Bu işe yaramıyor translate English
696 parallel translation
Bu işe yaramıyor.
That won't have any effect.
Bu işe yaramıyor.
It doesn't work.
- Bu işe yaramıyor.
- lt's no use.
Bu işe yaramıyor.
This ain't doing no good.
Bu işe yaramıyor, Blue.
This isn't working out, Blue.
- Yeter! Bu işe yaramıyor!
It's not helping.
Bu işe yaramıyor.
This is not workin'. - I got my foot on the...
Bu işe yaramıyor.
It's no good.
Bu işe yaramıyor. Başka bir şey düşün.
I s not working Got to think up something else
- Bu işe yaramıyor.
- It's not doing anything.
Bu işe yaramıyor.
This isn't working.
- Bu işe yaramıyor.
- This isn't working.
Çünkü bu işe yaramıyor.
Because this isn't working.
Bu işe yaramıyor.
No, this is not working.
Bu işe yaramıyor.
It's not working.
Bu şey işe yaramıyor!
This sucks!
Bu 2 pantolon şeysi işe yaramıyor.
This 2 pants thing doesn't work!
Bu kitap işe yaramıyor.
Maybe that book is no good.
Doktorun verdiği bu ilaç hiçbir işe yaramıyor.
This dope the doctor gives me doesn't do my foot any good.
Bu, bir işe yaramıyor.
It's just no use.
Bu çok işe yaramıyor.
This isn't doing any good.
Bu bir işe yaramıyor Bay Hurley. Kendimi plakayı bile göremediğime inandırdım.
No, it's no use, Mr. Hurley, I'm convinced I didn't even see the license number.
Bu belki sizi duygusal olarak tatmin ediyordur ama....... pek işe yaramıyor ve adil de değil.
That might be emotionally satisfying to you, but it wouldn't be exactly practical, and hardly fair.
Bu alarm da diğer şeyler gibi işe yaramıyor. Buradan çıkamayacağız.
The stupidest burglar in the world could come in and walk away with everything, and we can't even get out.
Bu kız da bir işe yaramıyor!
There's no helping this girl!
Sizler... bu adamın izinden gidiyorsunuz, ama bir işe yaramıyor.
This... this is who you follow, but you go nowhere.
Hayır, bu işe yaramıyor!
I- - That doesn't work.
Bu durumda efendim, bu yeterince işe yaramıyor. "
In that case, sir, it isn't good enough. "
Ann, bu pek işe yaramıyor.
It's not going to work.
- Bu... İşe yaramıyor artık, durdu.
- This... this doesn't work anymore
Bu sabah gönderdiğin adam işe yaramıyor.
That guy you sent me this morning isn't working out.
Bilmenin hiçbir yolu yok. Bu lanet harita işe yaramıyor.
This is not even on this damn map.
Bu bir işe yaramıyor.
It's not happening.
Ama bu bir işe yaramıyor
But I'm useless.
İyilik bu dünyada pek işe yaramıyor.
Kindness is of little use in this world.
- Bu hiç işe yaramıyor.
- This doesn't help at all.
Bana yardım etmeye geldiğini biliyorum ve minnettarım ve bu çok hoş ama işe yaramıyor.
I know you came here to help me, and I really appreciate it... and it's really sweet, and it's really not working.
Ferris, başka bir yöntem denemeliyiz. Bu, bir işe yaramıyor.
Ferris, we'd better try something else This isn't working
Bir anda, tüm bu gücü hiçbir işe yaramıyor.
Suddenly, in this situation, his power is useless.
Eğer sahiden hayaletseniz bu çarşaflardan başka bir numara bulun, çünkü bunlar hiç işe yaramıyor.
If you are real ghosts, you better get another routine because those sheets they don't work.
Bu Sovyet saçmalığı belki satrançta işe yarıyordur ama burada işe yaramıyor.
Maybe this Russian bully stuff works on a chessboard, but not here.
Kabul etmek zorundayız Steve, bu ürün işe yaramıyor.
We have to face it, Steve. This stuff isn't working.
Ama bu konuda işe yaramıyor.
And this this isn't.
Kullandığım tüm yöntemler, bildiğim tüm numaralar, işleri yapma şekillerim, bu filmin finalini bağlamak için işe yaramıyor.
None of my tools, none of my tricks, none of my ways of doing things works for this ending.
Anne, bu şey işe yaramıyor.
Mama, this thing ain't working.
Bu da işe yaramıyor ama çabuk bitiyor, dönüp televizyon izleyebiliyoruz.
That doesn't work either, but it's quick and we can get back and watch TV.
Bu özel ayakkabılar pek işe yaramıyor Irv.
These special shoes aren't very effective.
Bu aile sorundan başka işe yaramıyor.
This family nothing but trouble.
Hasiktir ya. Bu yapıştırıcı işe yaramıyor.
This glue doesn't stick.
Bu tutarsız meslekte olduğundan fazlasıymış gibi davranmak işe yaramıyor.
In this precarious profession it doesn't do to get too big for one's boots.
Korkarım bu artık işe yaramıyor.
Well I'm afraid that's no longer going to count anymore.
bu ise 19
bu işe yaramaz 101
bu işe yarar mı 16
bu işe yarayacak 22
bu işe karışma 37
bu işe yaramalı 20
bu işe yarar 53
bu işe yaramayacak 44
bu işe yarayabilir 33
işe yaramıyor 223
bu işe yaramaz 101
bu işe yarar mı 16
bu işe yarayacak 22
bu işe karışma 37
bu işe yaramalı 20
bu işe yarar 53
bu işe yaramayacak 44
bu işe yarayabilir 33
işe yaramıyor 223