English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Anlamadım

Anlamadım translate Spanish

18,750 parallel translation
Ne demek istediğinizi anlamadım.
No sé a qué se refiere.
Nasıl düştü anlamadım.
No sé cómo cayó
Sizin... anlamadım?
¿ Tu...? ¿ Perdón?
Açıkçası onda ne gördün, anlamadım.
Francamente, no lo entiendo.
Anlamadım?
¿ Disculpa?
- Anlamadım?
- ¿ Disculpa?
Anlamadım?
¿ Disculpe?
- Anlamadım.
- ¿ Disculpa?
Anlamadım?
¿ Por qué tienes que ir? ¿ Perdona?
- Anlamadım?
¿ Cómo dices?
Buralara nasıl geldiğimi anlamadım bile.
Pero ahora ni siquiera veo cómo llego ahí.
Kim olduğunu tam anlamadım... belki çocuktu.
No puedo saber quién es... quizá un niño.
O kelimelerin anlamlarını biliyorum ama anlamadım.
Individualmente, esas son palabras que entiendo. Pero juntas... no tengo idea.
Anlamadım.
¿ Disculpa?
Ne demek istediğini anlamadım.
No sé qué quieres decir.
Anlamadım.
¿ Perdón?
Anlamadım?
¿ Perdón?
Dediğin gibi, benim adım öne çıkarsa nasıl bir avantaj elde edeceğini anlamadım.
Si, como dices, mi nombre ya se ha nominado, no estoy seguro que ventaja tienes aún.
Neden daha önce anlamadım ki?
¿ Por qué no lo había visto antes?
Doğru değil. Anlamadım?
¿ Perdón?
Anlamadım?
¿ Discúlpame?
Anlamadım. Nereye?
Disculpa. ¿ Adónde?
- Gram anlamadım.
Ni siquiera un poco.
Gerçi seninle neden irtibat kurmaya çalıştı anlamadım...
Aunque por qué elegiría comunicarse a través de ti, mmm...
Anlamadım.
No le entiendo.
Zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamadım.
Perdí la noción del tiempo.
Şakayı anlamadım ama içinde ırkçılık var gibi ve çok komik.
No entiendo ese chiste, pero suena racista, y gracioso.
- Ne demek istediğini anlamadım.
No sé a qué se refiere, Marshal.
Ne demek istediğini anlamadım.
No sé a qué te refieres.
Anlamadım.
No te sigo.
Anlamadım tam olarak ne demek istediğini?
¿ Qué quieres decir?
Anlamadım?
¿ Perdona?
Hayır, ben... Anlamadım.
No, yo... no sigo.
Neden bahsettiğini anlamadım.
No sé de qué estás hablando.
- Anlamadım.
Vale, no lo pillo.
Sonunda. Neden bu kadar sürdü anlamadım.
Pero no podremos hacerlo hasta que la gente que ocupa ilegalmente nuestra tierra haya sido reubicada en unas viviendas más adecuadas.
- Anlamadım?
- ¿ Cómo dices?
Pek anlamadım açıkçası.
En realidad, no podría decirlo.
Ben hâlâ anlamadım.
Todavía no lo pillo.
Yok belediyeden, daha anlamadın mı, kartel için çalışıyorlar.
Él es cartel, si no tenías ya descubierto.
Anlamadım?
¿ Cómo dices?
Anlamadığım tek şey, Adalet Bakanı'nın Senato üyeliği ya da özel sektöre geçiş yapabilmek için kötü şöhret edinmekten korkup korkmadığı.
Sabes, lo único que no puedo descubrir es si el miedo de la fiscal general a la publicidad negativa es porque planea candidatearse a senadora o retornar al sector privado.
Ama anlamadığın nokta insanların senden kurtarılması lazım.
Pero no te das cuenta de que de quién necesitamos ser salvados es de ti.
Anlamadığım bir şey var.
Oye, hay algo que no entiendo.
Üzgünüm, anlamadım.
No sé por dónde va.
Daha anlamadın mı?
¿ O aún no te has dado cuenta?
Soru sorduğunu anlamadın mı Gideon?
Quizá no registraste eso como una pregunta, Gideon.
Anlamadığımız pek çok şey var.
Hay mucho que no comprendemos.
- Gene anlamadım.
- No ayuda.
Beni hiç anlamadın mı?
¿ No has entendido nada de mí?
Anlamadığım tek şey niye kan olmadığı.
Lo único que no entiendo es por qué no hay sangre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]