Yapma böyle translate English
2,165 parallel translation
Yapma böyle.
No, don't do that.
Yapma böyle şeyler.
Don't do such things.
Yapma böyle.
Don't do that.
Hayır, hayır, hayır, yapma böyle.
Oh, no, no, no, don't do that.
Nick, yapma böyle.
Do not be.
Rol yapma böyle olur.
That's acting.
Yapma böyle.
Hey, come on.
- Larry, yapma böyle.
- Larry, come on.
Yapma böyle.
Ok. Come on.
Yapma böyle dostum.
Come on.
Yapma böyle, Cromwell.
Don't be like that, Cromwell.
Yapma böyle. Maskeni takmaya kalkma.
Don't put your mask on.
Yapma böyle.
Don't.
Yapma böyle.
Oh, come on.
- Yapma böyle.
- Okay, anymore surprises?
Yapma böyle, Abou Ahmad!
Do not do that, Abu Ahmad!
Yapma. Böyle anlarda depolarda bulunan harika şeyleri düşünsene.
No, think of all the amazing things that are found in storage units at times like this.
Marge, buzdolabının önünde böyle şeyler yapma.
Marge, not in front of the refrigerator.
Yapma ama böyle.
Hey, come on.
Bir daha asla böyle yapma.
Don't you ever do that again.
- Cidden, Raj, bir dahaki sefere böyle yapma. Seni boğmak istiyorum.
- Seriously, Raj, next time you fake me out like that, I'm going to let you drown.
Damon, yapma böyle ama.
I'm just having some fun.
Yapma böyle.
Come on.
Hadi ama oğlum, böyle yapma.
Come on, man, don't do this.
- Bir daha böyle yapma.
Don't ever do that again.
Sadece, böyle bir şeyi bir daha yapma tamam mı?
Just don't do that again, OK?
Yapma adamım. Böyle olma.
Come on, man, don't be that guy.
- Yapma böyle!
- Oh, come on...
Lütfen, böyle yapma.
Please. Don't be that way.
Böyle yapma ama.
You don't have to be like this.
Böyle yapma.
You can't do that.
- Yapma böyle.
BOBBY :
Bir daha böyle bir şeyi bana yapma.
Don't you ever do that to me again.
Oğlumla konuşurken sakın bir daha böyle yapma!
Don't ever do this to me when I'm talking to my son!
Lütfen bana bir daha böyle yapma!
Please don't do that to me again (! )
Bir daha asla böyle bir şey yapma, anladın mı?
Never do that again, OK?
Ama böyle yaparak, iki vuruş fazla yapma riskini de getiriyor.
But in doing so, he brings double bogey into play.
Doreen böyle yapma, tamam mı?
- Doreen, don't be like that, okay?
Böyle yapma mı?
Don't be like that?
Böyle yapma!
- Yeah, don't be like that!
Böyle yapma ama, bırak herkes üzerine düşeni yapsın.
No need to do that. Let's do it ourselves.
- Yapma böyle.
Come on.
Bana böyle yapma Bill.
Oh, don't give me that, Bill.
Böyle yapma Luigi. Değerli bir kavga veriyorsun.
No, you run a great battle, Luigi.
Böyle anlaşmamıştık. - Yapma K. anlaşma yapmadık ki.
- Come on, K, we don't have a deal.
- Hayır, bir daha asla böyle bir şey yapma.
No, don't do that. Don't ever do that.
Böyle bir şey yapma sebebi ne olabilir ki?
What's reason got to do with any of this?
- Lütfen böyle yapma.
- Please don't do this.
Yapma ama dostum. Böyle bir şey olmadı.
That didn't happen.
- kutsal değerleri satma, rüşvet, ve böyle terbiyetsiz bir kelimeyi dile getireceğim için beni bağışlayın dürüst hanfendiler, halkın önünde şehvet düşkünlüğü yapma.
- Simony, bribery, and if you will both forgive my mention of such indelicacies, fair ladies, public lechery.
Böyle bir şeyin şakasını bile yapma.
Don't even joke about something like that.
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle bir şey yok 21
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle bir şey yok 21
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
böyle şeyler söyleme 28
böylelikle 44
böyle iyiyim 107
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böylesi 17
böyle mi 243
böyle işte 52
böyle bir durumda 32
böyle söyleme 179
böylelikle 44
böyle iyiyim 107
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böylesi 17
böyle mi 243
böyle işte 52
böyle bir durumda 32
böyle söyleme 179