English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Gerçekten çok kötü

Gerçekten çok kötü translate English

877 parallel translation
Biz gerçekten çok kötü bir şey mi yaptık?
Do you think... that what we did was that bad?
Gerçekten çok kötü durumda.
She's in a really bad state.
Bu, olanları hatırlamaktansa onu öldürdüğünü düşünmene... -... neden oluyorsa gerçekten çok kötü bir şey olmalı. - Yeter.
It must have been terrible for you to prefer to think you murdered Edwardes rather than remember what happened long ago.
Bazı insanlar okumaya zaman bulamıyorlar,... bu gerçekten çok kötü.
The Good Book is also a cripple's pastime, a very pleasant one, although some people try to run away from it.
Gerçekten çok kötü hanımefendi, tek söyleyebileceğim bu.
That's certainly too bad, miss. That's all I can say.
Durumu gerçekten çok kötü.
He's pretty bad, girlie.
Ayağın gerçekten çok kötü sıkışmış, ha?
You really got that stuck, haven't you?
General Waverly'nin Noel'de burada olmaması gerçekten çok kötü.
Certainly too bad General Waverly couldn't have been here this Yuletide.
Digeri, gerçekten çok kötü.
The other, very bad indeed.
Gerçekten çok kötü!
Too bad, indeed!
Gerçekten çok kötü.
Really too bad.
Bunu söylerken üzgünüm ama, gerçekten çok kötü kokuyordun.
I'm sorry to tell you, but you smell really bad.
Çok kötü biri oldu, gerçekten çok kötü...
My, he turned out bad, real bad.
Kont Bezukhov gerçekten çok kötü durumda olmalı...
Count Bezukhov must be in a really bad state.
Sizin için gerçekten çok kötü haberlerim var, Bay Evers.
I've got some real bad news for you, Mr Evers.
- Gerçekten çok kötü.
- That really stinks.
Kendimi gerçekten çok kötü hissediyoum.
Oh, don't be silly. Well, I do. I feel as if I've degraded myself and embarrassed you, and I really, really feel very bad.
Sen gerçekten çok iyisin ikisininde hakkından geldin onlar gerçekten çok kötü müşteriydi.
Your swordsmanship is great Those two fellows... could also take on many at a time
Kısa boylu bir erkekle uzun boylu bir kadının evlenmesi gerçekten çok kötü.
It's terrible when a short man marries a tall woman.
Gerçekten çok kötü...
It's just to bad...
Durumlar gerçekten çok kötü.
Things are really bad.
O gerçekten çok kötü durumda! - Tırmanış mı yapıyor?
- He's a mountain climber?
Gerçekten çok kötü bir şey!
Something dreadful happened!
Shangguan jinhong gerçekten çok kötü, Düellodan önce, dikkatin dağılmaması gerek.
Shangguan Jinhong is really evil, one must be focused before a duel.
Tanrım, 40 dakikan ve 40 dolarının olmaması gerçekten çok kötü.
Gee, it's too bad you don't have about 40 minutes and about 40 dollars.
Gerçekten çok kötü.
Absolutely awful.
Ve, bu gerçekten çok kötü.
And that's really a pity.
Bir şey yapmalısın. Gerçekten çok kötü durumda ve bu senin suçun.
- Well, you have to do something.
Ben gerçekten çok kötü bir çocuk değilim.
I'm really not such a bad guy.
Öz imajım gerçekten çok kötü.
My self-image is real bad.
Ordu tarafından aranıyor olman gerçekten çok kötü.
It's really too bad you're being chased by the military.
Bunu Modern Sanat Müzesi'nde sergileyemememiz gerçekten çok kötü.
AMY : It really is too bad we can't preserve this for the Museum of Modern Art.
Hırsızı yakalayamamış olmamız gerçekten çok kötü oldu.
It's too bad we couldn't catch the cat burglar who took it.
Gerçekten çok kötü birisin, belli!
I knew you are also an evil man
Gerçekten çok kötü.
See? And it's real bad.
- Çok kötü gerçekten.
- Very nasty, sir, indeed.
Bir çocuk çok kez birilerine kötü bir şeyler olmasını diler ve bir şeyler gerçekten olursa, suçluluk duyarlar.
The child often wishes something terrible would happen to someone, and if something does happen to that person, the child believes he's caused it.
Çok kötüsün Tom, gerçekten kötü.
It's rotten of you. Simply rotten.
Bu çok kötü çünkü her şeyi gerçekten bilen kişi Arthur.
Which is too bad in a way... because Arthur's the one that really knows.
Gerçekten de çok kötü.
It's really too bad.
Amerikalılar genelde Almanca'yı çok kötü bir aksanla konuşur... ama senin aksanın... gerçekten berbat.
# Röslein auf der Heiden As a rule, Americans speak German with a very bad accent, but your accent is... is really horrible.
Gerçekten şansım çok kötü.
I really had a bit of bad luck.
Çok kötü değildi, tatlım, gerçekten.
It wasn't too bad, dear, really.
Hesap günü geldiğinde, tıpkı benimkinin Dunkirk'te geldiği gibi sizi temin ederim, Yarbay, gerçekten de çok kötü bir gün olabilir.
When the day of reckoning arrives, as mine arrived at Dunkirk I can assure you, Colonel, it can be a most sorry day, indeed.
Evet, efendim, bugün gerçekten de çok kötü.
Yes, sir, it's real bad today.
Bu çok kötü, ama gerçekten alamayız...
It's too bad, but we really can't...
Bu gerçekten çok ilginç. Peki ya kötü mevsimler?
That is very interesting indeed, but what about the bad seasons?
Kazia annesinin hissesini ipotek etti ama Kawecki, gerçekten Kazia'ya çok kötü davranıyor çünkü Kazia evli değil ve annesiyle birlikte yaşamak zorunda.
Kazia mortgaged her mother's part... but Kawecki treats Kazia very badly indeed... because she's not married and has to live there with her mother.
Eğer gerçekten bunu istiyorsan çok kötü...
If you really want it so bad...
- Gerçekten bunu kabul etmemek çok kötü.
- Too bad it doesn't really apply.
Kötü bir evlilikten sonra bana gerçekten çok destek oldu.
He was really nice to me when my marriage fell apart.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]