Yoldaş başçavuş translate English
30 parallel translation
Yoldaş başçavuş... 5. Uçaksavar Taburu 3. bölük 1. ve 2. müfrezeleri cephaneliği savunmak için emirlerinize hazırdır.
Comrade Senior Sergeant, 1st and 2nd squads of the 3rd section of the 5th Anti-Aircraft Battalion are here at your disposal to defend the depot!
Kuzukulağı da toplayamaz mıyız, yoldaş başçavuş?
Can't we even get watercress?
Ne oldu, yoldaş başçavuş?
Anything wrong, Sergeant?
Ama gizliliğin korunması amacıyla bizzat komutandan izin aldık, yoldaş başçavuş.
The Commander personally authorized us to do so, Comrade Sergeant. For military secrecy.
Girmeden önce kapıyı çalmayı deneyin, yoldaş başçavuş.
Try knocking before you enter.
- Balığa mı çıkıyorsunuz, yoldaş başçavuş?
- Going fishing, Comrade Sergeant?
Yoldaş başçavuş, en çok hangi dansı beğeniyorsunuz?
What dance do you like best?
Bugünlerde kim bir şeylerden emin olabiliyor ki, yoldaş başçavuş?
Who can be sure of anything these days, Sergeant?
- Yoldaş başçavuş!
- Comrade Sergeant!
Tamamız, yoldaş başçavuş.
All in order, Comrade Senior Sergeant.
Yoldaş başçavuş, size bir soru sorabilir miyim?
Sergeant, can I ask you a question?
Yoldaş başçavuş, evli misiniz?
Are you married, Sergeant?
Bu taraflardan mısınız, yoldaş başçavuş?
Are you from these parts, Sergeant?
Unutmayın ama, yoldaş başçavuş! Söz verdiniz.
Don't forget, Comrade Sergeant!
Hava aydınlık, yoldaş başçavuş.
But it's daylight, Comrade Sergeant.
Tamam, yoldaş başçavuş.
All right, Comrade Sergeant.
Günaydın, yoldaş başçavuş.
Good morning, Comrade Sergeant.
On altı, yoldaş başçavuş.
Sixteen, Comrade Sergeant.
Yoldaş başçavuş.
Comrade Sergeant.
Yoldaş başçavuş, peki ya oduncularla karşılaşırlarsa?
Comrade Sergeant, what if they run into the woodcutters?
Geliyorlar, yoldaş başçavuş.
They're coming, Comrade Sergeant.
Bu pek nizami bir emre benzemiyor, yoldaş başçavuş.
That's not a regular order.
Yoldaş başçavuş, komünist misiniz?
Comrade Sergeant, are you a Party member?
Yoldaş başçavuş!
Comrade Sergeant!
Canımız istemedi, yoldaş başçavuş.
We didn't feel like it, Comrade Sergeant.
Yoldaş başçavuş da ne oluyor, kardeşlerim?
You can forget about Comrade Sergeant, little sisters.
Onlarla başa çıkarız, yoldaş başçavuş.
We'll handle them, Comrade Sergeant.
Başçavuş yoldaş, sınıra ulaştık. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği sınırına ulaştık.
Sergeant, we've reached the state border, the border of the Soviet Union!
Yatağınız ondan mı hazırlanmamış halde, yoldaş cinsiyetsiz başçavuş?
Is that why your bed still unmade, Comrade Neuter Senior Sergeant?
başçavuş 66
başçavuşum 72
yoldayım 53
yoldaş 232
yolda 98
yoldaşlar 278
yoldayız 37
yoldalar 39
yoldan çekil 147
yoldaş stalin 26
başçavuşum 72
yoldayım 53
yoldaş 232
yolda 98
yoldaşlar 278
yoldayız 37
yoldalar 39
yoldan çekil 147
yoldaş stalin 26