Tabii ki istiyorum translate English
389 parallel translation
- Tabii ki istiyorum.
- Of course, I do.
- Tabii ki istiyorum.
- Of course I do.
Tabii ki istiyorum genç.
Of course I'd like to.
Evet, tabii ki istiyorum.
Yeah, yeah, of course I want to.
- Tabii ki istiyorum.
Damn right I do.
Tabii ki istiyorum!
Of course i am!
Tabii ki istiyorum.
Sure I want a tip.
Tabii ki istiyorum.
- Sure I do.
Tabii ki istiyorum. Buraya neden geldim sanıyorsun?
Of course I do, what do you think I came in here for?
- Tabii ki istiyorum.
Yes, of course I do.
Tabii ki istiyorum, ama bu işe bulaşamam ya...
Of course, I want my daughter back but I can't...
- Tabii ki istiyorum.
You know I do.
Tabii ki istiyorum.
Yes, of course.
- Tabii ki istiyorum.
- Of course I want to.
Tabii ki istiyorum.
Of course I want it.
Tabii ki istiyorum Duke.
Well, yeah, I want them, Duke.
Tabii ki seninle olmak istiyorum.
I promise.
Tabii ki doğruluğundan emin olmak istiyorum. Bu yüzden sana ihtiyacım var.
Naturally, I want to verify it, and that's why I need you.
Tabii ki, evimiz demek istiyorum.
I mean very much our home.
Tabii ki ben de istiyorum.
So do I, of course.
Tabii ki öyle, ama sadece tek bir kişiyi istiyorum.
Sure, but there's only one I want.
- Tabii ki istiyorum.
Of course I do.
Tabii ki mutlu olmamızı istiyorum tatlım ama bilemiyorum.
Sure, I want us to be happy, honey, but I don't know.
Tabii ki, bir gazeteci olarak, adanızı görebildiğim kadar çok görmek istiyorum.
Of course, as a journalist, you'll want to see as much of our island as possible.
Tabii ki de istiyorum.
Of course I want out.
Tabii ki istiyorum.
Of course I have.
Kalacağı yerin yanımdaki oda olmasını istiyorum. Tabii ki.
- I'd like him to have the room next to mine.
- Helikopterinizi istiyorum. - Tabii ki olmaz.
- I want your helicopter.
- Tabii ki, ben müşterilerimi geri istiyorum.
Of course, the only way I still have clients.
Tabii ki ona gemiyi göstermek istiyorum, sadece düzeyimizi göstermek.
Of course, Scotty, I'd like to show him the ship, just to show him that we're... We're on the level, but you know how it is.
- Tabii ki suçlamak istiyorum.
Of course I want to charge him.
Bana sanki kzm soyuyormussunuz gibi geliyor, tabii ki, parasal olarak demek istiyorum.
It makes me think you're taking my daughter for a ride. - - Financially speaking, of course.
Tabii ki, onun için en iyiyi istiyorum.
Of course, I'm anxious for him to have the best.
En azından Hukuki İşler'den Herb Thackeray ve tabii ki Standartlar ve Uygulamalar'dan Joe Donnelly ile konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to Legal Affairs at least and Herb Thackeray and certainly Joe Donnelly in Standards and Practices.
Tabii ki bebeğim olsun istiyorum.
Of course I want the baby.
Tabii ki filmin yapımına dahil olmak istiyorum.
Of course, I may want to get involved in the process of making the film.
Tabii ki, bunu bütün yüreğimle istiyorum.
Indeed, I should like to do so, as you know.
Sinirliyim tabii ki ve sonuç istiyorum, hem de hemen, tamam mı?
Damn right I'm upset, and I need some results, and soon, okay?
Tabii ki, takıma dönmek istiyorum ama buna layık olduğum için.
I want to be back on the team, but because I'm worth it.
Yani, demek istiyorum ki, öylesine çekici bir kadın tabii ki bir cinayete bulaşmış olamaz.
I mean, I know her clothes are a bit outré, but surely a charming girl like that wouldn't get involved in murder? No.
- Tabii ki çocuk istiyorum.
- Of course I want a kid.
Bulabilecek kadar adamsan, tabii ki hemen istiyorum!
I have the gut to take it if you have it now
Tabii ki seni hala istiyorum.
Of course I still want you.
Tabii ki seninle anlaşma imzalamak istiyorum!
Of course I wanna sign you!
Ve doğal olarak tabii ki seninle sevişmek istiyorum. Ne bekliyordun ki?
So naturally I'm interested in you sexually too.
Tabii ki gidemezsin, çünkü senden gitmeni istiyorum.
No you can't, because I asked you to.
Tabii ki senin için harika olsun istiyorum.
I just wanted it to be perfect for you, of course.
Tabii ki istiyorum.
Of course I do.
Tabii ki bunu istiyorum.
Of course. Of course it is.
Şimdi, tabii ki Amerikan hükümeti bundan çok rahatsız ki bu da her ikisini de yakalamak için bana yardım etmeni istiyorum demek.
Now, understandably, the American government is-is very upset, which means I need you to help me nail them both.
Tabii ki seni istiyorum!
Of course I want you!
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki var 74
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabii ki olmaz 20
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki var 74
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabii ki olmaz 20
tabii ki biliyorum 29
tabii ki yok 71
tabii ki eminim 28
tabii ki değil 91
tabii ki değilim 17
tabii ki biliyorsun 16
tabii ki hatırlıyorum 25
istiyorum 518
istiyorum ki 20
tabii 9702
tabii ki yok 71
tabii ki eminim 28
tabii ki değil 91
tabii ki değilim 17
tabii ki biliyorsun 16
tabii ki hatırlıyorum 25
istiyorum 518
istiyorum ki 20
tabii 9702
tabiî 81
tabii eminim 16
tabii efendim 146
tabii ya 578
tabiiki 57
tabii var 20
tabii canım 65
tabii bu 20
tabii tabii 53
tabii öyle 17
tabii eminim 16
tabii efendim 146
tabii ya 578
tabiiki 57
tabii var 20
tabii canım 65
tabii bu 20
tabii tabii 53
tabii öyle 17