English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Beni mi çağırdın

Beni mi çağırdın translate Spanish

750 parallel translation
- Beni mi çağırdınız hanımefendi?
¿ Ha llamado, señora?
- Beni mi çağırdınız?
- ¿ Me han llamado?
Beni mi çağırdın? Ne istiyorsun?
¿ Qué quieres?
- Beni mi çağırdın?
- ¿ Me mandó llamar?
Beni mi çağırdınız?
¿ Usted llamó?
Beni mi çağırdınız hanımefendi?
¿ Me ha llamado, señorita?
- Beni mi çağırdınız, Bayan Julie? - Evet, Zette.
¿ Usted llamó Srta. Julie?
Beni mi çağırdınız, efendim?
¿ Me ha llamado, señor? Sí.
Baba, beni mi çağırdın?
- Padre, ¿ querías verme?
Beni mi çağırdınız Madam?
¿ Llamó, madame?
- Beni mi çağırdınız efendim?
- ¿ Me llamaba?
- Beni mi çağırdınız Bay Cortland?
- ¿ Quería verme, Sr. Cortland?
- Beni mi çağırdınız efendim?
- ¿ Me llamaba, señor?
Oh. Beni mi çağırdınız bayan?
Vaya. ¿ Me ha llamado, señora?
Beni mi çağırdınız, Senatör?
¿ Me llamó, senador?
- Beni mi çağırdınız efendim?
- ¿ Me has llamado, Señor?
- Beni mi çağırdınız doktor?
- ¿ Me llamó, doctor?
- Beni mi çağırdınız efendim?
- ¿ Me ha llamado, señor?
Beni mi çağırdınız, Yüzbaşı?
¿ Me necesita, Capitán?
- Beni mi çağırdın?
- ¿ Me llamabas?
Beni mi çağırdınız efendimiz?
¿ Me llamaba, señor?
- Beni mi çağırdınız?
- ¿ Me has mandado llamar?
Beni mi çağırdınız, hanımefendi? Evet.
- ¿ Me ha llamado, signorina?
- Beni mi çağırdın Kate?
Kate? - Sí.
- Beni mi çağırdın anne?
- ¿ Me mandaste llamar, mamá? - ¡ Sí, hija mía!
- Beni mi çağırdınız?
- Quería verme.
Leydim, beni mi çağırdınız? Kapıyı kilitle.
- ¿ Me mandó a llamar, señora?
- Beni mi çağırdınız, Yüzbaşı?
¿ Usted me llamó, capitán? Sí, lo llamé.
Beni mi çağırdınız? Birkaç kıyafet almak istiyoruz, eğer sizin için sorun değilse.
- Queremos comprar unos vestidos si no es molestia.
- Beni mi çağırdın, Lizzie?
- ¿ Me llamaste, Lizzie?
Beni mi çağırdınız?
¿ Se refiere a mí?
Evet Verrico, beni mi çağırdın?
Sí, Verrico, ¿ qué quieres?
- Beni mi çağırdınız Bay Belden?
- ¿ Me necesita, Sr. Belden?
Beni mi çağırdınız?
¿ Me llamaban?
Beni mi çağırdınız, Majesteleri,?
Majestad, ¿ requerías mi presencia?
- Beni mi çağırdın?
¿ Querías verme?
- Beni mi çağırdınız efendim? - Hayır.
- ¿ Me llamaba, Sr. Mushnick?
Beni adam gibi konuşmaya çağırdınız, değil mi?
Me ha invitado a hablarle como hombre, ¿ verdad?
- Beni sen çağırdın, öyle değil mi?
- Me ha llamado.
Beni mi çağırdın?
¿ Me has llamado?
Beni buraya küçük düşürmek için mi çağırdın? !
¿ Me ha obligado a venir para cubrirme de vergüenza?
Beni bunu söylemek için mi buraya çağırdınız?
¿ Y para esto me habéis citado aquí?
Bu yüzden mi beni aşağıya çağırdın?
- ¿ Para esto me has hecho bajar? - No.
Beni buraya çağırdın çünkü Frank'e olan inancımı sarsmak istedin.
Me has traído aquí porque querías debilitar mi fe en Frank.
Beni bu yüzden mi çağırdın?
¿ Para eso me llamas?
Beni buraya bunu söylemek için mi çağırdın?
¿ Me llamas para decirme eso?
Beni bekleyen bir stüdyom var ve sen beni bunun için mi buraya çağırdın?
Tengo a todo el estudio esperándome, ¿ y tú me llamas por esto?
Bunu konuşmak için mi beni çağırdın?
¿ Me has llamado para hablar de ella?
Karıma hakaret etmek için çağırdın beni buraya.
Me has invitado aquí para insultar a mi mujer.
O halde neden beni yemekten çağırdınız?
¿ Entonces por qué interrumpiste mi cena?
- Beni mi çağırdığınız?
- ¿ Me llamó?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]