Bu işi translate English
34,715 parallel translation
Bugün bu işi istemediğini söylemiştin.
Earlier, you said that you didn't want this job.
Bu işi halletmem lazım.
I need to get this done.
Bu işi dinle.
Listen to this bit.
Bu işi bedava yapmak istediğini söylemiştin ama postanda bir çek göreceğine emin olabilirsin.
I know you said you wanted to do this job pro Bono, but you can expect a check in the mail.
! Hey, Lois, bu işi benim sevdiğim şekilde yap...
Hey, Lois, you should do that thing that I like...
Sizce bu işi bir daha yapabilecek...
Do you think I'm ever gonna be able to have...
Ya da bu işi yapanların ona vermek istediği bilgiyi verdin.
Or you gave him what the group who did this wanted you to give him.
Bu işi doğru yapmalıyız.
We got to get this right.
Şimdi, bunu bir sivile göstermemem lazım, ama, işte mutfakta bu işi böyle yapıyoruz.
Now, I'm not supposed to show a civilian this, but here's how we do it at work.
Ralph bize ne olduğunu anlatmadan bu işi çözmek aylar alır.
It's gonna take months to sift through this stuff without Ralph to explain it.
Ne zaman yapacaksın bu işi?
So, when do you want to do this? Tonight?
Açıkçası, bu işi almak istemedim.
Uh, to be honest, I didn't want this job.
Bu işi arkanda bırak.
Put this behind you.
Bu yüzden mi bu işi yapıyorsun?
Is that why you do what you do?
Hallet bu işi o zaman.
So cut it out, then.
Caroline Channing Wharton'ın mezunlarından biri. Aynı zamanda kendisi Brooklyn'deki yeni ve başarılı tatlı barının fikrinin sahibi. Ve buraya, bu işi nasıl başardığını bize anlatmak için geldi.
Caroline Channing is an alumni of Wharton, and also the brains behind a thriving new dessert bar in Brooklyn, and she is here to tell us how she did it.
Bu işi başarmamın sebebi o olduğu için bu konuşmayı o yapmalı.
This woman is the reason I'm here today. She should be giving the speech because she's how I did it.
Bu işi ciddiye almamız gerek, Max.
We need to take this seriously, Max.
Bu işi onlar hallediyorlar.
Look, they have a handle on this.
Bu işi de onlara bırak.
Just leave it to them.
Bu işi bilirsin.
You know this job.
Bu işi çözeceğiz ama önce..
And we'll get to it. But first, I need to ask...
Bu işi kolaylaştırır.
When's easy.
Tarihi değiştirmeye uğraşan manyağın teki için endişelenerek bu işi yapamam.
I cannot do my job boxed in like this, worried about knocking over a salt shaker and somehow changing history.
Şimdi bu işi halletmeliyiz.
Now, let's get this over with.
Bu işi biraz daha zorlamak istiyorum.
I wanna try pushing the ball forward.
Sadece bir şekilde bu işi batırdık ve geri gitme şansımız da yok.
I'm just saying we mess this up somehow, and there's a chance it doesn't go back, you know?
- Bu işi kabul ettiğim için tepki göstermen normal.
- It's natural that you have a reaction - to me taking this job,
Bu işi 26 yıldır yapıyorum.
I've been doing this 26 years.
Bu doğru, ama ben bu işi çok uzun zamandır yapıyorum.
That's true, but I've been doing this a long time.
Bu işi gece, kalabalık ve turistler olmadan yapmak için nasıl izin aldın?
How'd you pull off getting to do it at night away from the crowds and tourists?
Bu işi... biraz garip buldum.
So... I'm curious.
Rufus bu işi çözecektir.
Rufus will figure it out.
Bu işi bitireceğiz efendim.
We'll get it done, sir.
Dün onlara bu işi emanet ettin.
You trusted them with this yesterday.
Bu işi istemiyorum.
I just don't want the job.
Yani, bu işi kolay yoldan halledemeyeceğiz.
So, we're not gonna be doing this the easy way.
Bu işi yapabileceğini söyledi.
She said she was up for it.
Ben hala bu işi bitirmedeki en iyi şansım.
I'm still the best shot that we have at stopping all of this.
Seni unuttu, beni unuttu, her şeyden önce bu işi neden yaptığımızı unuttu.
She's forgotten you, forgotten me, forgotten why we're doing this in the first place!
O çocukların dedikleri gerçekten doğruysa bu işi çözüp seni bulacağım ve bizzat kendim hapise tıkacağım seni.
If what those two boys said is really true, I'll find out, I'll find you, and I'll put you away myself.
Bu yamaç işi yeter.
Enough of this patchwork.
" Ricky Amca, bu striptizcilerin evimizde ne işi var?
"Uncle Ricky, what are all these strippers doing in our house?"
Yalnızca bu işi çöz.
Just, you know, fix it.
- Megan da bugün vardiyasına gelmemiş. - Bu Roulette'in işi.
And Megan didn't show up for her shift today.
Bu bilinçaltımın işi değil gibi
It's not like it's my subconscious at work.
- Ve bu olursa işi asla ticarete dökemeyiz. - Bizim paralar da gider.
And if that happens, we'll never be able to sell it commercially.
Dünyanın en önemli işi bu çocuğu yetiştirmek olacak.
The most important job in the world is gonna be raising this child.
Bu kadının burada ne işi var?
What is she doing here?
Bu sonuç odaklı bir iş ve ben işi sonuçlandıramadım.
It's results-oriented business, and I haven't delivered results.
Bu işi daha önceden yapmışsın!
You done this before.
bu işi seviyorum 19
bu işi bana bırak 43
bu işi bitirelim 16
bu işimizi görür 21
işin 35
isis 37
işık 176
ışık 57
isim 189
işim 71
bu işi bana bırak 43
bu işi bitirelim 16
bu işimizi görür 21
işin 35
isis 37
işık 176
ışık 57
isim 189
işim 71
işini 16
işıklar 178
ışıklar 44
isim yok 36
işim yok 17
işimi 37
işınla 31
işık yok 16
işim var 162
işıkları aç 25
işıklar 178
ışıklar 44
isim yok 36
işim yok 17
işimi 37
işınla 31
işık yok 16
işim var 162
işıkları aç 25
isırmaz 18
işığı kapat 29
işıkları söndürün 27
işim bitti 87
işin var mı 24
isimsiz 20
işıkları açın 23
isimleri 17
işıkları kapat 24
işığı aç 22
işığı kapat 29
işıkları söndürün 27
işim bitti 87
işin var mı 24
isimsiz 20
işıkları açın 23
isimleri 17
işıkları kapat 24
işığı aç 22