Bir düşünün translate Spanish
2,467 parallel translation
Bir düşünün.
Pensándolo bien
Bir düşünün Bayan Florrick.
Piénselo, Sra. Florrick.
Bir düşünün.
Analícenlo por un momento.
Bir düşünün.
Piensa en ello.
Bir düşünün.
Piense en ello.
Şaşkınlığımı bir düşünün artık. Çünkü bizim ihbarcının eli aniden bacağımdan yukarı çıkmaya başladı!
Así que puedes imaginar mi sorpresa, cuando de repente, esa pequeña mano de la informante, empezó a... subir por mi muslo.
Bu bir düşünün.
Pensad en esto.
Darkseid'ın nasıl sevineceğini bir düşünün.
Imagina el placer de Darkseid.
Bir düşünün.
Piensen en ello.
Bir düşünün. Üniversiteye gidebilir ve diploma alabilirim.
Porque piénsenlo podría ir a la universidad, obtener un título.
Ve bugün burada vuku bulan olayları iyice bir düşünün ve sonra tamamen unutun.
Pensemos mucho sobre los hechos que han ocurrido hoy aquí y luego nos olvidemos de ellos por completo.
Çocuklar süper şişman fare satarak kazanabileceğimiz parayı bir düşünün!
¡ Chicos, piensen en el dinero que podemos hacer! vendiendo ratones super-gordos
Ama bir düşünün. Sizce bu bir armağan mı yoksa daha çok bir lanet mi? Lanet.
Pero pensando en ello ; ¿ es en realidad un regalo o más una maldición?
Bir düşünün isterseniz. Bir süreliğine kendimi kapatıyorum o zaman.
Creo que me voy a apagar un rato, entonces.
Bir düşünün.
Piensa sobre eso.
Büyüyüp de etrafta en az bizim kadar ucube başka tiplerin de olduğunu gördüğümüzde ne kadar şaşırdığımızı ve rahatladığımızı bir düşünün.
Imagínate la sorpresa y alivio que sentimos cuando crecimos y descubrimos que había otros ahí fuera tan frikis como nosotros.
Bir düşünün.
Piénselo.
Bunu, bir şişme bebekten başka kimsesi olmayan bir adamdan gelen uyarı zili olarak düşünün.
De un hombre que no tiene nada excepto una muñeca inflable.
Sanırım güzel bir şey yapmayı beceremeyeceğimi düşünün tek kişi sen değilmişsin.
Creo que no fuiste el único que supuso que era incapaz de hacer algo bueno.
Senin gibi bir şey düşünün seninle olmak istiyorum ya da biri
Piensa en algo que te guste, o con alguien que quieras estar.
The Times'a şöyle dediğinizi düşünün : "Olumlu bir yazı yazarsan 500.000 dolar veririm. Yoksa, hiçbir şey vermem."
Es como ofrecerle a un diario miles por un reportaje positivo o nada por uno negativo.
, Gibi, bir tahterevalli düşünün zaman kimse gerçekten ağır kişi var ve bir gerçekten ışık kişi.
Piensa, al igual que, un sube y baja cuando se tienen una persona muy pesado y una persona realmente la luz.
Onlar uzayda olduğu kabul edilen oluşumlar bu aslında şunun gibi, bir parça kağıt düşünün ikiye katlıyorsunuz ve iki yanı birbiriyle bir araya getiriyorsunuz.
Son una estructura postulada en el espacio que involucra tomarlo... si lo ves como una hoja de papel... doblarlo a la mitad y conectar las dos partes que obtienes.
Siz detayları düşünün ben de süt gibi etimden soyulmasını pek sallamayacağım bir şeyler giyineyim.
Ustedes dos afinen los detalles me voy a cambiar para algo que no me importaría que me desgarren de mi cuerpo.
İşleri batırmamanız için bir teşvik olarak düşünün.
Tómatelo como un incentivo para no joder las cosas.
Bir arabaya neler olabileceğini düşünün.
Y debe saber cuánto pueden esas rutas adoquinadas dañar el carruaje.
Karşılaşmamızı, istisnai bir durum olarak düşünün ve benim için yazın lütfen.
Considera nuestro encuentro como una circunstancia excepcional, y escribe para mí.
Ama bunu bir düşünün.
Pero considere esto.
Bunun şimdiden 50 yıl ileride bir dizüstü bilgisayar olduğunu düşünün ve kutuda ikisininde olduğunu ve onlara sorular sormaya başlıyorum ve hangisinin cevap verdiğini bilmiyorum.
Bueno, suponga que esto es un portátil de dentro de 50 años, y que tengo a ambos en la caja, y empiezo a hacerles preguntas, y no sé quién está respondiendo.
