English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ R ] / Rahat bırak

Rahat bırak translate English

12,734 parallel translation
Bu şehri rahat bırakırsan seninle gelirim.
I will come with you if you leave this town alone.
Artephius'u rahat bırak, Düşes!
Let Artephius go, Duchess!
Beni rahat bırak. Hayatımı aldın. Kazara oldu, bırak da hayatıma devam edeyim.
leave me alone, you took my life, it was an accident, let me move on no
Kız kardeşini rahat bırak!
Jonas, leave thy sister be.
ve şu olana bir bak bu bizim hatamız hepimizin hatası beni rahat bırak Kristen tamam mı o kendi kararını kendi verdi
And look what happened. This is our fault. All of us.
Theresa, rahat bırak onu.
Theresa, leave him alone.
Rahat bırak.
Give it time.
Rahat bırak kızı.
Just leave her.
Sana rahat bırak diyorum!
Just leave her!
Lütfen beni rahat bırakın.
Please leave me alone.
- Çocuğu biraz rahat bırak.
- Leave him be a moment.
- Onu rahat bırakın!
Leave her alone!
Onu rahat bırakın!
Leave him alone!
Şimdi, zavallı adamı rahat bırakın.
No, leave the poor guy alone.
Helena'yı sana Sarah'yı rahat bırak diye getirdim.
I brought you Helena to keep Sarah off the table.
Biraz rahat bırakır mısın beni?
What are you thinking? Can you just give me one minute?
Benim hastalarımı rahat bırak.
Just leave my patients alone.
- Güzel kızları rahat bırak.
Hey, leave the pretty girls alone.
Beni rahat bırak!
Leave me alone!
Dışarıda biraz gücüm olduğunu düşündükleri sürece o hayvanlar beni o cehennem çukurunda rahat bırakır.
But as long as those animals think that I got some kind of juice on the outside, that's what keeps me alive in that hellhole.
Rahat bırak onu.
Leave her be.
- Kaderi Tanrıların elinde. O zaman onu rahat bırakın.
Then give him peace.
Beni rahat bırak yoksa seni öldürürüm!
Leave me the fuck alone, or I'll kill you!
Kızı rahat bırak.
- Oi, leave that girl alone!
Onu rahat bırakın.
Let him be.
- Beni rahat bırak.
Don't yell. Leave me alone.
Tobby, onu rahat bırak.
Toby... No.
Biraz rahat bırak, açıklayacağım. Ne yapıyorsun?
Just leave it alone and I'll explain.
Ben hazırım, beni rahat bırak.
I'll pull it down.
Onu rahat bırak.
You let go of her.
Rahat bırakın onu.
Leave him alone.
- Stewart, rahat bırak.
~ Stewart, give it a rest.
- Bir rahat bırak.
~ Give it a rest.
Genç Bay Gilmour'u rahat bırakın.
Leave young Mr Gilmour alone.
- Beni rahat bırak Benji!
- Look, Benji, get off me!
Beni rahat bırak yoksa yemin ederim bağırırım!
Leave me alone or I swear I will scream!
Sana Dr. Wodds'u rahat bırak dedim sanıyordum.
I thought I told you to leave Dr. Woods alone.
Kızımı rahat bırakın.
Now, you leave my daughter alone.
Efendiler gerçekten sizi rahat bırakıyorlar mı?
The Overlords, they really leave you alone?
Onu rahat bırak, Rodger!
Leave him alone, Rodger!
Rahat bırak onu!
Just leave him alone!
Kit dağıtımdan gelince biraz rahat bırakılmak istiyor.
You know, Kit, he comes back from these deployments, and he needs his space.
Bizi rahat bırak, duydun mu?
You should leave us alone, you hear it!
Beni rahat bırak.
Leave me alone.
Orman rahat bırakılana dek çocuklar serbest bırakılmayacak.
The children are not released until the forest is left alone.
Ormanı rahat bırakırlarsa çocukları serbest bırakacak.
If they leave the forest in peace he will release the kids.
Eğer Ri Jin annesiyle birlikte Amerika'da yaşaması için rahat bırakılsaydı...
If Ri Jin would have just been left alone to live with her mother in America...
Ross, adamı rahat bırak.
Ross, leave him out of it.
- Onu rahat bırak.
- Leave him alone.
Onu rahat bırak!
Oh, my God.
Rahat bırak beni!
- Leave me alone.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]