Çok isterdim translate English
3,321 parallel translation
Gutlu ayak fotoğrafına bakmayı çok isterdim.
I'd love to see that photo of that gout foot.
İşte bunu yapmayı çok isterdim.
That's what I would fucking love.
Bacağımı başınıza kadar kaldırabilmeyi çok isterdim.
I wish my fucking foot would go right through your skull.
Göğüslerini görmeyi çok isterdim.
I'd fucking love to see your tits.
Dinle, bunu yapmayı çok isterdim. Ama şu an biriyle birlikteyim. Eski kafalı biriyim.
Phyllis, I would really like to, but I'm actually seeing someone right now, and I'm kind of old-fashioned that way.
Onu görmeyi çok isterdim.
Man, I sure would like to see her.
Bunu çok isterdim.
Would've loved that
Olmaz, meşgulüm, çok isterdim ama.
I can't, I'm busy, I'd love to, honest.
Ben, Minneapolis'te bir Noel düğünü olmasını çok isterdim.
I would have loved a Christmas wedding in Minneapolis.
Çok isterdim ama benim aptallığım tez projesi gelecek hafta ve daha bir fikrim bile yok.
UH, I SO WOULD, BUT MY STUPID THESIS PROJECT IS DUE NEXT WEEK, AND I HAVEN'T EVEN COME UP WITH
Onun hakkında konuşmayı çok isterdim ama 20.00'dan önce yapmam gereken bir şey var.
I would love to talk about her, but I just have to do something before 8 : 00.
Biliyorsun, çok isterdim.
You know I'd love to
Sana sınırsız erişim sağlamayı çok isterdim.
I'd love to give you unlimited access to this place.
Kadının bilgiyi nerede aldığını bilmeyi çok isterdim.
I'd love to know where she got her information.
- Çok isterdim.
- I wish.
Çok isterdim ama ben de bir şey bilmiyorum.
I wish I could, but I don't really have any answers.
- Biletim olmasını çok isterdim ama yok işte.
- I'd love to have one, but I don't.
İlk kez Los Angeles'a gelmem hakkında konuşmayı çok isterdim.
I'd love to talk about coming to L.A. for the first time.
Yani, çok isterdim, ama geç kaldım.
I mean, I'd love to, but, uh, I'm late...
Kalip kutlamayi çok isterdim ama yapilmasi gereken isler var.
Wish I could stay and celebrate, but there is work to be done.
Aslında, içeri geçmeyi çok isterdim.
I would love to come inside.
Yardım etmeyi çok isterdim ama aniden Monako'dan her hareketimi takip eden bir baş belası çıkageldi.
Mm. I would love to help, but I've suddenly got this royal... pain in the ass from Monaco who's watching my every move, so I don't think it's such a good idea for me to bring her to Chuck's.
Bebeğim, bu kararı vermeden önce seninle konuşmayı çok isterdim.
Honey, I would love to have talked to you before I made this decision.
İncitici bir hareketti, geri alabilmeyi çok isterdim.
It was a mean move. I wish I could take it back.
Kalmayı çok isterdim aslında, cidden isterdim ama beni bekleyen bir gemi ve tayfa var.
I'd love to stay, really, really I would, but I have a ship and a crew waiting for me.
Biliyor musun, ben aslında Sadie ile biraz daha vakit geçirebilmeyi çok isterdim.
You know, I really hoping to uh, spend some more time with Sadie.
Çok isterdim ama hayır. Düğün için kalacağım.
- Sorry, I have to stay for marriage.
Çok isterdim ; ama...
and I would love it if - -
Çok isterdim ama 15 dakika sonra işe dönmeliyim.
Ah, I'd love one, but I've got rounds in 15 minutes.
Bak, ikimizin şu anda nasıl bir konumda olduğunun ve, sanki eskiden nasılsak o zamanlara dönebileceğimizi düşünmenin bile bir aptallık olduğunun farkındayım ama ben dansa gidiyorum ve seninle beraber gitmeyi gerçekten çok isterdim.
Ok, look, I know where we're at, you and I, and I know it would be stupid to even think that we could go back to the way things were, but I'm going to the dance, and I'd like to go with you.
