Düşününce translate Spanish
2,970 parallel translation
Düşününce kardeşin Dan'den bir farkı yok.
Piénselo. No como su hermano, Dan.
Hayatımda yaptığım şeyleri düşününce cehennemde yanacağımdan adım gibi eminim.
Con las cosas que hice en mi vida, sé que arderé en el infierno.
Artık geldiğimi düşününce, uzun ve taşlı bir yolun sonunda onu bekledim.
Así que esperé abajo, en este sinuoso camino de grava donde pensé que vivía.
Şimdi o anı düşününce kendimi kaptırdığımı itiraf ediyorum.
Cuando pienso en ese momento, admito que me emocioné.
Düşününce, çok etkili bir yasal strateji. * Steve Madden Bisikletçilik Eski Başyazarı *
Es una estrategia legal bastante efectiva.
Annenin kredi durumunu da düşününce.. ... daha da fazla borca batmak için uygun bir zaman değil bence, değil mi?
Tu madre debe tener dinero en la casa, así que no deberías hacer más deudas.
Teklifi oldukça makul, sonuçta düşününce... Neyi düşününce?
Esta es una oferta razonable en vista del hecho de que...
- Çadırda paylaştığımız anları düşününce...
Y pensar en el momento que compartimos.
Yani, birçok kez... elbette, ben yapmazdım ama düşününce bir şeyleri atladık dersin, fakat bu sefer yapmamıştık.
Podría mencionar varias, pero... uno cree que esto es... que nos pasamos algo por alto, pero esta vez no fue así.
Geçen gün senin Catherine ile buluşacağını düşünüp dururken aklıma geldi. Güzel vücudunu falan düşününce canım sıkıldı. Aramızdaki farklılıkları falan düşündüm.
Estaba pensando en cuando me alteré porque ibas a ver a Catherine y que ella tenía cuerpo y cuánto me molestaban las cosas que nos diferenciaban.
Okulda olanları düşününce..
Verás, estaba pensando en lo que ocurrió en la escuela. Vince Marshall murió allí...
Kafasındaki yaranın büyüklüğü yaşı, kafasının gidip gelmesi ve alkol geçmişini düşününce bir iki gün hastanede gözetimimiz altında kalması gerektiğini düşünüyorum.
Considerando la gravedad de la herida su edad, su confusión y su problema con la bebida creo que deberíamos dejarlo internado en observación uno o dos días.
- Kendisi ile eskiden evli olduğunuzu düşününce, hayret.
No lo veo muy claro. Es sorprendente, considerando que estuvo casada con él.
Yani, ehliyeti olan arkadaşlarını bir düşününce.
- Eres natural.
Bunu düşününce, çalışamıyorum bile.
Cuando lo pienso no puedo ni trabajar.
Hanımefendinin hastalığını düşününce öylece kaçıp gitmesi tamamen gerçekdışı görünüyor.
Teniendo en cuenta su enfermedad, parece poco probable que haya salido corriendo.
Elbette görüşeceğiz. Ama yaşadığımız serüvenleri düşününce seni arayacağım.
Claro que sí, pero siento nostalgia de nuestras hazañas.
10 yıldır son derece mutlu olduğumuzu düşününce çok garip geliyor.
Es raro pensar que durante 10 años habíamos sido tan felices.
Bir kez daha düşününce, Sanırım içerde işler bayağı iyi gitti.
A fin de cuentas, creo que lo hicimos bastante bien aquí.
Operasyondan bir hafta uzak kaldığımı düşününce, kahpe!
Y pensar que estaba a una semana de la operación, puta!
Aptal Zoidberg'in fikri de ben düşününce dahiyane.
Por muy estúpido que sea la idea de Zoidberg... es brillante cuando la tengo.
Bilgisayarlarla olduğunuzu düşününce Columbus gibi zamanın dışındasınız bence. Okyanusun maviliğine açılmış, keşfedilmemiş yeni diyarlarda. Ne bulacağınızı bilmiyorsunuz.
Con las computadoras son como Colón, navegando los mares, nuevos territorios, no sabes lo que encontrarás, quizás algo hermoso del otro lado.
Bunu bir düşününce.
Piensa en eso.
Düşününce, eşyaları eski haliyle tercih ettiğime karar verdim.
Me decidí, por reflejo, que prefería las cosas como estaban.
Ve bir mahkeme başkanının kendi ve kendinden sonraki... etkisini düşününce... şunu söyleyebiliriz : tarih bize gösteriyor ki... üst mahkeme başkanlarımız...
Y si consideramos lo que tiene un Presidente de la Corte Suprema, en forma de la influencia en su época, y en las épocas posteriores ciertamente podría decirse, que la historia nos muestra que, los Presidentes del Tribunal Supremo,
Akranlarımın gidip savaşmak zorunda kaldığını düşününce biraz suçlu hissediyorum.
