Bana da translate Spanish
32,448 parallel translation
Evet, ilk başladığımda bana da yapmıştı.
Sí, me hizo lo mismo cuando empezamos.
Bana da doldur.
Pon también una para mí.
Bana da haber versen daha iyi olmaz mıydı?
Bueno, ¿ no crees que hubiera sido una buena idea hacérmelo saber?
Babama olmuştu. Bana da mı oluyor?
Le pasó a mi padre. ¿ Me pasará a mí?
Sen benim kardeşimsin John, sana olan bana da olmuş demektir.
Eres mi hermano, John. Lo que te sucede a ti me sucede a mí.
Aynısı bana da olabilir yani.
Todavía me podría suceder algo.
Bana da sana yaptıkları gibi işkence mi yapacaksın?
Usted va a torturarme como si te hicieron?
Bana da babacık diyor.
También me llama "papito".
Tamam be tamam, bana da dokundu.
Me ha emocionado.
- Bana da.
- Yo, también. - Yo también.
- Bana da. Ne sıkıntı ama!
Vaya desastre.
Evet, bu sabah bana da yataktan çıkmak çok zor geliyor, yarını düşününce.
Sí, también yo tuve problemas para salir de la cama esta mañana, pensando en mañana.
Başınıza gelenleri öğrendikten sonra onunla iletişime geçmem gerektiğini biliyordum. Çünkü aynı şey bana da oldu Maggie.
Cuando me enteré de lo que os había pasado, supe que tenía que conectar con ella, porque me pasó lo mismo, Maggie.
Önemsiz gözükebilir ama Roland, Robin'nin bir şeyini bana vermesi için ona teslim etmiş ve o da onu hemen kaybetmiş.
- Podrá sonar insignificante... pero Roland le dio algo de Robin para mí y ella lo perdió.
Bana hap ya da benzeri bir şey veremez misin?
- ¿ No puedes darme una píldora o algo?
Yani, ya bana ne bildiğini anlatırsın ya da buradan çıkar giderim ve şarapla falan dönmem.
Así que puedes decirme lo que sabes... o me iré de aquí y no volveré con vino.
Bana nasıl inançlı olacağımı öğretmiş oldun. Bana umudun da bir seçenek olduğunu öğreten sendin.
Me enseñaste que tener fe era una elección.
Elektronik olarak modifiye edilmiş bir ses bana talimatlar veriyor.
Una voz alterada electrónicamente me da instrucciones.
- Sayın Hâkim, şimdi karar verirseniz kararınızı temyize açık bırakırsınız ya da bana onu değerlendirtmem için izin verirsiniz.
Su Señoría, si usted gobierna ahora, salga de su decisión de apelación abierta... O, usted podría dejarme que lo evaluaran.
Evet, sen de bana şuan da aynı şekil de cevap veriyorsun.
Sí, igual que usted está reaccionando ahora.
Hayır bana diyeceğin her şeyi ona da söyleyebilirsin.
No, todo lo que me digas a mí se lo puedes decir a ella.
Onlara NSA'yla ilgili bi sıkıntıda yardımcı oldum, ve bana borçlular.
Yo sólo les he ayudado a salir de una situación de molestia con la NSA, y que me deben.
Lakin, sana iade edecek kişi olmak, bana müthiş bir haz veriyor.
Pero me da un tremendo placer ser quien te lo devuelva.
Bay Carver da bana Jessica'nın parasını veriyordu.
El Sr. Carver me estaba dando el dinero de Jessica.
Kimseyi incitmez ya da onları hayal kırıklığına uğratmazdım ve kimse beni incitmez ya da bana yalan söylemezdi ve tüm bu dağınıklık temizlenmiş olurdu.
No hubiera lastimado o decepcionado a nadie y nadie hubiera tenido que lastimarme o mentirme y todos este desastre desaparecería.
Caleb, Lost Woods'da ikiniz arasında olanları bana anlattı.
Caleb me contó lo que pasó entre ustedes en Lost Woods.
Onlara ismini verebilirim ya da sen bana neler olduğunu anlatırsın.
Puedo darles tu nombre o puedes explicarme qué diablos está pasando.
Peki... Neler olduğunu tahmin etmeye çalışma faslını atlasak da... sen bana anlatsan nasıl olur?
Vale, ¿ y si nos saltamos la parte en la que yo averiguo qué te pasa y me lo cuentas directamente?
Sonra da Grunwald ortaya çıktı ve bana onun iyi olmadığını söyledi.
Y entonces aparece Grundwald y me dice que no lo está.
duygularım bana bunun yürümeyeceğini söylüyor.
Me da la sensación de que esto no va a funcionar.
Seni sadece görmüyor... hissettiklerini de hissediyorum. Bu yüzden de verandada Elena için, bana söylediklerinde ne kadar ciddi olduğunu da anlayabiliyorum.
