Nerede yaşıyorsun translate English
542 parallel translation
"Nerede yaşıyorsun?"
Where do you live?
- Nerede yaşıyorsun?
- Where do you live?
Nerede yaşıyorsun sen?
Where do you live?
Nerede yaşıyorsun?
Where do you live?
Nerede yaşıyorsun öyleyse?
Where are you living now?
Nerede yaşıyorsun, ağaçta mı?
Where do you live, in a tree?
Nerede yaşıyorsun evlat?
Where do you live, sonny?
Nerede yaşıyorsun? - Rose, Rose.
Where do you live?
- Nerede yaşıyorsun, bayım?
Where you been living, mister?
- Nerede yaşıyorsun?
Where are you living?
Kasaba'da nerede yaşıyorsun?
Where in town do you live?
Nerede yaşıyorsun?
Where are you living?
Nerede yaşıyorsun?
You are? Where are you living?
Ve onada bir tane gönder, Sarah Jane, sen nerede yaşıyorsun?
And send her one too. Where do you live, Sarah Jane?
Şimdi nerede yaşıyorsun? ...
Where I live now...
- Ayrıca nerede yaşıyorsun.
- And also, where you live.
- Şu an nerede yaşıyorsun?
- Where do you live now?
Söyle, örneğin nerede yaşıyorsun?
Tell me, uh, for instance, where do you live?
Nerede yaşıyorsun?
And you?
Şimdi nerede yaşıyorsun?
. Where doyou live now? .
- Ve nerede yaşıyorsun?
- And where do you live?
Peki nerede yaşıyorsun?
And where do you live?
Şimdi nerede yaşıyorsun?
So, where do you live now?
Sen nerede yaşıyorsun?
Where do you live?
Şu an nerede yaşıyorsun?
Where do you live now?
Nerede yaşıyorsun?
SO WHERE DO YOU LIVE?
Ve sonra geri dönüp bana, "Nerede yaşıyorsun?" dediklerinde "California.'da" diyeceğim.
And now when I go back there and they ask me, "Where you live?" I say, "In California."
Sen nerede yaşıyorsun bilmiyorum.
You don't know where you're living.
Nerede yaşıyorsun? Arabayı durdur.
Where do you live?
Ee Didi, nerede yaşıyorsun?
So Didi, where do you live?
- Nerede yaşıyorsun?
- Residence? - Joplin.
- Şimdi nerede yaşıyorsun ki?
- Where do you live now?
Peki, nerede yaşıyorsun?
Then where do you live?
- Nerede yaşıyorsun sen?
Must I just take anything from him?
Margaret, Nerede yaşıyorsun?
MARGARET, WHERE DO YOU LIVE?
Sen nerede yaşıyorsun?
Where have you been?
Basie, Nerede yaşıyorsun?
Basie, where do you live?
- Bu arada nerede yaşıyorsun?
- So where do you live, anyway?
- Şimdi nerede yaşıyorsun?
- Where do you guys live now?
Nerede yaşıyorsun Kelly?
- Where do you live, Kelly?
Nerede yaşıyorsun bilmiyorum Broder. Ama bizimle kalabilirsin.
I don't know where you're living, Broder, but you may stay with us.
Nerede yaşıyorsun?
- Dune Walk.
Nerede yaşıyorsun?
Where have you been?
- Şimdi nerede yaşıyorsun? - Greenwich Village'da.
- "Where do you live now?" - "In the Village."
- Peki, nerede yaşıyorsun?
Well, where do you live?
Sen nerede yaşıyorsun?
Milan, Rome, Bari?
- Nerede yaşıyorsun, Torino mu? - Hayır.
- Where you live, Torino?
- Nerede yaşıyorsun?
Where do you live?
Nerede yaşıyorsun?
- Where do you live?
Sen nerede yaşıyorsun?
- Where've you been?
Hayatında ilk kez, trenden ayrılma olasılığının sıfır olduğu, ve yolculuğun nerede, nasıl bitebileceği konusunda en ufak bir fikrin bile olmadığı bir tren yolculuğu yapmanın korkusunu ve deneyimini yaşıyorsun.
For the first time you experience the fear of being on a train with no possibility of getting off, and no idea of where the journey may end.
nerede yaşıyorsunuz 33
yaşıyorsun 145
yaşıyorsunuz 19
neredesin 2085
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
yaşıyorsun 145
yaşıyorsunuz 19
neredesin 2085
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden biliyorsun 934
nereden geliyorsun 129
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse bitti 135
neredeyse 363
neredesiniz 293
nereden biliyorsun 934
nereden geliyorsun 129
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse bitti 135
neredeyse 363