English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Ona söylemiştim

Ona söylemiştim translate English

1,003 parallel translation
Ona söylemiştim.
I told her.
Ona söylemiştim. O kızı Birleşik Devletler'e götüremez.
I told him - he can't take her back to the States.
- Öyle olacağını biliyordum. Ona söylemiştim.
- I knew he would be, I told him so.
Bu evden ayrılamaycağını ona söylemiştim.
I told you she could never leave this house.
Size bunu anlatmasını ona söylemiştim.
I told her she should tell you about this,
Ona kendim söylemiştim zaten.
I said it to him myself.
Ona ait olduğumu söylemiştim, hayatım olduğunu, varoluşum olduğunu.
I told you I belonged to him, that he was my life, my being.
Ona senden uzak durmasını söylemiştim.
I warned him to stay away from you.
Ona, sürmemesi gerektiğini söylemiştim.
I told him he shouldn't drive.
Ona, savaştan sonra yine görüşeceğimizi söylemiştim.
I told her I'd see her again after the war.
Size Cuma akşamı ona göz kulak olmanızı söylemiştim.
I warned you to keep an eye on her Friday night.
Ona dikkat etmeni söylemiştim.
I told you to watch her.
Ona o gece söylemiştim.
That was the night I told him.
Ona mektup yazdım ve baloya gittiğimi söylemiştim.
I wrote to her and told her I was going to a ball.
Ona öldüreceğimi söylemiştim.
I told him I'd kill him.
Tony'ye ona bulaşmamasını söylemiştim.
I told Tony not to monkey with him.
Ona ne diyeceğini söylemiştim, Boşuna dolaşmayı bırakalım.
I spoke to leave accepting excuses.
Ona körfeze bir bakmasını söylemiştim.
I told him myself to take a look at Seal Bay.
Ona seni sevdiğimi söylemiştim!
Elisabeth lied to you, Paul.
- Hayır, ona evde kalıp aylak aylak takılacağımı söylemiştim..
Nope, I told him just gonna stay home, lie around all day.
Ona hemen buraya gelmesini söylemiştim.
I told him to get over here right away.
Ona gitmemesini söylemiştim.
I told him not to come.
Ona bu öğleden sonra söylemiştim.
I said as much this afternoon.
Ona kendi müziğini yazmasını söylemiştim.
I told him to write his own music.
Ona yerine idare edeceğimi söylemiştim.
I told him I'd cover for him.
- Ben zaten söylemiştim ona.
- I've already told her.
15 gün kalmasını ve istirahat etmesini söylemiştim ona.
I prescribed fifteen days of absolute rest for him.
Ona kimsenin dokunmamasını söylemiştim!
I SAID NOBODY WAS TO DO HER!
Ona benim telefonumdan aranmamasını söylemiştim.
I've told him he's not supposed to be called on my telephone.
Dodge City'den uzak durmasini söylemistim ona.
I told him to keep out of Dodge City.
Kapıyı bacayı böyle açık tutmaya devam ederse günün birinde bunun olacağını söylemiştim ona.
You know, I told him this would happen one of these days, the way he leaves everything unlocked.
Öyle söylemiştim ona.
Well, I told him to.
Ona dokunacak olursanız sizi öldüreceğimi söylemiştim!
I told you I'd kill you if you touched her!
Polise gidiyordu. Ona söylersen seni öldüreceğimi söylemiştim.
- l told you I'd kill you.
Ona bir arkadaşımı ziyarete gideceğimi söylemiştim.
I told her I was visiting a friend.
Ona bazı belgeler için ofise gitmem gerektiğini ve kiliseden çıkınca burayı aramasını söylemiştim.
I told her I had to go over some papers in my office to call me here when she got out of church.
Beni bağışlayın ama en başından beri ona hosteslik yapmamasını söylemiştim.
Forgive me for saying so, but I told her from the start not to work as a hostess.
Söylemiştim. - Mektubu ona ver.
- Let her have it.
- Minnettar olacağını söylemiştim ona.
- l told him you'd be.
Ona benzemediğin de doğru değil. Sadece seni sinirlendirmek için söylemiştim.
It's not true that you don't look like him, I just said that to make you angry.
İçinizden birine, ben ve ekibimin ona güvenmeye başladığımızı söylemiştim.
I've told a boy here, that I and the staff were prepared to trust him.
Ona onu terk edeceğimi söylemiştim.
I told her I would leave!
Ona son olarak umudunu kaybetmemesi gerektiğini... temyize gideceğimizi söylemiştim.
The last thing I told him was not to lose heart... that we'd ask for an appeal.
Ona prova ederken aynı zamanda çekeceğimizi söylemiştim.
I told him that when we were rehearsing, also when it was shot!
Ona odayı kesinlikle terk etmemesini söylemiştim.
I made it clear she shouldn't leave the room!
Seni görmek istemediğimi söylemiştim ona.
I told her I didn't want to see you.
Ona hiçkimseyi görmek istemediğimi söylemiştim.
I told her I didn't want to see anybody.
Ondan kalan, ona ait olan, tek şey olduğunu söylemiştim.
I said it was all I had left that had belonged to my wife. Oh.
Ona panayırlardan hoşlanmadığımı söylemiştim.
I've already told her that I don't like carnies.
Cuma günü ona büromda söylemiştim.
I told him that in my office on Friday.
Bir yerlerde bir sürü param olduğunu söylemiştim ona da ama ikimiz de bunu unutmuş gitmiştik. Ho!
I told him I had a great deal of money somewhere... but both of us forgot all about it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]