Onu öldürmeliyiz translate English
184 parallel translation
Onu öldürmeliyiz.
We could kill him.
- Onu öldürmeliyiz.
- We must kill him.
Olaylar çığırından çıktı, onu öldürmeliyiz.
Events have progressed, we need to kill him
Hileyle... Onu öldürmeliyiz.
By cunning... and put him to death.
Onu öldürmeliyiz.
We should kill him.
Kör kadın niyetimizi anlamadan bir an önce gidip onu öldürmeliyiz.
We should go back and kill her now before she discovers we're on to her.
Onu öldürmeliyiz!
We must kill him!
Bu yüzden onu öldürmeliyiz.
That's why we must kill him.
Onu öldürmeliyiz.
We've got to kill it.
Onu öldürmeliyiz.
We must kill him
Onu öldürmeliyiz. Seni tıraş edilmiş görmesini istemezsin.
You don't want him... to see you shaved
Ne pahasına olursa olsun onu öldürmeliyiz.
We must eliminate him at all costs
Doğru onu öldürmeliyiz
Right We must kill him
Onu öldürmeliyiz.
- We must kill him.
Gidip onu öldürmeliyiz!
We got to go get him! We got to go get him!
- Onu öldürmeliyiz ki...
- We should kill him before he...
- Onu öldürmeliyiz.
- We have to kill him!
Onu öldürmeliyiz.
We got to kill him.
Onu öldürmeliyiz.
We have to kill him.
Onu öldürmeliyiz diyorum!
We should kill him!
- Dick, güvenlikten ben sorumluyum bence onu öldürmeliyiz.
- I'm in charge of security, and I say we kill him.
Öldürelim, onu öldürmeliyiz.
That's what we ought to do.
O halde onu öldürmeliyiz.
Then we need to kill it.
Onu öldürmeliyiz.
We have to kill her.
Onu öldürmeliyiz.
We should go kill it.
Onu öldürmeliyiz!
We kill him!
Varmasına az kaldı. Onu öldürmeliyiz.
He's almost at the destination.
O zaman onu öldürmeliyiz.
Then we should kill him.
Bence onu öldürmeliyiz, bilirsin.
I reckon we should, you know, rub him out.
Onu öldürmeliyiz!
We should kill him!
Oh, buldum, bence onu öldürmeliyiz!
Oh, hey, we should kill him!
Fırsat bulduk işte, onu öldürmeliyiz.
It isn't worth shit! This is our chance. Let's just kill him!
Bizi öldürmeden onu öldürmeliyiz.
Gotta kill it before it kills us.
- Ölmesi gerek, onu öldürmeliyiz.
- She has to die. We have to kill it.
Öldürmeliyiz onu!
Kill him!
Onlara teşekkür etmeye değil, öldürmeye geldik onu derhal öldürmeliyiz
We're not here to thank him, but avenge his father. We must kill him and fast.
Onu öldürmeliyiz.
We must kill her.
Onu zaten biliyorum... ama işin ucunda iyi para var... onu diğerlerinden önce öldürmeliyiz
We all know it's not easy... but for the sake of the money... we must do it before the other Society
Üstad Zhao, onu şimdi öldürmeliyiz
Master Zhao, we must kill him today.
Onu iyilikle öldürmeliyiz.
Let us kill him with kindness.
Onu en zayıf anında öldürmeliyiz!
Kill him in his lowest defense, right?
Bunun anlamı onu gördüğümüz yerde öldürmeliyiz.
That means, we see him, we take him out.
Eğer bize verecek bir şeyi yoksa, Onu şimdi öldürmeliyiz.
If he has nothing to give us, we should kill him now.
Onu hemen öldürmeliyiz!
We've got to kill him now!
- Öldürmeliyiz onu.
- We must kill her.
Onu bulup öldürmeliyiz.
So this thing is breeding and we need to find it and snuff it.
Onu öldürmeliyiz.
We have to kill them.
Onu şimdi öldürmeliyiz.
We must kill him now.
Onu mutlaka avlamalı ve öldürmeliyiz.
We all must hunt it down and kill it.
Artık onu da, Beecher'ı da öldürmeliyiz.
Now we get to kill him and Beecher.
Onu bulup öldürmeliyiz.
We have to find it and we have to kill it.
onu özledim 21
onu öptüm 18
onu öldür 51
onu özlüyorum 59
onu öldürürüm 54
onu öldürdüm 156
onu öldüreceğim 271
onu öldürdün 172
onu özlüyor musun 19
onu öptün mü 17
onu öptüm 18
onu öldür 51
onu özlüyorum 59
onu öldürürüm 54
onu öldürdüm 156
onu öldüreceğim 271
onu öldürdün 172
onu özlüyor musun 19
onu öptün mü 17
onu öldürmek istiyorum 19
onu öldürme 43
onu öldürmek istedim 16
onu öldürecek misin 26
onu öldürmek 19
onu öldürdünüz 18
onu öldürün 23
onu öldürdü 49
onu öldürdün mü 48
onu öldürecek 39
onu öldürme 43
onu öldürmek istedim 16
onu öldürecek misin 26
onu öldürmek 19
onu öldürdünüz 18
onu öldürün 23
onu öldürdü 49
onu öldürdün mü 48
onu öldürecek 39