English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Senin yaşındayken

Senin yaşındayken translate English

838 parallel translation
Ve hata ben de çok uzun zaman önce senin gibi senin yaşındayken çok acı çekmiştim...
And... Even I... a long time ago... well... when I was your age... I suffered a lot, too...
Senin yaşındayken böyle bir köpek için bir bacağımı verirdim.
- For me? When I was your age, I'd have given my right leg for one of those.
Ben senin yaşındayken, ben...
When I was your age, I...
- Ben senin yaşındayken. - Evde bile uyumazdın.
When I was your age You didn't sleep in a cage
Senin yaşındayken üniformalıydım ve...
When I was your age I was in uniform and
Senin yaşındayken Salzburg'a gitmiştim.
When I was your age, I went to Salzburg.
- Senin yaşındayken, ben...
- Say, when I was your age...
Senin yaşındayken bir dansçıya âşıktım.
When I was your age, I was in love with a dancer.
Senin yaşındayken arzuladığım her şeye sahip olacaksın.
You're going to have all the things I wanted when I was your age.
Ben senin yaşındayken can atardım.
At your age, I would have been delighted.
Elbette senin yaşındayken.
Of course at your age.
Senin yaşındayken ben de parasızdım, böyle bir fiziğim de yoktu.
I was broke, too, when I was about your age. But I didn't have a figure like you got.
Senin yaşındayken hiçbir şeye inanmazdım.
When I was your age, I didn't believe in anything.
Keşke senin yaşındayken yapsaydım bunu.
I wish I'd done this at your age.
Muhtemelen ben de senin yaşındayken aynı şekilde hissediyordum.
I would have done the even at your age.
Ben senin yaşındayken kaçıncı sınıftaydım biliyor musun?
You know what grade I was in when I was your age?
Senin yaşındayken ben de böyle hissetmiştim.
I'd have felt the same way about it when I was your age.
Dinle, Kyoko senin yaşındayken ben de böyle düşünürdüm.
But look, Kyoko. At your age I thought so too.
Senin yaşındayken kahvaltı niyetine içerdim.
When I was young, I had it for breakfast.
Senin yaşındayken beni de çok alan olmuştu.
I've ridden them lots of times when I was your age myself.
Ben senin yaşındayken, çok korktum.
When I was your age I was frightened, too.
Senin yaşındayken, belki bir yaş büyükken, ben de bunu yaşadım.
It happened to me when I was your age, maybe a year older.
Ben senin yaşındayken, zaten 12 yaşında bir oğlum vardı.
When I was your age, I already had a 12 year old son.
Senin yaşındayken, olağandışı olmaz.
At your age, it would not be strange.
Ben senin yaşındayken..
When I was of your age..
- Senin yaşındayken...
Why, when I was your age- -
Senin yaşındayken bir yerlere gitmeme babam asla izin vermezdi.
When I was your age I never went anywhere. My father just didn't give a damn about me.
Ben senin yaşındayken, hiçbir şeye doymazdım.
When I was your age, I couldn't get enough of anything.
- Senin yaşındayken, kesinlikle.
- At your age, definitely
Senin yaşındayken spor editörüm zenciler asla beysbol oynayamaz, demişti.
When I was your age, my sports editor told me that Negroes would never be able to play baseball.
Senin yaşındayken sokakta sütyenlerinde çengelli iğne olan Fransız yavrularını götürürdüm.
At your age I ate french fries in the street... and laid slobs... who used safety pins on their bras
- Senin yaşındayken, ben işimi gününde yapardım...
- At your age, I did a day's work...
Ben de senin yaşındayken öyle hissediyordum.
I felt the same at your age.
Senin yaşındayken borçlarım vardı.
At your age I had debts.
Ben senin yaşındayken evlendim.
I was married when I was your age.
Senin yaşındayken dikkatli olunmalı.
At your age, be careful.
Senin yaşındayken aynı salaklar aynı lafları ediyordu.
The same idiots were passing the same rumours when I was your age.
Ben senin yaşındayken dayak yerdim.
- You're lucky. I used to get beaten
Senin yaşındayken bana bu şans verilseydi, şimdiye kadar 2 milyonu kenara koymuştum.
If they'd had that when I was your age, I'd have put away a couple of million.
Ben senin yaşındayken böyle şeyler söyleseydim ağzıma sabun doldurup yıkarlardı. Tanrı biliyor ya ben de doldururum!
I should've had my mouth washed out with soap awful if I'd told fibs like that at your age.
Ben senin yaşındayken bir adam öldürmüştüm bile.
By the time I was your age, I had already killed a man.
Genç bayan, ben senin yaşındayken- -
Young lady, when I was your age- -
Senin yaşındayken ben üç yıldır çalışıyordum.
At his age, I'd been working three years!
Biliyor musun, senin yaşındayken, kardeşlerim ve babamla balık tutmaya giderdik.
- Okay. You know, when I was your age I went out fishing with all my brothers and my father.
Ben senin yaşındayken aşık olmuştum.
At your age I was already in love...
Senin yaşındayken, ben de orduda olmak istemiştim.
When I was your age, I wanted to be with the army too.
Senin yaşındayken ahırları kontrol etmek için dörtte kalkardım
When I was your age I got up at 4 a. m. to check the stables.
Ben senin yaşındayken, buz patenini severdim.
And I'd rather be you. Bill, I wouldn't pursue this any further if I were you.
14 yaşındayken senin gibi kızlardan kaçardım.
I ran out of girls like you when I was 14.
18 yaşındayken bile senin ne tür bir adam olduğunu anlamıştım.
Even when I was 18, I never mistook you for a lieutenant in the Salvation Army.
Defol git, sersem. Hey, ben senin yaşındayken..
You know, you can...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]