Bırakın gideyim translate English
836 parallel translation
Yalvarırım, bırakın gideyim.
I beg you, please let me leave.
Bırakın gideyim!
Let me out of here!
Bırakın gideyim!
Let me go!
Ne istiyorsunuz? Bırakın gideyim.
What do you want?
- Hadi ama, bırakın gideyim.
- Come on, let me out.
Bırakın gideyim!
Let me go! I don't want to go with you.
Bu kir. Kulaklarımın arkasını yıkamam, bırakın gideyim!
You can still see the black paint behind his ears.
- Bırakın gideyim!
- Let me go!
- Bırakın gideyim!
- Let me get out!
- Lütfen, bırakın gideyim!
- Please, let me go.
- Yardım edin, bırakın gideyim lütfen!
- Help, let me out please!
Beni bırakın gideyim.
Let me out of here.
Bırakın gideyim!
Help!
- Bırakın gideyim!
- Let me go.
nereye götürdünüz, bırakın gideyim.
Where'd they take her? Let go now.
- O zaman bırakın gideyim.
- Then let me go.
Lütfen bırakın gideyim.
Please, let me go.
Lütfen, bırakın gideyim.
Please, let me go.
Bırakın gideyim, lütfen!
Let me go, please! Let me go!
Bırakın gideyim.
Let me out of here.
- Bırakın gideyim.
- Let me go.
Bırakın gideyim.
Let me through!
Binbaşı, bırakın gideyim.
Major, why don't you let me go?
Lütfen, bırakın gideyim!
Please, let me go!
Eğer o kapıdan girerse, ben öleceğim. Bırakın gideyim.
Yes!
Bırakın gideyim bu benim için çok önemli.
Let me go and the necessary does.
Bırakın gideyim. Bırakın gideyim.
Let me go, let me go.
Bırakın gideyim.
Will you let me go?
Hayır, bırakın gideyim.
Oh! No, no! Let me go now!
Bırakın gideyim.
Let me go!
"İçinizde insaniyetin zerresi varsa şayet... "... bırakın da kocama gideyim! "
"If there is any human feeling in you - - let me go to my husband!"
Bırakın da gideyim.
Let me out of here.
Bırakın da gideyim.
Will you please let me go?
Bırakın ben de gideyim, efendim.
Let me go too, master.
- Bırakın gideyim.
- Let go of me.
Bırakın ona gideyim.
Let me go to him.
Beni ya tutuklayın ya da bırakın evime gideyim.
Either book me or let me go home.
Bırakın beni gideyim!
Let me leave!
Bırakın ona gideyim.
Let me go to my Ma
Sevgili yurttaşlarım, bırakın tek başıma gideyim. Benim hatırım için Antonius'la kalın.
Good countrymen, let me depart alone, and for my sake, stay here with Antony.
Bırakın gideyim.
Let me go.
- Bırakın, gideyim! - Kes şunu!
Let me go, let me go!
Bırakın da gideyim.
Now, all right, let go of me.
Bir hata yaptım. Bırakın da gideyim.
I made a mistake.
N'olur Alan, bırak gideyim.
Oh, please, Alan, let me do it.
Bırakın beni gideyim.
Let me go.
Hasta ettiniz adamı. Bırakın evime gideyim yoksa bunu size ödetirim.
I'm sick, and you'll pay or send me home.
Bırak gideyim, baba! Bu dövüş yaşamımın en büyük şansı!
This battle is the chance of a lifetime!
Bırakın da evime gideyim!
Let me go home!
Bırakın da gideyim!
Let me go!
Eğer benimle aynı fikirde değilseniz o zaman bırakın bu insanlarla gideyim, ve size yeni bir lider atamanızda yardımcı olayım.
If none of you agree with my reasons, then let me go with these people, and I will help you elect a new chief.
gideyim 67
gideyim mi 42
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
gideyim mi 42
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78