Bir şey olmaz translate English
5,240 parallel translation
Bir şey olmaz.
I'll be all right.
Ama merak etme, bizim sektöre bir şey olmaz.
But don't worry, our industry's fine.
Umarım kötü bir şey olmaz.
I hope nothing happens.
Bir şey olmaz.
We can.
Bir şey olmaz.
You'll be fine.
Kurşun akciğerlerimi ıskalayıp, çıkıp gitmiş. Bir şey olmaz.
Bullet missed my lungs, went through.
"Hiç bir şey olmaz korkma, Vishi atar yumruğunu, atar tekmeyi."
"Nothing to lose, Vishi punch him and kick him dude."
Burada bana kötü bir şey olmaz.
Nothing bad will happen to me in here.
Eğer onu golf konusunun yakınına getirirsen bir şey yaparım ve hiç de iyi bir şey olmaz bu.
If you let him anywhere near the subject of golf, I will do a thing, and it will not be a good thing.
- Onlara bir şey olmaz.
Oh, they're fine.
Umarım böyle bir şey olmaz.
I'm truly hoping that didn't happen.
Bir şey olmaz, alt tarafı bir hata.
Oh, well, now, that's just one mistake.
Yapay Zeka diye bir şey olmaz.
There is no such thing as "artificial intelligence."
- Bir şey olmaz.
- It's okay.
Bize bir şey olmaz! Gidin!
We'll be fine!
Bana bir şey olmaz.
I'll be okay.
Bir şey olmaz ona.
He'll be fine.
Bir şey olmaz dedik.
We thought it'd be cool.
- Merak etme, bir şey olmaz.
Don't worry ; I'll be fine.
Alex'e bir şey olmaz.
Alex will be fine.
- Alex'e bir şey olmaz.
Alex is gonna be fine.
Bu hafif yoğunluk farkları olmasaydı maddenin bir araya gelmesi için hiçbir şey olmaz ve biz de var olmazdık.
Without these slight density variations, there would have been nothing for matter to coalesce around and we wouldn't exist.
Bir şey olmaz.
- it's okay.
Bir şey olmaz, bir şey olmaz.
No, no, this will be fine. This will be fine.
Bir şey olmaz.
It's fine.
Öldükten sonra şikayet için polise gittim, ama oradaki görevli memur zaman kaybından başka bir şey olmaz dedi.
After she died, I tried to file a report, but the cop at the front desk told me I was wasting my time.
Bence vakit kaybından başka bir şey olmaz.
I just... I think it's a waste of time. I agree.
Bir şey olmaz.
Don't worry about it.
Çok bir şey olmaz sandım, ama sanırım azıcık yandım.
I thought I would be okay, but now that I'm actually doing it my eyes do burn a bit.
Ona bir şey olmaz değil mi?
But nothing's going to happen to my brother, right?
Ayrıca üzerimizde hiçbir şey yok, o yüzden bir şey olmaz.
Besides, we don't have anything on us, so we're fine.
Bir şey olmaz.
Not that you...
Bir şey olmaz Eric.
It's gonna be fine, Eric.
Bize bir şey olmaz.
We got everything covered.
Hadi. Bir şey olmaz.
- It'll be fine.
- İki dakikadan bir şey olmaz.
So we're a few minutes late.
Bir şey olmaz.
They're fine.
Parmaklarım biraz acıyor hâlâ ama ondan da bir şey olmaz.
My fingers still hurt a little, but I'll be okay.
Hayır, hayır, bir şişeden bir şey olmaz sanırım.
- We don't have to. No, no, no, I think we'll be okay with one bottle.
- Bir şey olmaz.
- it's okay.
Ancak burada sana hiç bir şey olmaz.
Nothing's gonna happen to you here.
Bana bir şey olmaz.
I think I'll be okay.
- Gülmekten bir şey olmaz...
- Laughing, no...
Bir şey olmaz.
She'll be all right. She's fine.
Gabby'e bir şey olmaz.
Gabby will be fine.
Jerry, bir şey yakalamış olabilirsin ama böyle olmaz.
Jerry, you might be on to something here, okay? But you can't be doing this.
Büyük olasılıkla önemli bir şey değildir ama ne olur ne olmaz bunlar Dr. Palak'ta kalsın.
It should be nothing, but Dr. Palak should have it just in case.
Öyle bir şey asla olmaz.
That never happen.
Hadi ya bir şey olmaz.
Come on!
- Tamam, bir şey olmaz. - İçmek zorunda değiliz.
Oh, we don't- it's fine.
Alınma ama, benim gibi birinin başına bir şey gelirse her zamanki gibi olmaz.
No offense, but if something happens to someone like me, it's not the same.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şey yok 987
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209