Bana gelince translate Spanish
655 parallel translation
Bana gelince... ... Pat ve vodvili veya onunla birlikte... ... ne varsa alacağım.
En cuanto a mí... me quedo con Pat y el vodevil... o lo que sea que venga con él.
Bana gelince. Anlatacak bir şey yok.
No hay nada que decir.
Bana gelince, St Mary's'e papaz olarak seçilmekten mutluyum.
En cuanto a mí se refiere, les diré que estoy muy contento de haber sido nombrado párroco de Santa María.
Bana gelince, haklı olduğumu biliyorsam, kimsenin beni durdurmasına müsade etmem.
En cuanto a mí, no dejo que me detengan cuando sé que tengo razón.
Bana gelince, gidip Gray'le görüşeceğim.
Yo me encargaré de Gray.
Bana gelince, ben de aşağı holü bekliyorum, katil benim tarafıma gelsin diye umarak ve dua ederek.
- Mientras, yo mismo cubro la escalera rogando que el asesino venga a mi encuentro.
* Bana gelince, bulutların üzerinde geziniyordum.
Y yo, me sentía como flotando en una nube.
Bana gelince, ömrümün geri kalan kısmını doğmuş olduğum evde geçirecek kadar param olacak.
Y yo, bueno, tendré dinero suficiente para envejecer en la casa donde nací.
Bana gelince, bazı özel dedektiflerden hiç hoşlanmam. Hoşlanmadım da.
A mí nunca me han gustado los detectives privados.
Bana gelince, ben gidip dua edeceğim.
Todo ser los tiene. Yo, por mi parte, iré a rezar.
Bana gelince ben de içinde değilim, ama benimdir yine de.
Mas no yazco en ella, -... y aún así mía es.
Bana gelince, sadece kötü bir akciğerle... şansını arayan bir hilebazdım.
Y en cuanto a mí, yo sólo era un fullero acabado... con un solo pulmón buscando sacar tajada.
Bana gelince, ben almayı düşünmüyorum.
Pero en mi caso no creo que sea necesario.
Bana gelince, olabildiğim kadar sadık olacağım.
Yo juro que seré fiel mientras me apetezca.
Bana gelince ; ne yapabilirim ki.
Bueno, en ese tema, yo tampoco.
Ama ne dediğini anlayanlar bakışıp gülümsediler, başlarını salladılar. Bana gelince, dedim ya, Yunanca konuşur gibi geldi bana.
Los que lo entendieron se sonrieron y asintieron... pero yo no entiendo el griego.
Bana gelince, hepsini istiyorum.
Pero yo lo quiero todo.
Bana gelince, elimden geldiği kadar birilerini aldatıp bu belirsiz savaşta size yardımcı olacağım.
Yo, cuando pueda, pues elegiré la ocasión más favorable, os ayudaré en el dudoso choque de las armas.
Bana gelince, daha fazla insan, daha fazla sorun demektir.
Para mí, más gente significa más problemas.
Bana gelince, ben bir esirim.
Pero yo sólo soy un esclavo.
Bana gelince, ben hâlâ ortadayım.
En cuanto a mí, sigo estando en el medio.
Bana gelince, ofiste kalıp sık sık bir iki saat daha çalışırım. Özellikle de hava kötüyse.
En cuanto a mi, suelo quedarme en la oficina haciendo horas extras, sobre todo cuando hace mal tiempo.
Bana gelince, tamamen mahvoldum.
Y yo, estoy hecho polvo.
Bana gelince, ben gitmeyeceğim.
Yo no me voy.
Bana gelince, boya fırçasıyla pek ilgili olduğumu hatırlıyorsundur belki.
Yo, quizás te acuerdes. Siempre fui bueno con el pincel.
Bana gelince arasıra beni aldatmasına alıştım..... ama gitmesine dayanamam.
Ya me estoy acostumbrando a que me sea infiel algunas veces. Pero no soportaría que se fuera...
Bana gelince ; ben burada kalıyorum. Ama Kara Kartal'ın da yaptığı gibi, kendi tercihinizi size bırakıyorum.