Ben aslında öyle demiyorum..... bunun içinde büyük bir teselli bulduğum harika bir fenomen olduğunu düşünün.
La verdad no estoy diciendo eso, creo que es un fenómeno muy, muy maravilloso que me da mucho consuelo.
Şimdi, bir çeşit yaratıcının varlığını düşünün, yaratılan şeylerden daha karmaşık olan bir yaratıcıyı varsayın.
Si te imaginas alguna especie de Creador, estás asumiendo que hay cosas más complicadas que las cosas que se crearon.
Bunu bir macera gibi düşünün, olur mu?
Solo velo como una aventura, ¿ de acuerdo?
Küçük bir gezegen düşünün.
Mi cabeza aún representa la estrella anfitriona
1 / 48 çok fazlaymış gibi gelmeyebilir, ama ona daha çok güç verdiğinizi, ve daha hızlı gittiğini düşünün ışık hızına yakın bir sürede yaklaşık saatte 670 mil, ve olacaklar garipleşir...
1 / 48 de segundo puede no sonar a mucho, pero dale más potencia y hazlo ir más rápido, cerca de la velocidad de la luz ( unos 300 mil km / s ) y las cosas se vuelves extrañas.
Bir elmanız olduğunu düşünün bir solucan elmada bir delik açar, ve bir taraftan diğer bir tarafa ulaşır, elmanın yüzeyini evrenimiz gibi düşünebilirsiniz, ve solucan diğer tarafa ulaşmak için başka bir boyuta girer.
Si tienes una manzana, y un gusano taladra un agujero a través de ella, y llega al otro lado por su interior, puedes pensar en la superficie de la manzana como si fuera nuestro universo, y el gusano está pasando por una dimensión superior para alcanzar el otro lado.
Şimdi düşünün kozmik dizelerdeki geometriyi düz bir pizza dilimi gibi.
Podrías imaginar que la geometría alrededor de una cuerda cósmica es plana, como una pizza.
Yani balon gibi bir yıIdız düşünün.
Imaginemos que el globo es la estrella.
O halde tek bir şey önerebilirim bir şeyler düşünün, hızlı olsun.
Entonces el único consejo que puedo ofrecer... Piensa algo, rápido.
"Kumun üzerinde esen sabit bir rüzgar her türlü şekli oluşturur" diye düşünün.
Pensemos en cómo el viento que sopla sobre la arena crea todo tipo de formas.
"Fok çıkmak" diye bir deyim olduğunu sanan şapşalı düşünün.
El pobre tipo que creyó que la expresión "polvo mojado" era correcta.
Şimdi, bir dakikalığına bizimle burada oturduğunuzu düşünün ve ben size kravatınızın ne kadar güzel olduğunu söylüyorum.
Imagina por un momento que tú, que tú te sientas aquí con nosotros, y te digo lo mucho que me gusta esa corbata.
Bugün bizi sadece bir çift adam olarak düşünün.
Hoy, pensar en nosotros solo como un par de chicos.
Zor bir günün ardından bitkin halde dönünce evinizi bu halde bulduğunuzu düşünün.
Imaginen que están exhaustos después de un duro día de trabajo, ustedes vuelven a casa y se encuentran con esto.
Man Ray'in eski bir fanı olduğumu düşünün.
Considérame un antiguo fan de Ray
Bir kere de kendinizden başkasını düşünün.
Por una vez pensad en alguien que no seáis vosotros.
güneşin çevresindeki her tehlikeli, garip ve olağanüstü olayı kavradığını ve açıkladığına inanıyorsanız bir kez daha düşünün.
piense de nuevo. Estamos en la era más grande de los descubrimientos del espacio abierto.
Enceladus'u bir an için bu balon gibi düşünün. Enceladus Uranüsün çevresinde biraz eliptik bir yörüngededir,
Se mueve en órbita alrededor de Saturno con una órbita exótica ligeramente elíptica.
Çetenizin bir üyesi gibi düşünün.
Piensen en mí como un miembro de su banda!
Düşünün bir, maskeli balo olacak.
Piensenlo. Es una fiesta de disfraces.
Bunu bir teşekkür armağanı olarak düşünün.
Es un regalo de agradecimiento.
Jessica Davis'in stres dolu ve yorgun olduğunu hatta bir bebek sahibi olduğu için üzgün olduğunu düşünün.
Digamos que Jessica Davis estaba estresada y cansada... Hasta siento que alguna vez haya tenido un bebé.
düşünün 108
düşününce 41
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
düşününce 41
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36
bir dakika daha 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika önce 23
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36
bir dakika daha 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika önce 23
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55