English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Anlamışsın

Anlamışsın translate Spanish

1,228 parallel translation
Oh, evet. Anlamışsın.
Ah, sí, la tienes.
Bunu doğru anlamışsın.
Tienes razón en eso.
Bakıyorum da anlamışsınız. Kısa sürede. Sırayla mı sahip olacaksınız?
Parece que lo ajeno les resulta placentero.
Sanırım siz de Pikul ve benim buraya gelmeden önce bir ilişkimiz olduğunu anlamışsınızdır.
Creo que ya adivinaron que Pikul y yo teníamos una relación antes de venir aquí.
Hadi ama, herşeyi yanlış anlamışsınız.
No, hombre. Cometes un error.
Doğru anlamışsın.
Así es.
-... yanlış anlamışsınız. - Yanlış anladığınızı sanmıyorum.
No he malinterpretado nada de ti.
Burada ne yapmaya çalıştığımızı anlamışsındır,... biz sadece insanların işyerinde bir günü nasıl geçirdiklerine... dair fikir edinmeye çalışıyoruz.
Verás, lo que estamos tratando de hacer aquí es tan sólo, averiguar cómo la gente pasa el día en el trabajo.
Ne demek istediğimi anlamışsınızdır.
si me entienden.
Zaten anlamışsın.
Ya me vas entendiendo.
Anlamışsın, işler böyle yürür.
Exacto, así son las cosas.
Tamam, anlamışsın.
Exactamente.
- Her şeyi yanlış anlamışsın bayan.
- Usted ha entendido mal.
- Bence yanlış anlamışsın.
Eso es un error.
Doğru anlamışsın dostum.
Estas en lo correcto amiga.
Şöyle şeylerden bahsediyordu arkadaş olarak başlamışsınız sen Julie'nin Ben'den hoşlandığını anlamışsın Julie senin için mutluluğunu feda etmiş ve sen dünyanın en kötü insanıymışsın.
Había una parte de cómo ustedes comenzaron como amigas, cómo descubriste que a Julie le gustaba Ben, cómo ella sacrificó su felicidad por ti, y cómo eres la peor persona del mundo.
Sanırım neden geldiğimi anlamışsınızdır.
- Creo que sabe por qué he venido.
Her şeyi mutlaka anlamışsınızdır.
Seguro que ató cabos.
Yanlış anlamışsınız.
Se equivoca.
- Bunu anlamışsın, bal kabağı.
Así es, Chiquitín.
Başkasının senin kazanmana göz yumması nasılmış anlamışsındır.
Ahora sabes lo que se siente cuando alguien te deja ganar.
Öyleyse, baş ağrılarımın sebebini de anlamışsınızdır.
Eso explica mis constantes jaquecas.
Hepsini yanlış anlamışsın kutsal adam.
Te equivocas, santo varón.
her şeyi anlamışsın.
Ya tienes todo analizado.
Onu yanlış anlamışsın.
Tú lo malentendiste.
Kesinlikle anlamışsın.
Captaste muy bien la idea.
- Anlamışsın.
- Eso es. - Ahora dile esto a tu abogado defensor.
Hayır yanlış anlamışsın.
No, me has malentendido.
Anlamışsın!
¡ Lo entendiste!
Yapmayın yahu. Bal gibi de yanlış anlamışsınız!
- Sé exactamente...
Her şeyi yanlış anlamışsınız!
¡ Se equivoca!
Doğru anlamışsın.
Bueno, puede decirlo así.
Belki şimdi benim topluluğumun Orca'nın ihanetinde nasıl hissettiğini anlamışsındır.
Ahora sabrás como se sintió mi Clan después que los Orca nos traicionaran.
Anlamışsın, öyle. Biraz daha kalmak istemediğinize emin misiniz?
Sí. ¿ Están seguros que no quieren quedarse?
Umarım gerçekleri hepiniz anlamışsınızdır.
Espero que eso esté claro para el resto de ustedes.
Ben insanlara işkence etmem, John. Beni yanlış anlamışsın.
Yo no torturo a la gente, John, no me entiendes
Asıl sen benim söylediklerimi yanlış anlamışsın.
Creo que tú malentendiste lo que yo te dije.
Hayır, hayır, yanlış anlamışsınız.
No. Se equivocan.
Niye imzasını alamayacağımızı anlamışsınızdır.
Sabe lo difícil que nos será conseguir su firma.
Umarım taş atmanın kötü bir şey olduğunu anlamışsındır Eric.
Bien, espero que hayas aprendido que tirar piedras es malo, Eric.
Umarım taş atmanın kötü bir şey olduğunu anlamışsındır Eric.
Bueno, espero que hayas aprendido que tirar rocas es maaaalo, Eric.
Bak... üzgünüm, ama yanlış anlamışsın.
Mire... lo lamento, pero tiene una idea equivocada.
Memur bey umarım anlamışsınızdır eşit muamele bekliyoruz.
Agente, espero que entienda. Sólo queremos que se nos trate igual que a todos.
Koşsan iyi edersin, tatlım. B planın bir fışkırmada kaput olmak üzere. Ne dediğimi anlamışsındır.
Mejor corres, cariño, o tu plan B acabará al toque de la una si me entiendes.
Bizi yanlış anlamışsın.
Nos has malentendido.
Neden bahsettiğimi anlamışsınızdır.
¿ Sabe de qué artículo hablo?
- İkiniz niye ayrıldınız, anlamıyorum. Tam birbiriniz için yaratılmışsınız.
- ¡ Están hechos el uno para el otro!
- Şimdi de okulumda ikinci sınıftasın. - Hepsini yanlış anlamışsın.
Te equivocas, Dawson.
Telesekretere "konuşmalıyız" diye mesaj bırakmışsın. Genelde bu ilişkinin bittiği anlamına gelir.
Dijiste, "tenemos que hablar", y eso usualmente significa que terminó.
- Anlamışsın.
- Es cierto.
Anladık beni anlamışsın.
Se ve que lo entendiste.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]