Por mi parte, aquí me quedo, pero a la manera de Black Eagle, les doy a elegir.
Buraya gelince bana bir şeyler oldu.
Me pasó algo cuando llegamos aquí que...
Genç Haines bana bir "nasılsın" demeden beni evden atmaya hazırken, konu bu genç bayan gelince...
El joven me despidió con un simple "¿ Cómo está usted?"
Şuuru yerine gelince bana haber ver.
Dígame cuando recobre la conciencia
Polisler gelince onlara da tam olarak... bana anlattıklarınızı anlatacaksınız.
Cuando venga la policía tenéis que decirle Lo que me habéis dicho a mí.
Gelince bana haber verir misin?
Puede avisarme. Estoy allí.
Bana gelince, ben yüzde yüz Amerikalıyım!
Yo soy 100 % americano.
Sana gelince, ben istemediğim sürece birinin bana dokunmasından hoşlanmam.
En cuanto a ti, no permito que me pongan una mano encima a menos que yo lo permita.
Cathy eve gelince bana biraz ödünç vereceğine söz verdi.
Cathy prometió prestarme algo cuando vuelva a casa.
Şu süt şişesi meselesine gelince, kayınvalidem mutfaktaydı her yaptığım şeyde sürekli başı omzumun üstünde, takip ediyordu. Sonra da bana parayı boşa harcadığımı, yemek pişiremediğimi, çocuğuma bakamadığımı söyledi.
- Bueno, el problema de la botella de leche es que mi suegra empezó a mirar todo lo que yo hacía y me decía que yo tiraba el dinero, no sabía cocinar y no criaba bien a mi bebé.
O gelince bana haber ver.
Quédate esta fotografía del sospechoso.
Ayakbağı konusuna gelince onu bana bırakın.
En cuanto a alimentar otra boca, eso déjelo en manos de los marines.
Süt konusuna gelince, çiftçiliği pek bilmem ama bana göre...
De la leche, no se nada de ganadería, pero yo...
Siz gelince, her şey daha iyiymiş gibi geliyor bana.
No os preocupéis. Marchad tranquila, la niña será como otra hija.
Siz gelince her şey daha iyiymiş gibi geliyor bana. Zanlı, savunmanıza ekleyecek bir şeyiniz var mı? Mahkûm Jean Valjean olduğunuzu hâlâ inkâr ediyor musunuz?
Después del hospital, abrió una farmacia gratuita, un asilo para ancianos, una escuela para niños otra para niñas y un montepío para los obreros.
Gelince bana haber verin.
Llámeme en cuanto llegue.
Gelince salağın teki olduğunu söyle. Bana bir viski!
Si le ves, dile que es un cretino.
Aklın başına gelince bana uğra.
Venga a verme cuando se harte.
Neden eve gelince bana öyle meraklı bakışlar fırlatıyor?
¿ Por qué me lanza miradas escrutadoras cada vez que viene a casa?
Gelince bana haber ver lütfen.
- Aún no, señor. Por favor, avísame en cuanto llegue.
Gelince, bana seslen.
Llámame cuando vuelvas.
♪ Ama eve, yanına gelince ♪ ♪ Yaptığın şeyleri buluyorum ♪ ♪ Bana kendimi iyi hissettirecek ♪
Pero cuando llego a casa, las cosas que tú haces me hacen sentirme bien.
♪ Ama eve, yanına gelince ♪ ♪ Yaptığın şeyleri buluyorum ♪ ♪ Bana kendimi iyi hissettirecek ♪
Pero cuando llegue a casa, las cosas que tú haces me harán sentirme bien.
♪ Ama eve, yanına gelince ♪ ♪ Yaptığın şeyleri buluyorum ♪ ♪ Bana kendimi iyi hissettirecek ♪
Pero cuando vuelva a casa, las cosas que haces me harán sentir bien.
Pardee'nin adamı gelince bana haber ver
Yme asoc ¡ é con él.
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana yardım eder misin 113
bana bir bak 53
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana yardım eder misin 113
bana bir bak 53