Anlamıştım translate Spanish
2,871 parallel translation
Ben sizi gördüğümde kim olduğunuzu anlamıştım.
Cuando lo vi, inmediatamente me di cuenta que eres.
O çocukta bir acayiplik olduğunu anlamıştım.
¡ Sabía que había algo raro en ese chico!
Geldiğini kokundan anlamıştım.
Pensé que podía oler lo que viene.
Seni ilk duyduğumda anlamıştım.
Lo supe apenas te oí.
Bu kaçırılma olayında bir bit yeniği olduğunu anlamıştım.
Esto del secuestro ya me sonaba extraño.
Tayland'da ilk karşılaşmamızda, aradığım kadının sen olduğunu anlamıştım.
Desde que te conocí en Tailandia Supe que eras la mujer que yo deseaba.
Suratından anlamıştım.
Puedo verlo en tu cara.
Gitme zamanının geldğini anlamıştım.
Ahí supe que era hora de seguir adelante.
Ne olduğunu anlamıştım.
Entiendo lo que pasó.
Maggie Greene isminden anlamıştım biraz.
Maggie Greene... Más o menos lo había deducido.
O zamanlar kıyıya gelmelerinin an meselesi olduğunu anlamıştım.
Sabía entonces que solo era cuestión de tiempo antes de que llegaran a la costa.
Onun hayranı olduğunuzu anlamıştım. Kölenize, onun romanındaki ana karakterin ismini vermişsiniz.
Supuse que debería ser usted un admirador pues el nombre de su perro es el del personaje más importante de su novela.
Sonunda geceleri yapılan yolculukların ve gözlemlerin nedenini anlamıştım.
Al final entendí el porqué de cronometrar todas esas noches las rutas... y todo ese trabajo de investigación.
Canavarı sadece onun yenebileceğini o anda anlamıştım.
En ese momento supe que sólo él podía derrotar al monstruo.
Anlamıştım zaten.
¡ Ves, lo sabía!
- Hiç anlamıştım.
- No lo sabia. De acuerdo.
Chuck'ın burada olduğunu görünce onu buradan mümkün olduğunca çabuk çıkarmam gerektiğini anlamıştım.
La primera vez que vi a Chuck aquí, supe que tenía que sacarlo lo más rápido posible.
Daha tek kelime etmeden senin kızın olduğunu anlamıştım.
Sabía que era tuya antes de que abriese la boca siquiera.
Artık anlamıştım. O kesinlikle Nicholas Barclay değildi.
Y supe inmediatamente que no era en absoluto Nicholas Barclay.
Buraya geldiğinde gerçek bir yarışmacı olduğunu anlamıştım.
Lo supe cuando entró aquí Fue un verdadero competidor.
Evet, ilk dediğinde anlamıştım zaten.
Sí, te entendí la primera vez.
Evet, bir sinaptik,... katalizör olduğunu anlamıştım.
Con mis ondas Z. Sí, lo sé, me imaginaba que iba a ser un catalizador de la sinapsis.
Baban yüzünden olduğunu anlamıştım.
Sabía que esto se trataba de él.
Ondan hoşlanıyorsun. Evet, anlamıştım.
Sí, me doy cuenta.
- Bunu anlamıştım.
Me lo había imaginado
Anlamıştım.
Lo sabía.
Balığın baştan koktuğunu anlamıştım, Legman.
Sabía que habíamos pescado algo en todo esto, Piernas.
Dostum, o filmi hiç anlamıştım zaten.
No pillo esa peli.
O an, canımı dişime takarak çalıştığım amacıma ulaştığımı sonunda anlamıştım.
En ese mismo momento, Me di cuenta que finalmente lo habia logrado... Todo para lo que trabajé tan duro...
Seninle tanıştığım anda bir sorun olacağını anlamıştım.
En el momento en que te conocí, supe que serías problemática.
sen olduğunu uzaktan anlamıştım.. sadece Lalithapedia feminizmi böyle savunur.
Sabía que eras tu a lo lejos sólo Lalithapedia es capaz de hablar así del feminismo.
Sen olduğunu anlamıştım.
Pensé que eras tú.
İndiriyorum şimdi. Bir şeyin ters olduğunu anlamıştım.
- Gracias, sabía que algo estaba mal.
Senin yazdığını anlamıştım.
Pensé que era cosa suya.
Evet liseden mezun olur olmaz ki hile yapmak zorunda kalmıştım babam geldi ve dinle dedi evden gidiyorsun, ve beni tam anlamıyla evden kovdu.
En cuanto terminé la escuela secundaria, para lo que tuve que hacer trampa, mi papá vino a mí y dijo : "Oye, estás fuera de la casa", y literalmente me echó a la calle, sin comida, sin dinero.
Anlamıyorsun, kapıcı kapımı zorla açmaya çalıştı ve ben ayaklarından dışarı iteledim.
No lo entiendes. El Supervisor trató de abrir la puerta a la fuerza y puso su pie, así que no pude cerrar.
Bir keresinde "vahşi" nin kelime anlamına bakmıştım.
Una vez busqué la definición de "salvaje".
Farkındaydım ama ayrım yapmanın hiçbir anlamı kalmamıştı.
Yo lo sabía, pero había perdido todo sentido de separación.
Senin gibi bir aptal bu nazik kıvrımı şimdi anlamıştır.
Ahora, incluso un tonto como usted puede entender este giro.
Birden, hayatın anlamının ve diğer sorularımın cevabını bulacağımı sanmıştım.
Y de repente, entendería el sentido de la vida junto con todas las demás preguntas que siempre he tenido.
Babamla tanıştığında, onun doğru kişi olduğunu anlamış mıydın?
En ese momento ¿ cómo supiste que él, era el bueno?
Tanrım! Neden onlar gibi davranamaya çalıştığımızı anlamıyorum.
Dios, no entiendo porque pretendemos ser como ellos.
şimdilik, sanırım, dövülmenin yeterince güzel bir şey olmadığını, o adamı vurduğunda anlamıştır.
Pero supongo que esta vez pensó que la paliza no sería suficiente y lo mató.
Annemle tanıştığında onu ilk gördüğünde hani o filmlerdeki gibi aradığın kişinin o olduğunu anlamış mıydın tam o anda?
Cuando conociste a mamá la viste por primera vez ¿ hiciste... Quiero decir, ¿ fue como esa cosa "Bang"... ella es la indicada?
Ve anlamıştım.
Y yo lo supe.
Eğer bu kasap yerli halktan biriyse ve adımı duyduysa aile bunu anlamamış olsa da kendisi eminim şu ana kadar nasıl bir tehlikede olduklarını anlamıştır.
Si este carnicero es de aquí y ha oído mi nombre, estoy seguro que ahora él sabe el problema en que están, aún si los padres no lo saben.
Sanırım bu çalıştığı anlamına geliyor.
Eso significa que funciona.
Bulacak ve hapishanede, aileme vermeye çalıştığım amacın anlamı kalmaz.
Lo hará, y no soy útil para la familia estando en la cárcel.
Anlamıştım zaten.
Lo imaginaba.
Avukat kızın takım elbiseler giyip çok fazla çalıştığı anlamına geldiğini biliyorum ve sen... bir şeyler pişirip tüm renkli etekleri giyen eğlenceli öğretmen kızsın.
Sé que soy la abogada malvada que lleva traje y trabaja demasiado y tú eres la chica profesora divertida con todas las faldas de colores y horneas cosas.
Sanırım içimden bir parçam bunu anlamıştı.
Creo que una parte de mí lo supo en ese momento.
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamsız 76
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamsız 76