bu işe yarayabilir.
We could take'em higher with the choir.
Evet, sanırım bu işe yarayabilir.
Yeah, I guess that could work.
Bak, teorik olarak bu işe yarayabilir.
See, theoretically that could work.
Bu yılki sanat festivalinde yetenekleri işe yarayabilir diye gelmesini söyledim.
I told her to come to the office to meet with us... there's a chance that we may have an exhibit from a well known artist this fall.
Bu bilgi işe yarayabilir.
That information may be useful.
Bütün bu 2 yıldan sonra şimdi işe yarayabilir.
It might work now after these 2 years.
Bu arada, Bay Bronec'in eşyaları arasında bir şey buldum. Bence işe yarayabilir. Bir anahtar seti.
Oh, by the way, I found something among Mr. Bronec's effects which I think may be of use, a set of keys.
Bu işe yarayabilir.
Listen.
"Bu bir blöf, ama işe yarayabilir."
Bernie!
- Bu bir işe yarayabilir.
- It might work.
Bu konularda işe yarayabilir.
She might come in sort of handy at that.
Kaptan, bunun incelenmesi çok işe yarayabilir. Bu bir katil.
A study of it would be of great use, captain.
Bu tehlikeli ama işe yarayabilir.
It's dangerous, but it might work.
Bu işe yarayabilir. Ne âlâ. Alındınız.
Jolly good, well, you're in.
Bu... işe... yarayabilir.
It could work.
Bu plan işe yarayabilir.
This could work, you know?
Limbani orada doğdu. Bu, işe yarayabilir, Allen.
Limbani was born there.
Bu bir işe yarayabilir.
This might do something...
Bak Carla, bu çok işe yarayabilir.
Carla, it might do you a lot of good.
Bu şeker tortusu ama işe yarayabilir.
This is molasses, but it may do.
Bu ona karşı işe yarayabilir.
This is useful against him.
Bay Hashidera'nın şu an tekrar evlenmek gibi bir niyeti yok ama Bayan Shimozuma onu getirmek istiyor ve sanırım bu şekilde işe yarayabilir.
Mr. Hashidera has no intention of remarrying right now, but Mrs. Shimozuma wants to bring him, and I think it might work this way.
Bu da işe yarayabilir.
That might work, too.
Bu işe yarayabilir.
This may prove useful.
Bu oldukça ilkel ama yine de işe yarayabilir.
- It's pretty crude, but it just might work.
Bu, en iyi yaptığım iş değildir, ama sende işe yarayabilir.
It's not my forte, but it might work for you.
Ayrıca bana öyle geliyor ki, bu fikir işe yarayabilir.
It sounds to me like this idea just might go, don't you think?
Bu... gerçekten işe yarayabilir mi?
This... could actually work?
Bu serseriye bir öpücük vermem işe yarayabilir.
Serve him right if I did give that low-life a kiss.
- Bu gerçekten işe yarayabilir.
- This could actually work.
Bu işe yarayabilir.
It might work.
Bu belki işe yarayabilir.
It may just do it.
bu ise 19
bu işe yaramaz 101
bu işe yarar mı 16
bu işe karışma 37
bu işe yarayacak 22
bu işe yaramalı 20
bu işe yaramıyor 29
bu işe yarar 53
bu işe yaramayacak 44
işe yarayabilir 73
bu işe yaramaz 101
bu işe yarar mı 16
bu işe karışma 37
bu işe yarayacak 22
bu işe yaramalı 20
bu işe yaramıyor 29
bu işe yarar 53
bu işe yaramayacak 44
işe yarayabilir 73