No sólo puedo verte... sino que puedo notar lo que sientes, es por eso que sé que en el fondo, hay una parte de ti que sentía lo que me has dicho en el porche de Elena.
Bana vuran adam da iyi.
Uh, el tipo que me golpeó también está bien.
Bugünün bana düşündürdüğü bir şey varsa o da her anı dolu dolu yaşamaktır.
Ya sabes, si hoy me ha enseñado algo, que es a aprovechar cada segundo.
Bu da öğleden sonra 3 : 00'a kadar onun için güvenli kan lazım bana demek.
Eso significa que necesito sangre segura para ella las 3 : 00 pm
Sonra da bana ağlayıp bozdukları şeyleri düzeltmemi istiyorlar.
Y entonces vienen llorándome, pidiendo mi perdón, que arregle las cosas.
Onun da bana.
Me necesita.
Sözleşme bana veda etmek için 24 saat veriyor.
Ese contrato me da 24 horas para despedirme.
Bay Brickton şov dünyası bana bir şey öğrettiyse o da yetenekli ellerle bir şeylerin nasıl da hallolduğu.
Si mi tiempo en el negocio del entretenimiento me ha enseñado algo, es que hay que hacer las cosas con estilo.
Nasılsa bana bağıracaksın... bir an önce bağır da bitsin.
Vas a gritarme, así que adelante, terminemos con esto.
En çok da, bana gününün nasıl geçtiğinden söz etmeye başlayınca... duymayan kulağımı ona verip... arada bir " Evet. Hı hı.
Cuando ella empieza a contarme cómo estuvo su día, la escucho con mi oído malo, y de vez en cuando digo :
Bana bir hayli fayda sağlıyor, önemli olan da bu.
Estoy consiguiendo mucho y eso es lo que importa.
21000 dolar son, ya kabul edersin ya da yüzüğün bana ait olduğunu sormadan benimle pazarlığa başladığın için hakkında suç duyurusunda bulunurum. Sonuç itibariyle de ruhsatını kaybedebilirsin.
21.000 dólares o rellenaré un informe para la Comisión Federal de Comercio diciendo que entraste en una negociación de venta antes de confirmar que yo era la dueña legal del anillo, dando lugar a la pérdida de tu licencia.
Atwood'u salonda yerin dibine soktum, ve bu da bana verdikleri cevap.
Humillé a Atwood en tribunales y este es el modo en que se vengan.
Nasıl oldu da kimse bana bunu söylemedi?
Bueno, ¿ por qué nadie me lo dijo?
Ya bana istediğimi ver ya da yarın sabah, kısa dönem rektörlüğüne canlılık katacak davaya uyan.
O me das lo que quiero o te despiertas mañana con una demanda que influirá en tu corta carrera como rectora de la universidad.
Ya da penisin bana dik dik bakarken Annalise'den söz etmeyiz. - Affedersin.
- O no hablamos de Annalise mientras tu pene me esté mirando.
Ofisinizden hala bu konuda bir destek mesajı yayınlanmadı, ki bu da bana çok makul geliyor, çünkü bakış açınızdan sadece kıçınızı kurtarmak gayesinde olduğunuz gayet net, ama ilerisini pek de göremiyorsunuz.
Sin embargo, esta oficina todavía no ha publicado una declaración de apoyo para ella, lo cual entiendo desde el punto de vista de salvarse el culo, pero no desde el de mirar hacia el futuro.
Sadece... bugün çok baskındın, ve bu halin bana çok seksi geldi, ayrıca çok da hoştun.
Es solo que... eras la jefa hoy y, sí, es sexy, pero también fue agradable.
Ben pek aile insanı sayılmam. Sen annenle babanı kaybettiğinde sana göz kulak olmanın bana yük olacağını düşünmüştüm ama sen bana oğuldan da yakın oldun.
Mira, en verdad no soy un hombre de familia, así que cuando perdiste a tus padres, pensé que iba a ser una carga, ya sabes, cuidarte, pero... eres lo más cercano a un hijo que tendré.
Buraya bana tavsiye vermeye ya da nerede çalıştığımı görmeye gelmedin.
Tú no pasaste para darme consejos o ver dónde trabajo.
Onlar da gelip bana yardım eder gibi yaptılar ve beni tekrar uyardılar.
Y entonces me dijeron, "eche a las chicas, no son buenas chicas".
bana da ver 24
bana da öyle geliyor 23
bana da aynısından 17
david 2467
davıd 24
darling 44
daddy 17
danny 1357
daniel 570
dana 196
bana da öyle geliyor 23
bana da aynısından 17
david 2467
davıd 24
darling 44
daddy 17
danny 1357
daniel 570
dana 196