Ona bakma translate English
660 parallel translation
Sen ona bakma. Daha çocuk işte.
Pay no attention, she's a child.
- Ona bakma.
- Don't listen to him.
- Mary, sen ona bakma.
- Mary, don't pay any attention to him.
* Ertesi sabah o kadar yoğun çalıştık ki, neredeyse ona bakma şansım bile olmadı.
The next day we were so busy I hardly had a chance to look at her.
Ona bakma!
Don't look at her!
Sen ona bakma Dan.
Don't pay any attention to him, Dan.
Sen ona bakma.
Ignore him.
Sen ona bakma Victor, Henri alay ediyor.
Pay no attention to him. He's a cynic.
Sen ona bakma.
Don't pay any attention.
"İskelete bak, ona bakma."
- Mr Morgan?
- Ona bakma sen.
- Don't listen to him.
- Ona bakma sen.
- Pay her no mind.
Ona bakma.
Don't look at it.
Ona bakma.
Don't look at that.
- Ona bakma, Jimmy.
- Don't listen to him, Jimmy.
Sakın ona bakma.
Don't look at him.
* Ona bakma...
Don't look at her
"Ona bakma yoksa seni kör eder."
"Don't look at her or she'll blind you."
Ona bakma!
Don't look at him!
Ona bakma, Catherine!
Oh, don't look at him, Catherine!
Haydi, Tono, söyle söyleyeceğini, ona bakma sen!
Come on, Tony, say it, don't mind her!
Sen ona bakma.
Don't mind him.
Ona bakma.
Don`t look at him.
Sakın ona bakma.
Don't look at it.
Ona bakma, yaşlı bir aptal o.
Let him be, he's just a silly old bugger.
Muriel bizimle yiyor ama ona bakma şimdilik.
- MurieI's dining with us... but don't look at her yet.
Ona bakma.
- Don't look at it.
Ona bakma. Ah, Bay Parks diyor ki...
- Uh, Mr. Parks says... just a minute.
Sen ona bakma.
Don't mind her.
Ona bakma, ona bakma, ona bakma.
Don't look at him, don't look at him, don't look at him.
Ona bakma, bu işi ben idare ediyorum.
Don't look at him, I'm running this.
- Ona bakma.
- Don't mind him.
- Ona bakma sen.
- Don't listen to her.
- Sen ona bakma.
- Don't pay too much attention.
Ona bakma bile.
Don't look at it either.
Ona bakma o büyük bir sanatçı.
I think you two could hit it off.
Ve bize belge vermemiş olsa da belediye ve sunağımız bezenmemiş olsa da çiçeklerle ve gelinliğinin nereden geldiğini bilmesen de ve yoksa da saçlarında küçük bir Menekşe içinde ekmeğini yediğin tabağını al fazla uzun bakma ona fırlat gitsin uzağa.
And though there's no license from city hall And no altar covered with flowers fair And though you may not know where your gown came from
Sen ona bakma.
Don't pay attention.
Kusura bakma ama birinin ona dokunmasına dayanamıyorum.
Sorry, but I can't bear anyone touching him.
Ama yapacağını ne türlü yaparsan yap, anana el kaldırıp kirletme elini, ona kötü gözle bakma.
But howsoever thou pursuest this act, taint not thy mind, nor let thy soul contrive against thy mother aught.
Bakma ona.
Don't look at him.
Bakma öyle ona daha çok ihtiyacın olacak bugünlerde.
Don't look like we'll be needing it much more today.
Bakma ona! Bakma!
Don't look at her!
- Evet. - Ona sakın bakma.
And remember... don't look at her.
Kusuruma bakma ama, ne olur ona kötü davranma Isaac.
He's too easy with you. You know, you're too easy with him, Isaac, if you'll forgive me to say so.
Osman'a bakma sen. - Bağırsa bile kulak asma ona.
If Osman starts yelling, don't listen to him.
Bakma ve ona söyleme.
Don't look and don't tell him.
Ona sadece bakma.
Don't look at it like that.
Sen bakma ona.
Let her bitch.
Bakma sen ona. Babamız.
Never mind him, he's our father.
Bakma ona!
Don't look at him!
bakma 203
bakmadım 27
bakmak yok 20
bakmak ister misin 43
bakmama izin ver 24
bakmayacağım 21
bakmayın 26
bakmak ister misiniz 16
bakmaya devam et 34
bakma bana 21
bakmadım 27
bakmak yok 20
bakmak ister misin 43
bakmama izin ver 24
bakmayacağım 21
bakmayın 26
bakmak ister misiniz 16
bakmaya devam et 34
bakma bana 21