Buna translate English
137,058 parallel translation
Yeni siyaset bu mu yani? Tasfiye denir buna.
This is a purge.
Rus Federasyonu'nun da NATO'nun hareketlerine karşılık olarak stratejik nükleer silahlarda azaltmaya gideceği oldukça beklenen bir sonuç. Rus Başkanı, buna hazır olduklarını bana bizzat bildirdi.
And it's entirely predicated upon the Russian Federation scaling back its strategic nuclear weapons in proportional response to NATO's actions, something that the Russian president has assured me he is ready to do.
Buna yetecek ne paraları ne de militanları vardı.
They didn't have the money or the manpower.
- Tüm kaynaklarınızı buna yönlendirin.
I need you to put every resource you have on this.
Buna cevap vermem gerekiyor mu?
Do I have to answer that?
Buna hazır mısın?
You ready for it?
En azından buna alışmaya başladım.
Well, at least I'm getting better at that.
Ancak o sırada sayısız delil buna işaret ediyordu.
Even though at the time, overwhelming evidence suggested just that.
Hadi buna bakacak yeni gözler getirelim söylediğim tek şey bu.
Let's get some fresh eyes on this, that's all I'm saying.
Buna göre, yaşıyor ve Brooklyn'de bir yerlerde.
According to this, he's alive and well and somewhere in Brooklyn.
Eğer o kanın içine zehirli birşey koyabilirseniz, binlerce strigoiyi öldürebilirsiniz ve onlar buna neyin sebep olduğunu amlayamazlar bile.
If you could put something poisonous into that blood, you could take out thousands of strigoi and they wouldn't know what hit them.
Ben buna zafer derim.
I'd call this a win.
Eğer o kanların içerisine zehirli birşey koymanın yolunu bulabilirsen, binlerce strigoi'yi öldürebilirsin ve onlar buna neyin sebep olduğunu anlayamazlar bile.
If you could find a way to put something poisonous into their blood, you could take out thousands of strigoi and they wouldn't know what hit them.
- Buna gerek yok Efendim,
- That won't be necessary, sir.
Hiç yetemedim ben buna.
She can't get enough.
Biliyorsun ya, üçüzler için buna ihtiyacım var.
You know, it's just, with triplets, uh...
Ben de, buna gerek yok diyorum.
Well, that is officially unnecessary.
Bebeğim, buna sensiz daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum.
Baby, I don't know if I can keep doing this without you anymore.
Ayrıca, ben... buna devam etmek de istiyor muyum, onu da bilmiyorum ki.
And I, uh... I'm really not sure that I want to.
Buna alışabilirim.
I could get used to this.
Buna nasıl şarkı yükleyebilirim?
Can you show me how to put my music in this?
Buna karşı gelemem, değil mi?
Can't argue with that.
Buna inanamıyorum, yardım istemek için aradım, yardım eden kişi oldum en sonunda.
I can't believe this, I call to get help, I got to end up doing something nice?
Buna ihtiyacım varmış.
I needed it.
Biliyorsun işte, insanlar buna bayılacak.
You know, people are gonna love it.
Peki buna ne dersin?
- How about this? - Hmm?
Buna daha ne kadar dayanabilirim, bilmiyorum.
I don't know how much longer I can do this.
Buna değecektir.
It's worth it.
Bak... buna evlilik denir.
Look... it's marriage.
Ama... zamanla buna da alıştım.
But... pretty soon I came to expect it.
Ayrıca buna inanman ne kadar zaman alacaksa alsın, beklemeye hazırım.
And however long it takes for me to convince you of that, I... I'll just wait.
Buna odaklanmam ne kadar garip değil mi?
Isn't that a strange thing to focus on?
Bebeğim, buna inanmayacaksın.
Baby, you won't believe it.
Bazıları buna üzülüyor, ama ben üzülmüyorum.
Some would call it sad, but I don't.
Buna söz vermiştin.
Which you promised to tell.
Hiç gerek yok buna.
I-i don't need this.
Gerçekten Ted, buna gerek yok.Rahat.
Really, Ted, there's no need. As you were.
Buna bakmalısın.
You ought to look at this.
Buna ne dersiniz, DCI Huntley?
What do you make of that, DCI Huntley?
Buna karşı koyabilirim, ancak istenmediğim bir yerde olmak istemiyorum.
I could fight this, but I don't want to be somewhere I'm not wanted.
Buna septik şok diyorlar.
They call it septic shock.
Buna müsaade edemezdim.
I couldn't let that stand.
Buna son vermek adına bana yardımcı olduğunuz için hepinize teşekkür ederim.
Thank you all for helping me finish this!
Çünkü buna bağlı hayatlar var.
Because lives depend upon it.
Sanırım buna alışabilirim.
Now, this I can get used to.
Buna ihtiyacım var. " oldum.
"Oh, Bob Mackie! I need that."
Sam, buna bayıldım.
Sam, I love it.
Buna Lübnan Güllesi diyorum.
I call it a Lebanese Cannonball.
- Seyirciler buna bayıldı.
- It brought the house down.
Buna dikkat.
Watch this.
Senin... benimle başın dertte. " Ama aşkımız, buna her zaman değer.
You're... Ugh. You're stuck with me.
buna bayıldım 84
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna dayanamam 103
buna değer 39
buna ihtiyacım yok 72
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna dayanamam 103
buna değer 39
buna ihtiyacım yok 72