Ona sordum translate English
970 parallel translation
Aslında geçen gün, bütün gazeteler bunu yazarken Ona sordum.
As a matter of fact, just the other day, when the papers were full of it I asked her.
Ona sordum. - Ve?
I asked him.
Eddie Mars'ın adamı değilsin, çünkü ona sordum.
You don't belong to Eddie Mars, because I asked him.
Çünkü ona sordum.
Because I asked her.
Ona sordum.
I asked him.
Ben ona sordum.
I asked him.
Sahibini tanıyorum ona sordum.
I know the owner, and asked him.
Ona sordum.
I asked her.
Ona sordum, bu işi yapan olmasaydı, nasıl olurdu?
How'd it be, I asked her, if nobody went into this game?
Ona sordum.
I've asked him.
Ona sordum. Dedim ki : "Böyle zor bir işe neden giriştin?"
why'd you get in such a fix?
Ona sordum, endişelenecek bir şey yok Albitan'ın kuryesi.
I questioned him and there's no doubt about it, - he's one of Arbitan's couriers.
Ona sordum.
I already asked him
- Bir şeyi kalmaz. - Ona sordum, sana değil!
- I asked him, not you!
O zaman yüzbaşını sormuştum... Ona sordum...
Captain Mury was the first witness.
Ona sordum.
I asked him...
Sana değil, ona sordum.
I didn't ask you, I asked her.
- Evet, ona sordum.
- Yes, If I ask him.
Benden oda istediđinde... ona adýný sordum ve gözünün içine baktým.
When he asked me for a room... I said "What's your name?". I looked him right in the eye.
Bu yüzden ona senin eve gelip gelemeyeceğini sordum ve "evet" dedi.
That's why I asked him if you could come home, and he said, "Yes."
Araba sesi işitmediğimden ona, nasıl geldiğini sordum.
I asked him how he'd come as I hadn't heard a car.
Biraz bekledim ve ona başlayalım mı diye sordum?
I waited for a bit. Then I asked him, "Uh, shall I start?"
Ona kimin cenazesi olduğunu ben sordum.
I asked your daughter whose funeral it was.
Ben de ona sonra eve gelip gelmeyeceğini sordum.
So I asked him, "You coming home after?"
Ona sebebini defalarca sordum ama yine de nişanı neden bozduğunuzu anlayamadım.
I asked him the reason many times... but I couldn't understand why you are breaking off the engagement.
Ona geçimini neyle karşıladığını sordum ama bana hiç birşey demedi.
Well, I asked him what he had done for living but he never told me.
O bana günümün nasıl geçtiğini sordu ben de ona gününün nasıl geçtiğini sordum.
She asked me what kind of a day I'd had and I asked her what kind of a day she'd had.
Ona Harrington'la hemen evlenip evlenmeyeceğini sordum.
I asked her if she and Harrington weren't going to be married soon.
Ona net olarak sordum, o da "hayır" dedi.
I mean, I asked him confidentially, and he said no.
Ona hal hatır sordum.
I asked her about everything.
Ona :'Kim çar olmak ister ki? 'diye sordum.
I said to her, who'd want to be Tsar?
Evet, hatta bunu ona birkaç gün önce sordum.
Hey, listen, I, uh, I mentioned that to him about, uh, a couple of days ago. You know what he said?
Ben ona sadece "telefonunu kullanabilir miyim?" diye sordum?
I merely asked him if I could used the telephone.
Ona ne ödüyorum diye sordum?
I said, how much am I paying him?
Ona neden bahsettiğini sordum.
I ask him what he means.
Ona nereye gittiğini sordum.
He didn't mean nothing.
Ona ölü gözlüden korkup korkmayacağını sordum.
I asked her if she would be afraid to be with the one with the dead eyes.
Ona özel olarak sordum, o da sana böyle söylememi söyledi.
I asked him especially, and he told me to tell you.
Ona seni sordum.
I asked about you.
Ona sadece bir görevin sonuçlarını sordum.
No, I was asking about the results of an assignment.
Benim için de buna inanmak çok zordu, o yüzden geçen gün ona ne olduğunu sordum.
It was hard for me to believe too, so I asked her the other day.
Ona sordum.
I have asked him.
Ona sorular sordum.
I asked her questions.
Bir keresinde... Ona ne iş yaparsın diye sordum. Banka soyarım dedi.
You know, once... once I said to him what do you do he said, uh, I rob banks.
Ona, bunları kimin verdiğini sordum. O da : "Gizli aşıklarımdan biri," dedi.
I asked her who had given them to her, and she said, "One of my secret lovers."
Ona düşüncesini sordum.
I've asked him for an opinion.
Ona deli demedim, deli olup olmadığını sordum.
I did not call her mad, I merely asked her if she was.
Dün gece rüyamda zavallı Judy halamı gördüm, ona piyangoda hangi sayıların çıkacağını sordum.
I dreamt about poor Aunt Judy last night and asked her a winning number.
Ona da sordum ama bana bir şey anlatmayı reddetti.
I asked him but he refuses to tell me anything.
Küçükken ona bebeklerin nereden geldiğini sordum.
When I was little, I asked her "Where do babies come from?"
Ona "Silahla ne yapacaksın?" diye sordum.
I say, "What are you going to do with the gun?" Shoot me and dump me in the river?
sordum 54
ona sor 138
ona söylemelisin 22
ona söyle 131
ona sordun mu 17
ona söylemedin mi 18
ona sorun 49
ona söyledim 87
ona söyleme 26
ona şüphe yok 27
ona sor 138
ona söylemelisin 22
ona söyle 131
ona sordun mu 17
ona söylemedin mi 18
ona sorun 49
ona söyledim 87
ona söyleme 26
ona şüphe yok 27