Oradaydım translate English
4,349 parallel translation
Çünkü ben onunla birlikte oradaydım.
Because I was there with him.
- Oradaydım. İğrençti.
- Ugh, I was there... it's disgusting.
Neden oradaydım bilmiyorum.
Why was I found there?
Ama madem iki seferde de oradaydım iki seferde de neden seni kurtarmadım?
But if I was there both times, then why didn't I save you both times?
Çünkü oradaydım.
'Cause I've been there.
Ben oradaydım Olduğunu gördüm.
I was there. I saw it happen.
Ben oradaydım Çünkü, değil Barlow ile.
Because I was there, but not with Barlow.
- Evet, oradaydım.
Please come in.
- Aslında ben de oradaydım.
- I was actually there last night, too.
60'larda oradaydım.
I was down there in the'60s.
- Evet. - Oradaydım.
I was.
Oradaydım.
I was there.
Oradaydım, yaptım, T-shirt'ü aldım, sadece ateş edemedim.
I've been there, I've done that, I got the T-shirt, I just didn't take it.
Oh, evet, Ben, oradaydım. - Fakat üç gün önce, dün değil. - Bir şeyleri karıştırmadığına emin misin?
Oh, yeah, I-I was there, but three days ago, not yesterday.
Ben de neden onun hedef alındığını, katilin ona neden işkence ettiğini öğrenmek için oradaydım.
But this is why I was searching her apartment... to find out why she was targeted, why this person would torture her.
Ben oradaydım.
I was there.
Bugün oradaydım, oldukça kızgındılar.
I was over there today ; they're pretty angry.
Sürdürülebilirlik görevi için oradaydım.
I was there for sustainability.
Ama az önce oradaydım kimse yoktu.
But I was just there, it was empty.
- Ben de marketin oradaydım.
I was in front of the convenience store. Really?
Oradaydım, kişiliğimi düzelttim, ayrıldım.
I went in, sorted myself, left.
Oradaydım zaten.
Yes, I was there.
Sonra Nashville'e gittim. Ama aslında sadece Phoenix aktarması için oradaydım, sayılır mı...
Then Nashville... but that was just the airport on the way to Phoenix, so I don't know if that...
Tatlım, akşam üstü senin içeceğini gördüm. Tenis kulübündeki otomatın oradaydım.
Honey, I just saw your drink this afternoon in the soda machine at the tennis club.
Oradaydım.
AARON'. I was there.
Dünyanın bütün felaketlerinde oradaydım... ve dünyanın en kötü insanlarına hizmet ettim.
I've attended all the world's worst disasters... and worked for the greatest of villains.
NasıI hissettiğini anlıyorum, oradaydım. Fakat oyuna devam etmeliyim.
I know how you feel, I've been there, but now I'm back in the game.
Az evvel bu ağacın derinliklerindeydim Bilgi Halkaları'nın oradaydım. Ormanda yaşanan her anı her olay, burada bu yazıtlarda kayıtlı.
I have just returned from deep inside this tree... from the Rings of Knowledge... where every memory... every event that ever happens in the forest... is recorded in these scrolls.
Oradaydım.
I was.
İşte oradaydım.
There I was.
Son birkaç aydır oradaydım.
I was there for the last few months.
Uzun zaman önce oradaydım.
They have been around for a long time.
Hep oradaydım.
I've always been there.
Ben oradaydım.
I'm in there.
Oradaydım.
I've been over there.
Üç hafta oradaydım.
I was there for three weeks.
- Bir bakıma oradaydım denilebilir.
- I was sort of... you know, there.
Dün gece Strigoiler saldırdığında oradaydım ve öylece tutulup kaldım.
I was there last night when that Strigoi attacked, and I just... I totally choked.
- Ben de oradaydım.
- Yeah, I was there.
- Oradaydım.
I was!
Evet, bende oradaydım dostum.
Yeah, I've been there, brother.
Sanki sırf izlemek için oradaydım.
It's like I was up there just to watch.
- Oradaydım.
- I was just there.
Evet. Dışarıdaydım ve seninkiler oradaydı.
Yeah, I was out, and yours were there.
Sahte ölüm senaryoları yaptım ama oradaydılar.
Faked my own death and they're there.
Sonraki hatırladığım şey, adam oradaydı.
Next thing I knew, he was there.
Size yemin ederim beyler. Tezgahımı kapattığımda hâlâ oradaydı.
I promise you, gentlemen, when I closed up my counter, it was there.
Massey oradaydı, tamam mı?
So, Massey was there, right?
- Uyandığımda oradaydı ne yapayım?
He was there when I woke up.
Onun sırtını gördüğümde, Şu küçük sevimli kalp oradaydı ve o olduğunu anladım hemen.
When I saw her back, there was this little heart there, and I knew it was her.
Herkesi çıkardım ama Kış Askeri oradaydı.
I pulled us out. But the Winter Soldier was there.
orada 2281
oradaki 168
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
oradaki 168
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada duruyor 22
orada kal 348
orada olurum 25
orada biri mi var 55
oradadır 18
orada olacağım 346
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada duruyor 22
orada kal 348
orada olurum 25
orada biri mi var 55
orada mı 137
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18
orada değil 122
orada kalsın 17
oradakiler 66
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18
orada değil 122
orada kalsın 17
oradakiler 66