Tenia un sentimiento de culpabilidad... al pensar en todos esos chicos de mi edad que tuvieron que... irse fuera y luchar.
Zaten hamile kalmasının zor olduğunu düşününce bebeği aldırmasını istemek pek adil değilmiş gibi geliyor.
Quizá es injusto hacer que se deshaga de él sí le es difícil embarazarse en primer lugar.
Elias'ı düşününce, en fazla eksikliğini çektiğim şey geceleri yanımda yatışı oluyor.
Cuando pienso en Elías lo que más echo de menos es cómo se tumbaba junto a mí.
Bütün bunları düşününce,
Este es el resultado,
İlk düşüncem hemen sana söylemek oldu ama tekrar düşününce ilk düşüncemi görmezden geldim çünkü elimizde yeterli oy var Bob.
Mi primer impulso fue decírtelo enseguida pero el segundo fue ignorar el primero porque tenemos los votos, Bob.
Hayatının en mutlu gecelerinden biriydi. Şimdi düşününce pek uyumadığını fark ettin.
Ha sido realmente una de las noches más felices de tu vida. Y ahora que estás pensado en ello, te das cuenta de que no has dormido suficiente.
Aidan'ın şu an yaşadığı şeyleri düşününce onu buraya getirmek bir barış çağrısı olur gibi geldi.
Y con todo lo que está ocurriendo con Aidan, me ha parecido una ofrenda de paz, el traerla.
Bizim için tek farkı ise hayvanların canlı olması. İşleri düşününce sanırım o kadar da kötü değil.
La única diferencia es que, para nosotros, tienen que estar frescos.
Müziğini piyasaya süreceğimizi düşününce kocaman kıllı taşakların karıncalandı mı?
¿ No te da una sensación de cosquilleo en las pelotas pensar que publicaremos tu música?
Düşününce son zamanlarda hiç kötü bir şey yapmadı.
Ahora que lo pienso... Ese tipo no ha hecho nada malo en este tiempo.
- Düşününce biraz ironik geldi.
- Es irónico, ahora que lo pienso.
Bunu ben yapmadım. Ama şimdi düşününce, belki de yaptım.
¡ Yo no lo hice! Pero ahora, creo que quizá sí lo hice.
Savaşı düşününce, oldukça zor zamanlar geçirmiş olmalısınız.
Debe haber sido duro con la guerra y todas las cosas.
İçinde neler olduğunu düşününce kıçtan farkı yok ama.
Tiene mucho mejor gusto cuando sabes que quedan pocas.
Onları şimdi düşününce aklına ne geliyor?
¿ Cuándo piensas en ellas, qué te viene a la mente?
Evet, düşününce büyük ihtimalle seni bırakmamalıydım.
Sí, tal vez no debería haberte dejado mirar atrás.
Yazın ne kadar havalı olacağımı düşününce!
¡ solo imagina lo cool que sere en verano!
Hayır, çocukları düşününce, hep duygulanırım ve... her şekilde yardım edeceğim.
No, me pongo emocional cada vez que estoy pensando, ya sabe, los niños y - Voy a ayudar de cualquier manera que pueda.
Düşününce aslında çok zekiceydi.
Es bastante genio cuando piensas en ello.
Ama sonra Walt'la ne kadar mutsuz olduğunu düşününce çocukları evden uzaklaştırmak isteyişini düşününce senin için hâlâ bir umut olduğuna, sana yaptığı şeyleri düzeltmenin bir yolu olduğuna inanmak istiyorum.
Y luego pienso en cuán enojada estabas con Walt y cómo querías sacar a los niños de la casa y todo eso me hace creer que tiene que haber esperanza para ti, que lo que sea que te hizo, se puede deshacer.
Kalitesini ve ebatını.. .. düşününce, kompakt disk gelecekte.. .. kesinlikle hayatımızın bir parçası..
Considerando su calidad y su tamaño, el disco compacto se convertirá en una parte de nuestras vidas en el futuro.
Ay şu an düşününce bile ağlayasım geliyor.
Dios mio, me refiero a que podría llorar ahora mismo tan sólo pensando en eso.
- Sorun yok tabii de şimdi onca kargoyu falan düşününce yani bir sorun yok tabii.
Está bien, es que con todos los envíos y todo eso...
Ve düşününce, tüm bunların bir rüya olduğuna inandın.
Y tú pensabas que todo esto era un sueño.
Çok düşününce göt deliğime titreme geliyor.
La idea misma me hace temblar el culo.
Düşününce senden hem biraz korkuyorum hem de kıskanıyorum.
Si yo pienso en ello... Me asustas un poco, Y me da celos
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyordum 129
düşünüyorum ki 20
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyordum 129
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünebiliyor musunuz 47
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünebiliyor musunuz 47