Böylesi translate English
5,603 parallel translation
Böylesi bir yaşam için gereken kimyasal altyapı bildiğimiz her şeyden tamamıyla farklı olmalı.
The chemical basis for such life would have to be entirely different from anything we know.
Belki de böylesi daha iyi.
Well, maybe it deserves to die.
- Böylesi daha iyi.
That's more like it.
İşkencenin de böylesi.
There you have it, torture.
Nerede duyulmuş böylesi?
Whoever heard of that?
Carmel'de varoşlarda yaşayan sayılı müvekkillerimle perşembeleri Kapulsky Kafe'de görüşürüm. Böylesi onların işini kolaylaştırıyor. Şüphe götüren kısa görüşmeler yapmaktayız.
Carmel, and since I have a number of clients in the suburbs on Thursdays I meet them at the Kapulsky Café, so as... to make it easier for them.
- Rezilliğin, kepazeliğin de böylesi.
- Disgrace and infamy.
Kocası da hâlâ istiyorsa böylesi bir kadını ona geri yollamak gerek!
A woman like her should go back to her husband, if he's still willing!
İkinize birlikte söylemeyi umuyordum ama böylesi daha iyi sanırım.
Well, I was hoping to say this to the both of you, but perhaps this is better.
Ayrıca böylesi daha zevkli.
Besides, this is way more fun.
- Böylesi daha iyi.
- That's better.
Ame belki... belki böylesi iyi oldu.
But maybe... maybe that is a good thing.
Böylesi daha iyi değil mi?
There. Isn't that better?
Böylesi daha iyi olur.
That works out well.
Onlar son saniye de öpüşür ve her şey düzelir, böylesi biraz mucize olurdu.
They kiss at the last second and everything is fixed like some miracle happened.
Aksine, atmosfere öyle bir karbondioksit boşaltıyoruz ki geçmişteki kitlesel yok oluşlara neden olan büyük iklim felaketlerinden beri böylesi görülmemiştir.
Instead, we're dumping carbon dioxide into the atmosphere at a rate the Earth hasn't seen since the great climate catastrophes of the past, the ones that led to mass extinctions.
Biz, böylesi önemli bir dönüşümde işin zor kısmını başaranların omuzlarında yükseldik.
We stand on the shoulders of those who did the hard work that such a fundamental transformation required.
Böylesi çok kolay olmaz mı?
That's convenient, isn't it?
Böylesi daha korkunç.
It's scarier this way.
Saygı değer babamızın, torununa böylesi düşkün olduğunu görmek güzel.
It is good to see our revered father so devoted to his grandson.
Hijyen konusunda biraz takıntılıyım. Yani aslında böylesi daha iyi oldu.
I'm a sucker for cleanliness, so this is actually much better.
Bir insan niçin böylesi bir şey için gönüllü olur?
Why would a man volunteer for something like this?
Böylesi daha iyi.
It's better that way.
Böylesi bir şeye inanamazsın!
You don't understand a damn thing.
Böylesi cesaret ister.
So that took courage.
Don Pietro Savastano böylesi bir şeyi kabul etmezdi.
Don Pietro Savastano would not have accepted such a thing.
Böylesi daha açık, Kent.
It's, uh, much clearer, Kent.
Sanırım böylesi daha.
I think it's for the best.
Böylesi iş görüşmesi sırasında onunla tanışmandan daha iyi bence. Böylece çok daha rahat olursun.
You know, I think it's good that you didn't meet him during your interview,'cause this is way more relaxed.
Böylesi daha iyi.
_
Belki de böylesi daha iyidir.
Maybe it's better this way.
Gerçekten elimizde tek kalan Madison Montgomery ise belki de böylesi daha iyidir.
If Madison Montgomery really is all that's left to us, maybe it is better this way.
Belki böylesi daha iyidir.
Maybe it's better.
Adaletin de böylesi.
That's some badass justice.
- Ne bileyim, öyle yaz diye, böylesi daha güzel olur.
- I don't know. It made a better story.
Hayır. Böylesi geç bir saatte senden bunu istemem hiç uygun olmadı.
No, it was unfair of me to ask this of you at such a late hour.
Böylesi daha romantik değil mi?
It's like more romantic, right?
Böylesi onun için daha iyi!
It's better for her!
Beni öldürdü de. Ama tuhaf bir şekilde böylesi daha iyi oldu.
She did kill me, although I'm weirdly better off.
Amına koyayım böylesi işin.
Jesus fucking Christ. Oh, fuck.
- Böylesi diğer şeyden daha iyi. - Hayır.
- Well, it's better than the other thing.
Böylesi çok daha ilginç kızım.
Girl, that's when the shit gets interesting.
Böylesi zamanlarda yaşıyor olmamız ne büyük lütuftur.
How fortunate we are to be living in these times.
Böylesi adil olur.
It's fair play.
Yok, böylesi iyi.
No, this is fine.
Böylesi mütevazı başlangıçlarla içerisinde yaşadığımız göz alıcı modern dünyanın kapıları aralandı.
From such humble beginnings grew the astonishing modern world in which we now live.
Bay Gentile'de hafif bir bronşit tablosu oluştu ki böylesi bir işlemden sonra gayet olağan bir durum.
Mr. Gentile has developed a small case of bronchitis, which is common after such a procedure.
Fakat böylesi sıçramaların daima bir ışık dalgası ürettiğini ve bu dalganın renginin de yörüngeler arasındaki enerji farkıyla eşleştiğini biliyoruz.
What we do know that such leaps always produce a light wave whose color matches the energy difference between the orbitals.
Böylesi daha iyi, değil mi Swan?
That's more like it, isn't it, Swan?
- Böylesi çok zor olur.
It would be too hard.
Böylesi daha iyi.
Just get better, old girl.
böylesi daha iyi 308
böylesi çok daha iyi 20
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böylesi çok daha iyi 20
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle iyiyim 107
böyle mi 243
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle iyiyim 107
böyle mi 243
böyle bir durumda 32
böyle işte 52