Plan bu translate English
9,875 parallel translation
- Evet plan bu.
Yep, that's the plan.
Plan bu.
That's the plan.
- Elimizdeki en iyi plan bu.
- This is the best plan that we have.
Nemo bence başka bir plan bulmalıyız ve bu planda su içinde olmalıyız.
Nemo. I think we should device and alternate plan. One that involves staying in the water
Plan bu değildi ki.
That wasn't the plan.
Plan bu değil miydi?
Wasn't that the plan?
Bu planın bir parçası değildi!
This wasn't part of the plan!
Sevdim bu planı.
I like it- - the long con.
Bu harika çünkü şimdi yeni bir planım var.
This is great because now I have a new plan.
Bu gece planın var mı?
You got plans tonight?
Bu saçma plan aslında işe yarayabilir eğer Vince ve çetesi noel şarkılarını seviyorlarsa.
You know, guys, I feel like this silly plan could actually work if Vince and his gang like caroling.
Bu arada siz ikiniz de duvardaki çatlakları betonla dolduracaksınız çünkü su bilgisayarları bozarsa plan suya düşer ve barajı kaybederiz.
In the meantime, you two seal the cracks in the wall with concrete,'cause if water kills the computers, this plan falls apart and we lose the dam.
Peki bu planla tutarlı gerçek dünya kanıtı buldunuz mu?
And did you find any real-world evidence consistent with that plan?
Gerçek dünyayla bağlantınız olmamasına rağmen,... yine de ikiniz bu plan üzerinden devam etmeyi düşündünüz değil mi?
So even though you had no way of connecting in the real world, you still thought you two were going through with this plan?
Kate, planı boş ver, bu işe yaramıyor!
Kate, pull the plug, this isn't working!
Bu davada bu akşam büyük bir kırılma olarak Otoriteler 16 yaşındaki çocuğu yargılamayı planlıyorlar.
A major break in this case tonight as authorities plan to charge that 16-year-old boy.
Sonunda, bu akşam üstü Dassey'nin avukatı bana telefonda kendini bu davadan Çıkarmayı planladığını söyledi.
Now finally, late this afternoon, Dassey's attorney told me over the phone he does plan to remove himself from the case.
Onların planı bu, değil mi dostum?
That's their plan, right, Bud?
Planları bu mu?
Do you think that's their plan?
Bu akşamki kutlama nasıl olacak?
How do we plan on celebrating tonight?
Bu akşam için zaten plan yapmıştım bebeğim.
I already made plans for tonight, baby.
Her zaman planım buydu. Bu yüzden...
That was my plan the whole time.
Maç planımız bu değildi tamam mı?
This wasn't the game plan, all right?
Bu bir plân değil.
That's not a plan.
bu sikik planın çok beceriksizce!
That's a fucking loser's plan, pal.
Ve bu iyi bir plan olacağını Eğer patlattığı iyi olsaydı.
And that would be a good plan if you were good at blowing up.
Bu müthiş bir plandı.
That was an awesome plan.
Ama BU için planı yoktu!
But you didn't plan for THIS!
Evet. Planım bu.
Yeah, that's the plan.
Planın bu mu?
That's your plan?
Pekala bak bu geminin bir rotası olmasının tek sebebi bir plan yapmaları ve plana uymaları.
All right, look, the whole reason that this ship is on a course is'cause they charted a plan and they followed it.
Benim planım : Yüzüğümü çalan it herifi bulmak ve bu gemiden indiğim anda Clara'yla evlenmek. Ailesinin, senin ya da başkalarının ne söylediği umurumda değil.
My plan is to find the son of a bitch that stole my ring and marry her the second I get off this ship, and I don't care what her parents or you or anybody else has got to say...
- Planın bu mu?
That's the plan?
- Planım bu yönde.
That's my plan.
Bu işten sıyrılmama hiçbir planın faydası olmaz.
No way any plan's gonna help me through this.
Bu şimdiye kadarki en iyi planın mıydı?
That was your best ever plan?
Planın bir parçasıydı bu ama...
That was part of the plan.
Ama planım bu.
But I plan on it.
Biz bu ülkenin topraklarının sahibi beyaz seçkin sınıfız. Ve parçalayıp kolonileştirmek için büyük acılar çektiğimiz bu ülkeyi dilimlere ayırıp, katoliklere, yahudilere, karanlık insanlara, yada italyanlara bırakmak gibi bir planımız yok.
We are the landed white gentry in this country and we have no plans to carve off a strip of this country, which we have gone to great pains to break and colonize and hand it over to Catholics, Jews, darkies or dagos.
Bu oda kat planında yok. beni biraz rahatsız ediyor.
That room's not on the floor plan and it's bugging me a little bit.
İşten dönünce bu işi ayrıntısıyla planlarız.
When I get back from work, we're gonna sit down and plan this to the T.
Bu iyi bir plan.
It's a good plan.
Bu planın bir parçası değildi.
That's not part of the plan.
Yani planın bu mu?
So, this is your plan?
- Bu planın bir parçası değildi.
That's not part of the fucking plan.
Bu senin planındı ve işe yaradı.
This was your plan, and it worked.
- Bu muhabbeti çabuk bitirebilir miyiz?
I'm on a really limited call plan.
Bu ülkedeki genç kadınlara iş planı veriyor ve kafalarında "Evet, yapabilirim" düşüncesi oluşuyor.
... are giving young women in this country a business plan and the thought in their head of like, "Yes, I can."
Bu plan üzerinde uzun süre önce çalıştım.
Well, I worked on that plan a long time. Fine.
Bir şeyler planlamalıyız Bu gece onun için biraz daha fazla özel.
We'll have to plan somethin a little extra special for him tonight.
Plan, kaçmanın cehennemini almaktır. Bu pisliklerden birinin kalkması için.
Plan is to get the hell out of dodge before any of these fuckers get up.