English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ T ] / Tabii ki olmaz

Tabii ki olmaz translate English

254 parallel translation
Tabii ki olmaz, imkanı yok.
Of course I won't. Definitely not.
- Hayır, tabii ki olmaz.
- No, not at all.
Tabii ki olmaz, zaten markete gideceğim.
No, of course not. I got to go to the store anyway.
Tabii ki olmaz.
Of course not.
- Hayır tabii ki olmaz, ben geleceğim.
No, of course not. I'm coming there.
- Hayır, tabii ki olmaz.
- Yes, perfectly all right.
Tabii ki olmaz.
Of course I mind.
Tabii ki olmaz.
- Of course not. - Him?
- Helikopterinizi istiyorum. - Tabii ki olmaz.
- I want your helicopter.
- Tabii ki olmaz.
- No, of course not.
Tabii ki olmaz.
No, of course not.
- Tabii ki olmaz.
- Of course not.
Tabii ki olmaz. Soyadım Robertson.
My name is Robertson.
tabii ki olmaz
Of course not
- Tabii ki olmaz!
- Of course not!
- Tabii ki olmaz.
- Sure.
- Tabii ki olmaz.
- You kidding? Anytime.
- Tabii ki olmaz.
- Of course it's no good.
Hayır, tabii ki olmaz.
No, of course not.
Tabii ki olmaz.
. Of course. Of course.
Tabii ki olmaz.
Fuck, no, dude.
- Tabii ki olmaz.
- Of course.
Tabii ki olmaz. Biricik oğlum söz konusu.
it's for my dear son.
Tabii ki olmaz, gidebilirsin. Afiyet olsun efendim.
Sir, I'll go clean up in the restroom.
Tabii ki olmaz.
Well, of course not.
- Tabii ki, bir şey olmaz.
- Sure, it's okay.
Tabii ki sorun olmaz.
Yes, of course I will.
- Tabii ki de olmaz.
- Of course it is.
Tabii ki kalabilirsin ama Linda için çok rahat olmaz.
Of course. It's not going to be very comfortable for Linda, though.
Tabii ki olmaz.
CALL AN AM BU LANCE.
Hayır, hayır, hayır, tabii ki, olmaz!
No, no, no, of course it isn't.
Tabii ki zahmet olmaz.
It won't inconvenience me at all.
- Tabii olmaz, babanın bir şeye izin verdiği yok ki.
- Surely, your father forbids such folly.
Olmaz tabii, akçaağaç şurubu yok ki.
Of course, maple syrup is not here.
Şey, tabii ki olur, ama olmaz işte bilirsin.
Well, of course, it does. It just doesn't.
Ve tabii ki, Tibet'e gitmek istediğimi söylemezsem olmaz.
And of course, it goes without saying, that I would like to visit Tibet.
Olmaz Linda, özür dilerim. Şu anda hiç konuşamam. Tabii ki de konuşamazsın.
No, linda, I'm sorry, I really can't right now.
- Tabii ki var, sen kardeşimsin. Düşündüklerimin yararı olmaz.
- It's irrelevant.
Olmaz, hayır. Tabii ki seninle gelebilir.
- Of course he can go with you.
Tabii ki ama ben yapma dersem sorun olmaz.
Surely if I say it's all right...
— Tabiî ki olmaz.
- Of course not.
Tabii ki olmaz.
Or how to use close air support? Of course not.
Tabii ki "düşman", bizim dostumuz olmaz!
Of course it's a "foe", we have no friends!
Doğal olarak, tabii ki, parazit sinekler ve sivrisinekler olmadan olmaz.
Plus of course the usual array of nasty bugs... like filaria flies and mosquitoes.
- Tabii ki. Şimdi olmaz.
- Of course I am.
- Tabii ki ilgisi olmaz, değil mi?
- Of course it's relevant.
Tabii ki Büyükanne beni gidelim olmaz değil
Grandma wouldn't let me go out!
Tabii ki, Özgürlük Günü, geleneksel Özgürlük Günü Jakuzisi olmadan olmaz!
Of course, it wouldn't be Freedom Day without the traditional Freedom Tub!
Tabii dansçı olursan başka ; ki benim için sorun olmaz.
Unless you start dancing, which I'm OK with.
- Belki olmaz! - Tabii ki evet.
But of course, yes.
Tabii ki çocuklara yer olmaz.
It's no place for children.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]