Hem seninle arkadaş, hem de Memory Matron olabilmeyi her şeyden çok isterdim. Çünkü havalı birisin. Zekisin ve komiksin.
I wish more than anything that I could be Memory Matron and your friend, because you're cool and smart and funny.
Tatlım çok isterdim. Ama babamla dans için kıyafet almak üzere beraber alışverişe gideceğiz.
Honey, I would love to, but I promised Daddy that he could take me shopping for a dress for the dance.
Görmeyi çok isterdim.
I would very much like to see that.
Çok isterdim, Tyler. Ama beni atmaca gibi izliyorlar.
I'd love to, Tyler, but they watch me like a hawk here.
Bu beni çok üzüyor çünkü seni nedime kıyafeti içinde görmeyi çok isterdim, Quinn.
Which makes me really sad, because I would have loved to have seen you in a bridesmaid's dress, Quinn. And you as well, Kurt.
Çok üzüldüm, çünkü seni nedime elbisesi içinde görmeyi çok isterdim, Quinn.
... which makes me really sad, because I would have loved to have seen you in a bridesmaid's dress, Quinn.
Evlendiğinde orada olmayı çok isterdim Linda.
I would have loved to have been there when you got married, Linda.
Çok isterdim ama Candice'in kedisini veterinere götürmem gerek.
Oh, I'd love to, but I got to take Candice's cat to the vet.
Bunun bir oyun olmasını çok isterdim.
I wish this really was a play.
- Sana güvenmeyi çok isterdim.
I really wanted to trust you.
Çok isterdim ama ustabaşımla görüşmem gereken birkaç halledilmemiş mesele var.
I would love to, but, um... There are a few issues outstanding that I need to discuss with my foreman.
Çok isterdim, ama başka birine ejderha kostümü yapıyorum.
oh, I would love to, but I'm actually making a dragon costume
- Meg, seni Paris'e göndermeyi çok isterdim... -... ama karşılayamayız.
Meg, I'd love to send you to Paris for a semester, but we can't afford that.
Lois, oturup seninle sohbet etmeyi çok isterdim ama yapacak bir işim var.
Lois, I'd love nothing more than to sit here and chat with you, but I have a business to run.
Onlar için çok iyi olacak. Burada Hindistanın en iyi öğretmenlerinden öğrenmek isterdim.
And they will be so good that the best teachers of India would want to teach here.
Evine götürmek isterdim ama bu koşullar altında Kokubunji'ye gitmek çok tehlikeliydi.
I wanted to take you home, but it's too far to Kokubunji under these circumstances.
Sizinle çok fazla konuşabilmek isterdim İtalya hakkındaki görüşlerinizi dinlemek.
- I'd love more time to talk to you to hear your views on the state of culture in Italy.
Chuck, muhabbet etmek isterdim ama çok önemli bir şeye geç kalıyorum.
Chuck, I'd love to chat, but I'm late for something very important.
İyi olacağımı sana herşeyden çok, söylemek isterdim
More than anything, I wanna tell you that I will be.
Ve ben kalıp daha çok şey duymak isterdim gerçek dostluğun mükafatları ve kusal evlilik hakkında, ama bir karmaşanın içindeyim.
And I would just love to stay and hear more about the joys of holy matrimony and the rewards of true friendship, but I'm in a tad of a scramble.
Anne Maggie'e daha çok benzemesini isterdim.
I wish she was more like Mother Maggie.
isterdim 117
isterdim ki 24
çok iyiyim 275
çok iyisin 250
çok incesin 28
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi 3262
çok istiyorum 25
çok isterim 272
çok iyi anladım 27
isterdim ki 24
çok iyiyim 275
çok iyisin 250
çok incesin 28
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi 3262
çok istiyorum 25
çok isterim 272
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyi görünüyorsun 123
çok iyiydin 139
çok iyiydiniz 31
çok iyisiniz 98
çok iyi değil 53
çok iyi biliyorsun 22
çok iyi hatırlıyorum 46
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyi görünüyorsun 123
çok iyiydin 139
çok iyiydiniz 31
çok iyisiniz 98
çok iyi değil 53
çok iyi biliyorsun 22
çok iyi hatırlıyorum 46