Her şeyim translate English
1,263 parallel translation
"Çünkü ben her şeyim sen ise hiç bir şey."
"Because I'm everything and you're nothing."
"Çünkü ben her şeyim, sen ise bir hiç."
"Because I'm everything and you're nothing."
( eko ) Çünkü ben her şeyim veya hiçbir şeyim.
( echoing ) Cos I'm everything or nothing.
- Her şeyim tamam.
- Yeah, I'm all set.
- Yok her şeyim var.
- No, I have everything.
Her şeyim elimden alınacaksa... Yaşamanın bir anlamını görmüyorum.
If everything just gets stripped away, I don't see the point.
O benim her şeyim.
She's my everything.
Karım, aşkım, arkadaşım ve ruh eşim olarak her şeyim senindir.
As my wife, my lover, my friend and my soul mate, all I am is yours.
Bir basketbol oyuncusu olarak bacaklarım benim her şeyim.
As a basketball player, my legs are what made me.
Her şeyim birbirine benzer.
Everything I own looks alike.
Kızlar, paralar, her şeyim var.
Babes, bucks, I got it all.
Burası her şeyim
# # It's the place I call home
Her şeyim çocuklara kalacak. Yarı yarıya.
Everything for the children. 50-50.
Ben kızılım ve her şeyim de kızıl.
I'm a redhead and everything's red.
Her şeyim ona bağlı.
Oh. I need a constant distraction or I lose control.
O benim her şeyim, biliyorsunuz?
I'm all he's got, you know? .
Her şeyim var.
I have everything.
Evet ama ben sahip olduğun her şeyim.
Aye, but I'm all you've got.
Her şeyim senindir.
Anything I have is yours.
Her şeyim vardı! Anne, tekrar alışverişe gitmem gerekir mi?
Mum, do I have to go shopping again?
Onu çok seviyorum. O benim her şeyim.
Well, we still are very much in love and she means the world to me.
Her şeyim vardı, her şeyim vardı.
I had everything. Everything.
Başarmak için her şeyim varmış. Neden kendim olmaya engel oldum?
If I had everything to succeed why I stopped being myself?
Benden büyük bir kardeşim var. Ve o... benim her şeyim beni çok seviyor.
And he is... everything to me he loves me so much...
Sanırım her şeyim var. Tamam.
- Didn't you tell him I was in trial?
Bir şeyler parçalana kadar her şeyim vardı.
I had the whole package until something fell apart.
Her şeyim vardı, sen hariç.
Had everything but you.
- Hayır. Her şeyim yanımda.
No, I have what I came with.
O benim her şeyim.
She's everything to me.
O benim her şeyim. Ve onu kaybettim
She's everything to me, and I lost her.
Bu benim için çok zor çünkü her şeyim vardı.
It's just hard for me because I've always had everything.
Onlar her şeyim.
They're all I got.
Sanırım ne kadar güzel olduğunu ve benim her şeyim olduğunu söylerdim.
I guess I would have... told you how beautiful you are... and that... you mean everything to me.
Hadisene, Will Her şeyim hazır
Come on, Will I'm all set
Her şeyim orada tamam mı?
Everything is in there, okay?
Babanla evlendiğimde, benim her şeyim oydu, anlıyor musun?
When I married your father, he meant everything to me. You understand?
Bir şeye ihtiyaçları olduğunda, her şeyim hala onların.
We'd still travel together. If they needed something, what's mine will still be theirs.
April benim her şeyim.
April means everything to me.
Her şeyim senindir ve her şeyin benimdir.
AII I have is yours... and all you have is mine.
Komiserim, lütfen o benim her şeyim.
Lieutenant, please... she is all I have.
İhtiyacım olan her şeyim var, gerçekten
I've got everything I need. Really.
Her şeyim o kamyonetteydi.
Everything I owned was in that truck.
Her şeyim senin, cesur Yankim.
Anything for you, my brave Yank.
Her şeyim gitti.
All gone.
Sen daima her şeye sahiptin, benimse hiçbir şeyim olmadı.
You always got it all, while I was left with nothing.
Ya aslında benim ona karşı bir şeyim yok tabi misafir olduğu için, o beni sevdi...
I was just showing her around. Nothing special.
Tam da, ona gösterecek bir şeyim olduğunda tam bir şeyler yaptığımı ispat edecekken onun susturup, bana bir halt olmadığımı söylemesine son verecekken onu mutlu edecekken bu lanet olası hastalık çıkageldi ve şimdi, o bunu göremiyor.
Just when I had something to show her, to prove I could do something. To shut her up and stop her telling me I was a nobody... To make her happy...
Her şey yolunda adamım. Bir şeyim kalmaz.
Ah, that's all right, man.
Bir elimde soğuk bir bira... öteki elimde de benim büyük... 15 santimlik harika şeyim, bütün gece boyunca Leila Kaufman'nın Hillendale havuz partisindeki görünen o güzel göğüslerini hatırlamaya çalışıyordum.
And I got one hand wrapped around a cold domestic beer... and the other wrapped around my magnificent, flaccid... four-and-one-half inch wonder, and I am trying with all my might... to remember what Leila Kaufman's nipples looked like... when her bathing top slipped off at the Hillendale pool swim party.
şimdiye kadar sahip olduğum her şeyi kaybettim Rohit'ten başka hiç bir şeyim yok onu kaybetmeye dayanamam.
No. I've already lost everything I ever had. I have nothing except Rohit. I can't afford to lose him.
Her şeyim var!
I had everything!
her şeyimi 16
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey için teşekkürler 136
her şey bitti 278
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyin bir ilki vardır 44
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey için teşekkürler 136
her şey bitti 278
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyin bir ilki vardır 44