Neymiş bu translate English
1,012 parallel translation
Neymiş bu mesaj?
What is the message?
- Neymiş bu sebepler?
- What are these motives?
- Peki sence, neymiş bu gerçekler?
Face the facts. What are they in your opinion?
- Neymiş bu ufak tefek şeyler?
- What sundries?
- Neymiş bu?
- What is it?
- Peki, neymiş bu?
And what is that?
Neymiş bu küçük sorun?
What is the little problem?
Pekala Tommy. Neymiş bu olan şey?
Now then, Tommy, what's this something that's happened?
Görelim bakalım neymiş bu gösteri!
- Oh, yeah?
Ee neymiş bu esrarengiz durum?
Okay, what's the big mystery bit?
Neymiş bu kanunlar?
And just what are these laws?
- Neymiş bu.
- Well, what is this?
Bakalım neymiş bu.
Let's see what it is, lets...
Bakalım neymiş bu.
What do we have here?
Neymiş bu ortaya çıkarmak istediğin gerçek?
What is this truth you want to expose?
Neymiş bu "oldukça farklı bir yol"?
What "quite some different way"?
Neymiş bu sistem ortak?
Let's hear about your system partner.
- Neymiş bu kadar büyüttüğümüz?
- But what the hell is the big deal?
Şimdi söyle, neymiş bu?
Now tell us what it is.
Neymiş bu Dachau?
What is Dachau?
- Neymiş bu üç şey?
- What three things?
- Neymiş bu?
- Which is?
Neymiş bu özel nedenler?
Can you tell me these reasons?
Çok güzel. Neymiş bu kanıt?
Wonderful but where are these evidences.
Neymiş bu sefer?
What is it?
Ee... neymiş bu ölüm kalım meselesi?
What's the matter of life and death?
Neymiş bu çözülecek olan şey?
Well, what's this all gonna solve?
Neymiş bu?
What is this?
Bu Doris Tinsdale'in olayla ilgisi neymiş?
What has this Doris Tinsdale person got to do with the case?
Bu neymiş bir tahmin et bakalım?
Let's see if you can guess what this one is, huh?
- Burada. Seni bu kadar popüler yapan neymiş?
And just what makes you so popular?
Adamın büyük bir iş yeri var ve gün ortasında 3 saatliğine işinden ayrılabiliyor. Bu kadar konuşacak kadar önemli şey de neymiş?
He's got a big office and he can take off in the middle of the day for three hours.
Şimdi bu işteki bit yeniği neymiş bakalım?
Now what's so mighty fishy about this trail?
Bu neymiş böyle?
And what's this?
Yer çok uzak, kar içindeki bu ev de neymiş.
"It's too far". "What's with all the snow?"
Kendisi muhabir. - Onu bu kadar meraka iten şey neymiş ki?
What provoked the curiosity in this wretched scribe?
Roma'ya karşı savaşmak neymiş onlara ilk ve son defa olarak öğretin! Bu...
Teach them once and for all what it is to make war on Rome.
Belki de orada, bu olanların cevabı yatıyordur. Neymiş o?
You see, there's something over there that might be the solution to all this business.
Bu müfettişin adı neymiş?
What did this inspector say his name was?
Bu ninniyle yasa yapmak, idari kararlar almak ya da vergileri hafifletmek hoş göründü gözüme. Neymiş köylünün biri inek sahibi olacakmış.
In that lull, I've found how good it is to write a law... or make a tax more fair or sit in judgment to decide... which peasant gets a cow.
Bu kadar acil olan iş neymiş?
Now, what business was so urgent it couldn't wait?
- Bu da neymiş?
- What's this, eh?
Sabaha kadar bekleyemeyecek bu önemli şey de neymiş?
What is so important it can't wait till the morning?
Söylesene, neymiş bu mesaj?
What did he say?
Neymiş peki bu doğrular?
And what's the truth?
Bu da neymiş?
Now, what is this?
Neymiş bu kadar önemli olan?
What's so important?
Bu sefer neymiş?
What was it this time?
Neymiş bu iyi teklif?
- What's a very good deal?
Bu sana evli kadınlarla gönül eğlendirmek neymiş gösterecek!
This will teach you to fool around with a married woman!
Peki bu fark neymiş bakalım?
And why was that different?