English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Oh lütfen

Oh lütfen translate English

8,351 parallel translation
Lütfen dostum.
Oh, please, man.
Oh, me kesme lütfen izin vermeyin.
Oh, please, don't let me interrupt.
Lütfen, ah, bu da yeni.
Please, oh, that's new.
Lütfen.
I... oh, please.
- Yapma lütfen.
Oh, please!
Lütfen bunu yapmadım de.
Oh, tell me you haven't done this.
Bir latte, lütfen.
One soy latte, please. Oh, my god,
Oh, lütfen!
Oh, please!
Papaz efendi lütfen, onu görmem gerek.
Oh Reverend, please... I need to see her.
Lütfen, bırak bu işleri.
Oh please.
Lütfen!
Oh, please!
Lütfen hemen arkanda olduğunu söyle.
Oh, please tell me he's right behind you.
Hayır, lütfen...
Oh, no. Please don't- -
Lütfen çalış!
Oh, come on, work!
Lütfen, bana Jimmy deyin.
Oh, please, call me Jimmy.
Lütfen yap!
Oh, do, please!
lütfen?
Oh, could I have a glass of water, please?
Lütfen.
Oh, please.
Tanrı aşkına, lütfen gidip kim olduklarını öğrenir ve ocakları çoktan kapattığımızı şunlara söyler misin?
Oh, fuck's sake, will you please go find out who it is and tell them that we've already turned off the ovens.
Lütfen ama.
Oh, please, just a quick one.
Lütfen. Kıskanıyorsun.
Oh, please, you're just jealous.
- Lütfen, ödemesini yıllar önce yaptık.
Oh, please, we cashed that in years ago.
Al, lütfen. Al, lütfen!
Oh, Al, please, Al, please!
Hayır, lütfen!
Oh, no, please!
Baksana, lütfen hemen bir oda ver.
Oh. But look, just please... just give me a room.
Kevin, lütfen.
Oh, Kevin, please.
Oh, lütfen.
( chuckles ) Oh, please.
Lütfen ama.
Oh, please.
Bayım lütfen bağışlayın!
Oh, sir!
Lütfen sen de hiç sigara içmemiş ve ailesinin kahraman olduğunu düşünen ağırbaşlı y kuşağından olmadığını söyle.
Oh, God, please tell me you're not one of those earnest millenials who's never had a cigarette and thinks her parents are heroes.
Lütfen o tasavvuru aklıma sokma, tamam mı?
Oh, please don't put that vision in my head, all right?
Lütfen gidelim.
Oh, please let's go.
Lütfen, senin suçun değil.
Oh, please, it's not your fault.
Bunu yaptın mı? Lütfen anlat bana.
Oh, please, please tell me.
- Etmiyor. - Lütfen.
( Laughing ) Oh, please.
Bu delice. - Lütfen.
Oh, that's crazy.
- Lütfen.
Oh, please.
Lütfen sakin ol artık!
Oh, please, please, now calm yourself.
Hayır, hayır, hayır. Lütfen. Hadi, hadi, hadi.
- Oh, no, no, no, no, please.
- Lütfen.
- Oh, please.
Kes şunu, lütfen.
Oh, stop it, please.
Aa, el feneri, lütfen.
Oh, uh, the flashlight, please.
Aa, lütfen.
Oh, please.
Bekleyin, lütfen...
Oh, please wait...
Oh, dur lütfen, rujumu mahvedeceksin.
Oh, you're going to mess up my lipstick.
- Alice deyin lütfen. - Alice.
Oh, it's Alice, please.
Yapma lütfen.
Oh, stop.
Aman Tanrım, Lütfen beni incitme.
Oh. Oh, my god, please don't hurt me.
- Lütfen bana öyle deme.
- Oh, please don't call me that.
Onu seçmelerde gördüm ve dedim ki : "Tanrım, lütfen konuşabilsin."
I saw him in casting, and I just thought, "Oh, God, please just let him be able to talk."
Anne, lütfen.
( Anouk ) Oh, Mom, please.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]