Söz ver translate English
5,701 parallel translation
Onu götürmeyeceğine söz ver, Stan.
Promise me you won't take him, Stan.
Söz ver eve gidince sadece Fransızca konuşacağız.
Promise me when we get home, we'll only speak French to each other.
Jenny sana söylemem gereken birşey var ve bana söz ver.. .. ne olursa olsun..
Jenny, there's something I need to tell you, but you have to promise me that no matter how it turns out...
- Gülmeyeceğine söz ver misin?
- Promise not to laugh?
Ama bana söz ver Bunu Paris'te aramızda geçenlerden dolayı yapmıyorsun değil mi?
But promise me that you're not doing this because of what happened between us in Paris.
Baba, Malcolm'a söylemeyeceğine dair söz ver.
Dad, you promise me, don't tell Malcolm.
Tek kelime etmeyeceğine dair bana söz ver.
- Promise me you will not say anything.
Ama bana söz ver.
But just promise me one thing.
- Şimdi burada kalacağına söz ver.
Now, you promise me you'll stay put.
Bana söz ver Claire.
Promise me, Claire.
Kafanı kullanacağına ve o kızın, sana saçma bir şey yaptırmayacağına söz ver.
Just promise me you'll use your head, and you're not gonna let that girl make you do anything stupid.
- Henry ben... - Söz ver!
Henry, I....
Söz ver bana!
Promise me!
Ama imzalamayacağına dair söz ver, hazır olana dek.
But promise me you won't sign it until you're ready.
Ondan kurtulmama yardım edeceğine söz ver. Seni ilk sıraya alayım.
Promise to get rid of it, you go to the front of the line.
Söz ver.
Promise me.
Söz ver : Daha fazla yalan yok.
Promise me : no more lies.
Sadece söz ver...
You just promise me...
Yalnızca, insanların kafasını şişirmeyip, onları da dinleyeceğine söz ver.
Well, promise you're going to listen too, and not just chew their ears off.
Söz ver.
- Promise me.
Başka doktor istemiyorum, söz ver.
No more doctors. Please, promise me.
Bana söz ver yuvalanma ibareleri görürsen hemen geri döneceksin.
Promise me... if you see signs of nesting, you will get away.
Çıldırmayacağına söz ver Tamam mı?
You have to promise not to freak out, okay?
Mahkemede nasıl kıvranıp durduğunu sonra anlatacağına söz ver.
Promise to tell me what it's like watching him squirm in the courthouse this afternoon.
- Söz ver önce!
- First promise!
Söz ver bana.
You know what? Promise me.
Birbirimize göz kulak olacağımıza söz ver.
Promise me that we'll look after each other.
O adamı düşünüp canını sıkma bak, söz ver bana.
Promise me you'll not let that bastard get to you.
- Söz ver.
Promise.
Git hadi. Sen de bana bir söz ver.
Promise me something, too.
Söz ver bana.
Promise me that.
Kaçacağına söz ver.
Promise me you'll run.
Ama bana söz ver partide bu şekilde konuşmayacaksın.
But promise me you will never say anything like that at the party.
Bana söz ver.
Promise me.
Ama bana söz ver :
But promise me this :
Danny'nin sözleşmesi imzalanana kadar ona birkaç söz ver.
Just promise her anything until Danny's contract is signed.
Beni sana olduğu gibi'uygun'bir evliliğe zorlamaya çalışmayacağına söz ver.
Promise you won't try to force me into a'suitable'marriage, like you were forced.
Söz ver bana hiçbirşey söylemiceksin.
Promise me you won't say anything.
O zaman bir şey için söz ver.
Then promise me one thing.
En azından söz ver bana!
At least give me that!
O zaman en azından bunun için söz ver!
So promise me this at least.
- Sadece bu sefer daha mantıklı olacağına söz ver.
But just promise me you'll be more sensible this time? Oh!
Şimdi geleceğin ben ve Riot için ne hazırladığını bilmiyorum, ama her şey yolunda giderse bana söz ver her şeyi benim tarafımda halledeceksin. Söz ver.
Now, I don't know what the future holds for me and the riot, but if everything works out all right, and you promise me that you're gonna run everything by me first... promise me.
Ama dikkatli olacağına dair bana söz ver. Çünkü eğer babandan ve benden bir şey öğrendiysen bu da birinin genç yaşta anne olmasının tek bir hamleye baktığıdır.
Just promise me you'll be careful, because if you've learned one thing from your father and me, it's that it only takes one thrust for someone to become a teen mom.
Şimdi bana söz ver, ona bile bir şey demeyeceksin.
So promise me you won't say owt, even to her.
Ben bu kapıdan geçerken kaçmayacağına söz ver.
And you promise you're not going to do a runner the moment I walk through that door?
Havalan ve bana nereye geldiğimize asla bakmayacağına dair söz ver.
Take off, and promise me you'll never look where we've been.
Bana aptalca bir şey yapmayacağına söz ver.
Hi! " Promise me you won't do anything stupid.
Burada yalnız kalmayacağına söz ver Sidney.
Promise me you're not lonely, Sidney.
Bana söz ver halkımın erkek ve kadınları burayı özgür olarak terk edecekler.
Give me your word that my people can leave as free men and women.
Söz ver.
Promise me!
söz veriyorum 1721
söz verdim 82
söz vermiştin 151
söz verdin 108
söz veriyor musun 72
söz verdiğim gibi 30
söz ver bana 56
söz veremem 25
söz verdi 29
söz veririm 57
söz verdim 82
söz vermiştin 151
söz verdin 108
söz veriyor musun 72
söz verdiğim gibi 30
söz ver bana 56
söz veremem 25
söz verdi 29
söz veririm 57
söz verdiniz 17
söz veriyoruz 21
vera 163
veronica 131
versailles 42
verona 27
verna 25
vermont 94
vernon 81
verdi 50
söz veriyoruz 21
vera 163
veronica 131
versailles 42
verona 27
verna 25
vermont 94
vernon 81
verdi 50
verin 65
veri 27
vern 90
veronika 32
verdim 70
vereceğim 68
verildi 28
vereceksin 16
vermeyeceğim 54
veririm 64
veri 27
vern 90
veronika 32
verdim 70
vereceğim 68
verildi 28
vereceksin 16
vermeyeceğim 54
veririm 64