Ona söz verdim translate English
667 parallel translation
Ona söz verdim...
I've given her my word...
- Ona söz verdim.
I promised him I wouldn't.
Ben ona söz verdim, vermedim mi?
- I gave him my word, didn't I?
Ona söz verdim.
I promised him.
Ona söz verdim, dedim.
I gave him my word.
Babamın isteğiyle ona söz verdim.
I'm pledged to him on my father's word.
Böylece ona söz verdim, Noel arifesiydi, Bir Fransız'ı, vurmak için ona söz verdim.
So I promised him, on Christmas Eve it was, I promised I'd shoot a Frenchman for him. - Leutnant, have you ever been to Paris?
Ona söz verdim.
I promised to meet him.
Ona söz verdim...
Sir, I promised.
Ama bu gece anlatacağıma dair ona söz verdim.
But I promised I'd tell her tonight. No.
Ne olursa olsun onu asla o mezara götürmeyeceğime dair ona söz verdim.
I promised him that no matter what happens... I'd never let them take him down to the crypt.
Ona söz verdim.
I promised.
- Ona söz verdim.
- I promised her.
Ona söz verdim, biliyorsun...
I promised her, you know...
Ormanda benimle birlikte kalabileceği konusunda ona söz verdim.
I promised him... he could stay here in the jungle with me.
Ona söz verdim.
I promised her.
Başka ne yapabilirim.Ona söz verdim.
What else can I do? I gave him my word.
Hayır efendim, ona söz verdim.
No, sir, I promised her.
Ona söz verdim.
I gave him my word.
Ona söz verdim, Joe ve sen de Florida'da iken bana söz vermiştin!
I promised him, Joe, and you promised me in Florida! Shh!
Yüzüğünü taşıdığım sürece sadık olacağıma dair ona söz verdim.
I promised my fiancé I'd be faithful for as long as I wear his ring.
Bu yüzük ile ona söz verdim ben.
I've promised with this ring.
Bu gece evde olacağım diye ona söz verdim.
I promised her on my life I'd be home tonight.
Bu gece sevgi dolu, özel, ya da öyle bir gece olacak diye ona söz verdim.
I promised her that this night was gonna be a love night, a special night, somethin'.
Bay Books için bir şey yapmam gerekiyor. Ona söz verdim.
I got to go run some errands for Mr. Books.
Seni kollarımda tutuyordum, Muhammed, Müslüman, ve sana burada bir prens gibi davranılacağı konusunda ona söz verdim.
I held you in my arms, Mohammed, muslim... and I promised her that you'd be treated like a little prince here. And why didn't they ever come back?
Ona söz verdim... ve ben yalan söylemem.
I promised him, and I don't lie.
Ona söz verdim, Guido.
I promised him, Guido.
Ona iyi bir koca ve baba olacağıma dair söz verdim.
"l promised her to become a good husband and father."
Ona ne kadar kazandığınızı söylediğimde biraz endişelendi ama sonra size zam yapacağıma söz verdim ve o zaman biraz rahatladı.
When I told him what salary you made, he was a little worried but then I promised him you'd get a raise, and he felt better about it.
O anketle ilgilenmiyor. Ve ben ona rahatsız edilmeyeceğine dair söz verdim.
He's not interested in the survey, and I promised him he wouldn't be bothered.
Mahkeme sırasında ona karşı içimde nefret büyüdü ve beni hapse mahkum ettiğinde bir gün kaçacağıma ve onu öldüreceğime dair söz verdim.
During the trial I grew to hate him and when he sentenced me to prison I vowed that someday I would escape and kill him.
Ona beraber olduklarını deşifre etmeyeceğime dair söz verdim. Ama böyle bir suç karşısında, bu sözü daha fazla tutmaya gerek yok. "
I promised not to reveal the names of her associates, but in face of this terrible crime, I no longer consider that promise binding. "
Ona göz kulak olacağıma söz verdim.
I promised to keep an eye on her.
Ona, kendisine bir yer ayarlama işini bizzat üstleneceğime dair söz verdim.
I privately promised him that I would make it my business to see there was room for him.
Bunun asla bilinmeyeceğine dair ona söz verdim.
Promised to never nobody would know.
- Ona bir söz verdim. Senin ne üçkağıtçı paragöz biri olduğunu göstereceğim.
- I have her word I can show you up for the puny, money-loving red-eye you be.
Parasını alacağıma söz verdim ona.
I promised him I'd pick up his money.
Ona Dr. Stein'a söylemeyeceğime söz verdim.
I promised him I wouldn't bring Dr. Stein.
Ona geri döneceğime söz verdim.
I promised I'd come back for her.
Ona söz verdim. Yalnız kaldığımız zaman, kulağıma fısıldadı.
( whispers ) He whispers to me when we are alone.
Ne bulduğumuzu ona haber vermeye söz verdim.
I promised to let him know what we found.
İstediği başka bir şey için söz verdim ona.
I promised him anything he asked for.
Bende ona onu bulacağıma söz verdim
So I told her on my own that I'll find him for her
Ona vişneli kek pişirmeyi öğretmeye söz verdim.
Well, I promised to teach her how to bake a cherry pie.
Buraya birazdan bir bayan gelecek ve ona dalma dersleri vereceğime söz verdim.
I got a lady coming over here... in a little while... and I promised to give her a diving lesson.
Şair ve bilgin olduğum zaman ona şiirlerimi okuyacağıma söz verdim.
I promised that when I became poet and wise... I'd read my poems to her.
Böylelikle evlendik ve ben de ona bilindik bir söz verdim.
When we got married, I made her a promise, the obvious one.
Ona sizi epey bir överek anlattım ve ona işin ayrıntılarını göstereceğinize söz verdim.
I described you to him in glowing terms... and promised him you'd show him the ropes.
- Söz verdim ona, Efendim
I gave him my word, sir.
Bugün onun doğumgünü... ve ona bu gece bir sikiş için söz verdim.
It's his birthday and I have promised him a fuck.
söz verdim 82
verdim 70
ona sor 138
ona sordum 39
ona söylemelisin 22
ona söyle 131
ona sordun mu 17
ona söylemedin mi 18
ona sorun 49
ona söyledim 87
verdim 70
ona sor 138
ona sordum 39
ona söylemelisin 22
ona söyle 131
ona sordun mu 17
ona söylemedin mi 18
ona sorun 49
ona söyledim 87