English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Y ] / Yoksa bu

Yoksa bu translate English

10,715 parallel translation
Yoksa bu sen misin Sasuke-kun?
Is that you, Sasuke?
Yoksa bu yüzden mi...?
Is that why you won't...?
Bu da ne böyle? Anlaşma mı ters gitti yoksa bu başarısız bir suikast miydi?
I mean, what is this, a deal gone wrong or a failed hit?
Yoksa bu sonun olur.
Or you will meet your doom!
Yoksa bu ayı, sizin birimin üstünde çalıştığı...
Is this some kind of next-gen weapon
Gerçekten gördün mü yoksa bu "giggity" demek için yaptığın bir bahane mi?
Did you really see that, or was it just an excuse to say "giggity"?
Dua et Lucifer'i canlı bulayım. Yoksa bu gece ölürsün.
You pray I find Lucifer alive, or tonight you die.
Öyle deme yoksa bu şerefsizin kaçmasını sağlayabilirim.
Oh, don't tell me that, or I might make sure this bastard gets away.
Geri çekilin yoksa bu elektrikli testereyi gırtlağınıza öyle bir sokarım ki Noel'e kadar testere mahmuzu sıçarsınız!
Back off or I'll shove this chainsaw, so far down your throats you'll be shittin'bumper spikes till Christmas!
İnsanlar bunu görünce ne olacak dersin? Onlar "yoksa bu şey değil mi...?"
What will happen is that people will look at it and they'll wonder "Is that...?"
Evet mümkün ve yapabilirsin yoksa bu sokak sona erer.
Yes, it is, you can, and you will, or this street will be over.
Yoksa bu kadar sapmazdı.
He wouldn't deviate that much otherwise.
Yoksa bu sefer yapmak ister misin?
Or... do you wanna do it this time?
Nerede olduğunu söyle yoksa bu bok parçasını öldürürüm.
Tell me where, or I'll kill this piece of shit.
Yoksa bu meseleye yasaları karıştırırız.
Or should we bring the law into it?
Yoksa bu o kadar da eğlenceli değil mi, Danny?
Or is it fun no more, Danny?
Burada bitirmek ister misiniz yoksa bu kaseti SPK'ya vermemizi mi tercih edersiniz?
You want to drop this now, or do you want us to hand this tape over to the SEC?
Yoksa bu...
Is that...
Bu numaranın doğru olduğuna eminim. Yoksa değil mi?
I'm sure this is the right number.
Beyefendi, bu onların güvenliği için, yani sakıncası yoksa...
Sir, it's for their own safety, so if you don't mind, we'd like to...
Yoksa bu...
Is it -?
Evet... Atanma sırasında bir yanlışlık mı oldu yoksa Tanrıların sadistik bir şakası mı bu?
So... is this a case of the clerical miscarriage or sadistic prank of the gods?
Bu doğru mu yoksa her zaman mı böyleydiler ve bizim bunu fark etmemiz 30 yıl sürdü?
Is that right, or are they always crazy, and it just takes us 30 years to notice? [chuckles]
Bu konuda söyleyecek bir şeyim yoksa tabii.
Not if I got something to say about it.
Bu gece bizimle yolda ol... yoksa ben en sevgili varlığını yok etmekten zevk duyacağım ve sonra seni bulup kalbinden ilk....ısırığımı aldığımı görene dek seni. hayatta tutacağım.
Be on the road with us tonight, or I will delight in destroying what you hold most dear, and then I will find you and keep you alive long enough for you to see me take my first bite... out of your heart.
Haberlerde yani bu herif mesaj mı attı yoksa tuzak mıydı bir şey demiyordu...
On the news, they, um haven't said if this guy sent a message or if it was some kind of trap or anything...
Tüm bu resimleri sen mi yaptın yoksa anlama sorunu yaşayan kuzenin mi var?
You do all these paint by numbers, or you have a slow nephew or something?
Bu dünayda, kimse farklı, garip veya hasarlı olamaz. Yoksa seni bir yere kapatırlar.
In this world, no-one can be... different or strange, or damaged... or they lock you up.
... ne desek bilemiyoruz. Bu bir uzaylı saldırısı mıydı yoksa ters giden bir deney mi?
Are unsure what to call this, whether it was a calculated alien attack or an experiment gone wrong.
- Yeni olayın bu mu yoksa?
- Is this your thing now?
Bu yüzden bize iyi haberler getirseniz iyi olur yoksa sizi bir ısırıkta yememiz için dua etmeye başlayın.
So you better have brought us some good news, or start hoping we can eat you in just one bite.
- Durun, bu onun arabası mı yoksa?
Wait a minute, is-is that- - is that his car?
Çıkar onu Ash. Yoksa ebediyen bu kâbusun içinde kalırsın.
Get him out, Ash, or you'll be stuck in this nightmare forever!
Bu soru beni bazen kararsızlığa sürükler. Ben mi yoksa diğerleri mi deli?
A question that sometimes drives me hazy... am I, or are the others, crazy?
- Bu kez sen mi yoksa ben mi?
You or me this time?
Bir hikaye mi bu yoksa hepsi yaşandı mı?
Is this a story or did this really happen?
Ama... Ruhsatı yoksa arabasını almak zorundayız. Bu mantıklı ve yasal.
But... without a license...
Bu belaya kendin bulaştın, eğer daha iyi bir fikrin yoksa kapa çeneni.
You got yourself into this mess, so unless you got a better idea, just shut up.
Bu, Carlito'nun geçiti mi yoksa senin mi?
Is this Carlito's passage or yours?
Bekle istediğin bu mu yoksa? - Ne?
Wait, is that what you want?
Bu bir konuşma mı yoksa baştan çıkarma mı?
Is this a conversation or a seduction?
O yerden çıkmanın tek sebebi işte bu ve beni ürküten de bu çünkü doğru şeyi mi yaptım yoksa bir dahaki sefere birisini vurmak istemeni daha kolay hâle mi getirdim bilmiyorum.
And that's the only reason you're out of that place, and that terrifies me because I don't know if I did the right thing or if I just made it easier for the next time you want to shoot somebody.
Bu işe benim de girmeme izin ver yoksa kız kardeşine her şeyi anlatırım.
Let me in, or I'll tell your sister everything. Where's Shelby?
Bu şeyin uzaktan kumandalı mı yoksa harekete duyarlı mı olduğunu bilmiyorum.
I don't know if this thing is remote-controlled or movement-controlled.
- Yoksa bu...
- Does that mean that...
Bu gerekçeleri bana mı yoksa kendine mi söylüyorsun?
You trying to justify that to me... or to yourself?
- Bu bir evet mi yoksa hayır mı?
I'm sorry. Is that a yes or a no?
Öylece tankeri havaya uçuramayız, yoksa tüm bu güzel insanlar beslenmeye başlayacaktır.
We can't just blow it up, or all the bloods are gonna start feeding on these fine folks.
Bu gerçekten devletin isteği mi yoksa sadece sizlerin mi?
Is that really what the State wants, or what all of you want?
Bu bebek için endişe etmek mi gerektiğini yoksa ondan endişeye kapılmak mı gerektiğini bilmiyorum.
I don't know whether to be worried for that baby or afraid of that baby.
O zaman ikinizin bu konuda kanıtı var demektir,... çünkü eğer yoksa ofisimden hemen defolup gidebilirsiniz.
Then I guess you two must have some sort of proof, because if you don't, you can walk yourselves the hell out of my office.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]