Nerede kaldın translate English
1,718 parallel translation
Nerede kaldın?
Where you been?
- Baba nerede kaldın?
- Papa, where have you been?
Will, nerede kaldın?
Will, where have you been?
Nerede kaldınız?
Where the hell have you been?
- Nerede kaldın.
Hi, where were you...
Joey, nerede kaldın?
Joe, where the hell you been?
Nerede kaldınız?
What took you so long?
- Nerede kaldın?
- Where have you been?
Nerede kaldın bebeğim?
What took you so long, baby?
- Baş belası! - Nerede kaldın?
What a pain!
- İyi günler, Tatyana Petrovna. Nerede kaldın?
- How are you, Tatyana Petrovna.
Sevgilim nerede kaldın?
Honey, I've been waiting.
Nerede kaldın? Saat 5 : 30.
Where have you been?
Nerede kaldınız be oğlum?
Where were you?
Baba, nerede kaldın?
Dad, where have you been?
Nerede kaldın?
Where the fuck you been?
- Nerede kaldın?
- What took you so long?
- Nerede kaldın?
- Where you been?
Anne, nerede kaldın?
Mom... where have you been?
Nerede kaldın ya hiç gelmeyeceksin sandım.
I thought you were never coming.
- Nerede kaldın Taylor?
It's about time, Taylor!
Nerede kaldın?
Where have you been?
Nerede kaldın, hayatım?
Where you at, baby?
Tanrı aşkına nerede kaldın?
Where the heck are you?
Gabrielle, nerede kaldın?
Gabrielle, what's the holdup?
Nerede kaldın?
What the hell happened?
Martin, nerede kaldın yahu?
Martin, where's he been keeping you?
Gaby, nerede kaldın?
Gaby, where have you been?
Nerede kaldın?
WHERE YOU BEEN?
Nerede kaldınız, çocuklar?
Where the hell have you guys been?
Nerede kaldın, hadisene?
What's taking you so long?
Nerede kaldın?
I told you.
Nerede kaldınız?
Where are you?
Nerede kaldın?
Oh, where've you been?
Nerede kaldınız? Siz onur gardiyanları mısınız?
Oh, about time!
Nerede kaldın, hatunları kaçırdık sayende.
Took you long enough, now thosa gals are probably gone.
Chloe, nerede kaldın?
Hey, Chloe, where are you?
Nerede kaldın?
What took you so long?
- Nerede çalıştığını, nerede kaldığını nerede suşi yediğini öğrenmemiz gerek.
- So we got to find where he worked, where he lived, where he ate sushi.
Olanlara kayıtsız kalamadı çünkü Halkın Tapınağı içerisinde San Mateo ilçesinden vatandaşlar da vardı ve bu kişilerin aileleri onunla irtibata geçiyor yakınlarının nerede olduğunu orada gerçekten kendi rızalarıyla mı kaldıklarını öğrenmek istiyorlardı.
He became concerned because a number of residents in San Mateo County had become members of the Peoples Temple and family members started contacting him, concerned about their whereabouts and concerned about whether or not they were being held against their will.
- Nerede kaldığını biliyor musunuz?
- You know where he stay at?
Nerede kaldın?
- Where have you been?
Yok. - Nerede kaldıklarını biliyor musun?
- Do you know where they stayed?
- Nerede kaldınız?
Where did you stay?
Nerede kaldığını öğrenmeliyim.
I need to find out where he's staying.
Ona ulaşamıyormuş. Nerede kaldığını bilmediğini söylüyor.
Can't reach him by phone, and she doesn't know where he's staying.
Kırmızı Lider, Kırmızı Lider. İstediğim yakın hava desteği nerede kaldı?
Red Leader, Red Leader, where's my close air support?
Nerede kaldın?
- Saul. Hey.
Nerede kaldın?
[Imitates bird cawing] Where've you been?
Evet, Fi. Suikastçının nerede kaldığını biliyorum.
- Yeah, Fi.
Nerede kaldın.
Why aren't you on your way in?
nerede kaldınız 56
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
neredesiniz 293
nerede kalmıştık 239
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135
nerede kalmıştık 239
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135