Biraz translate Spanish
334,906 parallel translation
Biraz utanç verici aslında.
Es un poco embarazoso, en serio.
Ama biraz öncesinde olabiliriz.
Aunque puede que lleguemos un poco antes.
Biraz acil sayılır ve TARDIS sorun çıkarıyor.
Y... es un poco urgente, la TARDIS está portándose mal.
Yani... Biraz karışık.
Todo está un poco borroso.
Hadi be, adam ol biraz.
¡ Venga! ¡ Sé un buen chico!
- Gerçi biraz da yazık- -
Es una pena, imagino...
Bugün biraz yavaşsın Missy.
¡ Mira los monitores! Hoy estás lenta, Missy.
Ama biraz absürt olduğunu fark edince Who'yu kullanmayı bıraktı.
Después le quitó el Who cuando se dio cuenta de que se había pasado un pelín.
Yani Zaman Lordları kadın erkek mevzularında biraz genişler, öyle mi?
Así que los Señores del Tiempo son flexibles en eso de hombre-mujer, ¿ no?
Seni ekranda izliyordum kim olduğunu anlamam biraz zaman aldı.
Te he estado viendo en la pantalla, me llevó un tiempo adivinar quién eras.
- Sanki biraz hazır gibi.
Sí que parece un poco preparado.
Korkarım ki rejenerasyon mevzusu biraz karışık.
Me temo que tengo un poco confuso todo eso de la regeneración.
Seni vurabilirdik ama bu da biraz sıradan.
Podríamos dispararte... pero eso es un poco blando.
Ağı güncellemeleri biraz vakit aldı ama işte oldu!
Les costó un tiempo actualizar la red... pero ¡ allá vamos!
Hologram gökyüzü, biraz da atmosfer var.
Cielo holográfico, un poco de atmósfera.
Sorun yok, sadece biraz korktular.
Está bien, solo están asustados.
Biraz öfkelenebilir misin?
¿ Piensas que puedes enojarse con esto?
Neden olmasın? Sonunda birazık nezaket?
¿ Por qué no, justo al final, puedes ser amable?
- Doktor çoğunu imha etti. O yüzden yeniden toplanıp bizi bulmaları biraz zaman alacaktır.
Bueno, el Doctor destruyó a la mayoría, así que les tomará un tiempo reagruparse, antes de encontrarnos de nuevo.
Ona biraz ayar verelim. Bir üvendire onu canlandırır, bülbül gibi öttürür minibüsteki gibi sinirlendirir ve kırmızı gözlü yapar.
Darle con el bastón eléctrico en los huevos debería darle vidilla, con las venas hinchadas y los ojos rojos como en la camioneta.
Pekala, biraz daha şaplak mı istiyorsun?
Vale, bien. ¿ Quieres que te siga azotando? Sí, por favor.
Huş ağacı istersen biraz indirim yapabiliriz.
Puedes ahorrarte unos dólares si prefieres el abedul.
Biraz izin verir misin lütfen?
Podemos tener un poco de privacidad, ¿ por favor?
Netflix ve seks için biraz fazla, değil mi?
Un poco demasiado para Netflix y chili, ¿ no crees?
Biraz daha iyi hissediyorum.
Ya me siento un poco mejor.
Bu kalbimi kırdı biraz.
Eso lastimó a mi corazón.
Biraz dinlen. Bir şeyler ye.
Descansas un poco, comes algo.
Alınma Q ama şu anda biraz delirmiş gibisin.
Sin ofender, Q, pero estás algo fuera de lugar en este momento.
Fen, bize biraz müsaade eder misin lütfen?
Fen, ¿ nos podrías dar un momento, por favor?
Pekâlâ, tamam. Ama onlarla konuşurken biraz daha resmi olabilirsin.
Bueno, está bien, pero mientras hablamos de ellos, podrías haber sido un poco diplomática.
Dur biraz.
Un momento.
Mısır Arapçam biraz paslandı.
Mi árabe egipcio no es muy bueno que digamos.
-... biraz şiddet içeriyordu!
- me parece algo violento!
- Biraz müsaade et. - Olmaz.
- Necesito un minuto.
Biraz iteklemeye gerek kalmadan... cevabın belli o zaman.
Sospecho, sin ninguna ayuda, que ya sé la respuesta entonces.
Biraz önce beni bayılttın!
! ¡ Me dejaste inconsciente!
- Duvarın diğer yanında çok para olabilir, ister misin biraz?
Puede haber un montón de pasta al otro lado de la pared. - ¿ Quieres un poco?
Artık biraz sorumluluk almaya başlaman gerekecek, Baz.
Vas a tener que empezar a responsabilizarte de las cosas, Baz.
Biraz daha şampanya ister misiniz?
¿ Alguien quiere algo más de champán?
- Biraz daha şampanya isteyen var mı?
- ¿ Alguien quiere algo más de champán?
Bize biraz şu pastırmalı hurmalardan getirebilir misin?
¿ Podría traernos alguno de esos dátiles envueltos en beicon?
Sanırım işler biraz sarpa sarmış.
Parece que se montó una buena.
Biraz cesur olabilir misin Billy?
¿ Puedes echarle cojones, Billy?
Dan'in beyninden biraz ayırıp her hafta bir parça yiyebilirsin.
Podrías dejar un poco del cerebro de Dan y comértelo semanalmente.
En azından bundan sonra bunun için biraz çaba sarf ediyor gibi davranabilir misin?
Desde ahora, ¿ podrías fingir al menos que esto requiere algún esfuerzo?
Ancak, yatağına girenler konusunda biraz daha seçici olmalısın.
Pero tal vez debas ser un poco más selectivo sobre a quién metes en tu cama.
Biraz...
Hemos estado... eso suena...
Biraz şey geliyor...
Eso suena...
- Biraz öyle.
! - Un poquito.
Biraz mahremiyet rica edebilir misin?
¿ Puedes pedirle un poco de privacidad?
Tamam. Biraz kahve ister misin?
Vale. ¿ Quieres café?
birazcık 224
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha dayan 42
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha dayan 42