English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bu işi seviyorum

Bu işi seviyorum translate English

165 parallel translation
Bu işi seviyorum özelliklede sonbaharda, herşeyin bana keyif verdiği mevsimde.
I love it... Especially now that it's spring and everything's so happy.
Eğitim işi ve bu işi seviyorum.
It's training men and I like the job.
Bu işi seviyorum.
I like this work.
Bu işi seviyorum.
I love this job.
Bu işi seviyorum.
I love it.
Bu işi seviyorum!
I love this job!
Bu işi seviyorum.
I love this ground-rush shit.
Bu işi seviyorum.
I love this fuckin'job.
Bu işi seviyorum!
I love this business!
Bu işi seviyorum!
I love this stuff!
- Bu işi seviyorum.
- I love this job.
Öncelikle, bu işi seviyorum, sonra, bir aktör bir karakterin zihnine... girebilir ve onu daha çok anlayabilir.
First of all, I like it and then, I think that an actor can get into a character's mind and understand more about him.
Tanrım, bu işi seviyorum.
God, I love this job.
Tanrım, bu işi seviyorum!
God, I love this job!
Tanrı'm, bu işi seviyorum!
GOD, I LOVE THIS JOB!
Tanrım, bu işi seviyorum.
God, I Love This Job.
Bu işi seviyorum?
I love this job!
Herkes bir şey istiyor, bu işi seviyorum.
Everybody wants something. I love that part!
- Bu işi seviyorum.
I love this job.
Bu işi seviyorum, Olivia.
I love this job, Olivia.
Bu işi seviyorum ve onlar beni bitirecek.
I love this fucking job, and they're gonna do me.
Ama bu işi seviyorum.
But I'd have liked that
Bu işi seviyorum, Marla.
I love the job, Marla.
- Para... Bu işi seviyorum.
- Money... I like my job.
Bazen bu işi seviyorum.
I Iove this job sometimes.
Daha önce de söyledim, bu işi seviyorum.
Now, I've told you before I appreciate the work.
Bu işi seviyorum.
I love this stuff.
Hem bu işi seviyorum para kazanmam lâzım ve ihtiyar insanlarla bir sorunum yok.
I mean, this is my job. I got nothing against old folks.
Unutma bu işi ekmek parası için yapmıyorum. İşimi seviyorum. Kwimperlarla görüşme eğlenceli olacağa benziyor.
Yes, Alisha, when a few parasitic individuals set themselves above the interests of six million taxpayers, I get angry, and stuffy, and determined!
Bu işi çok seviyorum dostum.
I enjoy this work, my friend.
Bu işi çok seviyorum.
I love it more than my life.
Bu isi seviyorum.
I like this job.
Çünkü bu işi seviyorum.
I like it.
General Motors'tayken aldığım paranın yarısını kazanıyordum ama bu işi çok daha fazla seviyorum.
It's almost half of what I was making at General Motors... - but I like the work a lot better.
Bu işi seviyorum.
I like this job.
Bu işi seviyorum!
I love it.
Bu bölümü seviyorum ve bu işi istiyorum.
I like this department and I want this job.
Bu işi yapıyorum çünkü seviyorum.
I do this because I love it.
Bu işi tofitayı sevdiğimden daha çok seviyorum ki tofitanın tadını çıkaran bir adamımdır.
I love this job more than I love taffy. And I'm a man who enjoys his taffy.
Ama hiçbiri üzerinde düşünmemiştim. Oteli seviyorum tabi, ama bu işi sensiz yürütemem.
Of course I love the inn, but I couldn't do that to you.
Bu işi çok seviyorum.
God, I love this business.
- Çok üzgünüm ama bu işi Danny'yle yapacağım çünkü o benim oğlum ve onu seviyorum.
I'm so sorry, but I'm gonna go with Danny because he's my son, and I love him.
Hayır, aslında seviyorum bu işi.
No, I'm actually loving it.
Bizim işi bu yüzden seviyorum.
This is why I love our business.
Bu işi gerçekten seviyorum.
I love this job, I do.
İşte bu işi bu yüzden seviyorum.
I'm not sure I like this new work, colonel.
İşte bunun için bu işi seviyorum.
- See, this is why I love this job.
İşte bundan bu işi bu kadar seviyorum!
That's why I love this job too.
Ve bu ayıları, bu işi kitabına göre yapacak kadar, çok seviyorum.
And I love these bears enough to do it right.
Fakat dediğim gibi, bu hayvanları, bu işi kitabına göre yapacak kadar, çok seviyorum.
But mostly I love these bears enough to survive and do it right.
Bu işi gittikçe daha çok seviyorum.
I'm enjoying this more and more!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]