English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Sakinleştirici

Sakinleştirici translate English

1,637 parallel translation
Ellerinde sakinleştirici silah olan bir grup psikiyatr bile durduramazdı.
A team of psychiatrists with tranquilizer guns couldn't have stopped me.
Stajyer kız bana sakinleştirici dolu şırıngayı sapladı.
That trainee girl stabbed me with Beck.
Görünüşe göre aşırı dozda sakinleştirici verilmiş.
Seems like an overdose of tranquilizers.
- Sakinleştirici.
- Your tranquilizer.
Biraz daha sakinleştirici verip lokal anestezi uygulayalım.
Give her more sedation, and get some local.
Dinle, Zack, bu adam hareket ederse, sakinleştirici ok ya da onun gibi işi ile ateş et.
Listen, Zack, if this guy moves, shoot him with a tranquilizer dart or something.
İşin aslı benim sakinleştirici bir silahım yok.
I don't actually have a tranquilizer gun.
Sakinleştirici etkisini yitirdi.
He's trying to extubate.
Üçüncü eşini, ikinci eşiyle yatakta yakalamış ve o kadar üzülmüş ki, bulimia olan kızının sakinleştirici ilaçlarından bir şişe içmiş.
He found his wife in bed with his second wife and downed an entire bottle of his bulimic daughter's Prozac.
Sakinleştirici verin.
Hit him with the sedative.
Bir yandan fantazinin sakinleştirici bir görünüşü vardır.
On the one hand, we have the pacifying aspect of fantasy.
Sadece üç tane sakinleştirici aldığını söylüyor.
She says she only took three sedatives.
Ona sakinleştirici verdik, kalp pili değil.
We gave him a sedative, not a pacemaker.
Lana'nın benim üzerinde sakinleştirici bir etkisi olmalı.
Lana must be a calming influence on me.
Bir sakinleştirici getirir misin?
COULD YOU GET ME A PACIFIER?
Sadece hafif bir sakinleştirici.
It's just a mild sedative.
- Sadece bir sakinleştirici.
- It's just a sedative.
Sana aynı zamanda sakinleştirici veriyorum.
I'm putting you on a tranquilizer in the meantime.
Hafif bir sakinleştirici yazacağım.
I'll write a prescription for a mild sedative.
Sakinleştirici almıştı.
He was tranquilized.
Kanında sakinleştirici ve Rohypnol vardı. Randevu tecavüzcülerinin tercihi.
There are traces of sedatives and Rohypnol, the drug of choice for date-rapists.
Görünüşe göre doktorunuz size üç farklı sakinleştirici yazmış.
It looks like your doctor has prescribed three different sedatives.
Ve hatta eve gitmen için sana birkaç sakinleştirici bile bulabilirim.
Hell, I'll even throw in a couple of painkillers for your ride home.
Birkaç dakika sonra Sanat Tarihi dersim var ve profesör,.. ... sakinleştirici almış Garrison Keillor gibi konuşuyor. Sadece uyanık kalmak için bile durmadan şeker yemem gerekiyor.
I have art history in a few minutes, and my professor sounds like Garrison Keillor on Quaaludes, so I need a constant intake of sugar just to stay awake.
Sakinleştirici al.
Take a chill pill.
artı diğer yandan ceviz ve sakinleştirici ilaçlarla çok iyi kurabiye yapar.
On a plus side she bakes Toll House cookies with walnuts and demerol.
Ona biraz sakinleştirici verin.
Give her some tranquilizer.
Biraz rahatla. - Sakinleştirici mi? - Evet.
All right, all right, all right, just relax.
Sakinleştirici verip orada tutun, vücut sıcaklığını denetleyin.
Keep him sedated in there. Regulate the body temperature.
Ağır sakinleştirici altında.
He's under heavy sedation.
Şu aceleciliğini yatıştırmak için birkaç sakinleştirici ilaç yazabilirsiniz.
You can prescribe him some antianxiety meds to try to lessen the urgency he's feeling.
Bu adam ayağının kesilmesini istiyor, ve tek bulduğunuz çözüm sakinleştirici ilaç vermek mi?
The man is requesting an amputation, and the best you can come up with is antianxiety meds?
Bütün gece, yatağın kenarında oturup ürin çıkışını sayıp sakinleştirici ilaç vermek...
Sitting by his bedside recording urine output and giving antianxiety meds all night. It's not a good job for me.
Sakinleştirici çabuk etki eder.
The sedative works fast.
Gerçek bir sakinleştirici etkisi.
It has a real calming effect.
- Sakinleştirici.
A sedative.
O benim sakinleştirici ilacım.
It's my anti-anxiety medication.
Öncesinden yemeğine biraz sakinleştirici kat.
She gets an ace inhibitor with her meal.
- Kendine geliyor! - 5 miligram sakinleştirici.
- I need 5 more grams of Dazol.
Sakinleştirici?
sedatives?
Kurbana sakinleştirici tavsiye ederiz.
We recommend sedatives for the victim.
Melek gözyaşı, at sakinleştirici, jelibon bebekler misk, mutluluk hapları var.
We've got angel tears, horse tranks, jelly babies, muskies, happy flakes.
Bir kamyoncuyu uyutacak kadar sakinleştirici verdim.
I gave her enough sedatives To knock out a trucker.
Benimle seyahat eden hiç kimse gideceğimiz yere varana kadar sakinleştirici alamaz..
nobody traveling with me takes a tranquilizer till we've arrived.
Çok rahatlatıcı ve sakinleştirici olduğunu söylüyorlar.
they find it very relaxing and meditative.
- Bir çeşit sakinleştirici. Hastanın ameliyat psikolojisini yenmesine yardım ediyor.
- It calms the shen, which is the patient's emotional experience of the surgery.
- Çok güçlü bir sakinleştirici.
- A very powerful sedative.
Sakinleştirici yerine spinal epidural anestezi kullandım.
I went with a spinal epidural
Ona bir sakinleştirici vereceğim.
I'm going to give him a sedative.
Sakinleştirici haplarım.
That's my haldol.
Sadece çayına biraz sakinleştirici kattım.
Just a little something I put in the tea.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]