Birşey translate Spanish
48,789 parallel translation
Kimseden böyle birşey duymadım daha önce.
Jamás he oído a nadie decir eso.
Artık öyle birşey yok.
Ya no existe.
Birşey değil.
- De nada.
Tatlım, sen devam etmeden önce, sana birşey söylemeliyim.
Tengo que decirte algo. Laird te mintió.
Bununn hakkında bize birşey sölemediğine inanamıyorum.
No puedo creer que no nos lo dijeras.
Ned, bizim memnuniyetimizin küçük bir sembolü olarak, aramızda para toplayıp sana sahip olmadığına emin olduğumuz birşey aldık.
Ned, como muestra de nuestro agradecimiento todos cooperamos y te compramos algo que estamos seguros de que no tienes.
Fakat hala sana birşey ifade ediyorsa... benim rızamı aldın.
Pero si aún significa algo para ti tienes mi bendición.
Hayır. Hayır. Sen yanlış birşey yapmadın.
No, tú no hiciste nada mal.
- Birşey bilmem gerekiyor mu?
- ¿ Le pasa algo que debamos saber?
- Lütfen bırakın. birşey yapmayın...
Por favor, suéltelo. No...
Bekle. birşey yok, Korkma.
Espera. Está bien. ¿ Qué está haciendo?
Söylemek zorunda olduğum birşey var.
Hay algo que tengo que contarles.
- bizim birşey bildiğimiz yok - o bize yardımcı olabileceğini düşünüyorum.Tamam mı?
Voy a buscar al niño,... porque quizá ahora sea huérfano, y porque creo que puede ayudarnos. Si.
- Yanlış birşey var.
Algo pasa en este lugar.
eğer adil değilse tabii ki tekrar konuşabiliriz veya başka birşey düşünebiliriz
Si le es injusto... Claro... podemos hablarlo, pensarlo o algo más.
Bu benim konuşabileceğim birşey değil.
No es algo de lo que pueda hablar.
Bu siyahi erkek ile alakalı olabilir sözde rastgele seçilmiş bir söz veya başka birşey olabilir.
Puede tener que ver... con que los hombres negros supuestamente son muy promiscuos o algo así.
Birkaç haftalık fiziksel tedavinin çözemeyeceği birşey değil.
Nada que unas pocas semanas de terapia física no puedan curar.
Kahvaltıdan önce söylemem gereken çok önemli birşey var, tamam mı?
Antes de comer, tengo algo muy importante que decirles.
Hey, anne, Val birşey yemek için kalabilir mi?
Oye, mamá, ¿ Val puede quedarse a comer algo?
Hiç birşey yapmadığımızı nerden çıkardın?
¿ Cómo sabes que no?
Bugün olağandışı birşey oldu mu?
¿ Hoy ha pasado algo inusual?
Birşey söyleyin...
- Tenemos un dicho...
Ben gerçekten birşey bilmiyorum... çok acıyor.
En verdad no sé nada... ¡ qué doloroso!
Ben birşey görmedim.
Yo no vi nada.
Kafa kafaya çarpışmada birşey yapamayız.
No creo que podamos tomarlos de frente.
Hiç birşey olmamış gibi geziyorsun!
¡ Te andas paseando por ahí!
O gün olanlar da cesaret denen birşey yoktu.
No hubo valor en nada de lo que pasó ese día.
Birşey kalmasın.
No dejéis nada.
Ah, yavaş olmana şaşmamalı, bunun altından birşey göremiyorsundur.
No me sorprende que seas tan lenta, no puedes ver nada debajo de eso.
- Birşey değil.
- De nada.
Lordum, eğer size söy... Eğer size Fort James'de, hakkında birşey bilmediğim pek de fazla birşey olmadığını söyleseydim.
Milord, si puedo... si pudiera proponerle algo, apenas hay nada que ocurra en Fuerte James de lo que no me entere.
Düzinelerce komşu yardım çığlıklarını duymalarına rağmen birşey yapmadılar.
Muchos vecinos la oyeron gritar y no hicieron nada.
- Birşey düşürdün.
- Se le ha caído algo.
Ancak gerçek hayatta yedek kulübesi diye birşey yok.
Pero no hay sustituto para la experiencia de la vida real.
Aklıma birşey geliyor ama, hiç hoşuna gitmeyecek.
Tengo una idea, pero no va a gustar.
Başarısız girişim bize birşey kazandırmaz, ama kötü bir ajan herşeye malolur.
enfoque nos cuesta nada. Un agente de mala nos cuesta todo.
Birşey gördüm.
Veo algo.
Böyle birşey olmamalıydı.
Nunca debería haber sucedido.
- Yanlış birşey mi yaptım?
- ¿ Hice algo?
söylenecek birşey yok.
No hay mucho que decir.
ve de bunu tehlikeye atacak hiç birşey söylemeyeceğim.
Y no diré una sola palabra que me ponga en peligro.
birileri birşey yapmazsa her halükarda oyun biter.
A menos que alguien tome pronto una decisión, se ha acabado el juego.
Birşey sorabilir miyim Bay Lockhart?
¿ Puedo preguntarle algo, Sr. Lockhart?
Açıkçası, pek birşey hatırlamıyorum.
No recuerdo bien, francamente.
Birşey görmüyorum.
No veo nada.
Suda birşey var.
Hay algo en el agua.
Hiç birşey olmadı.
No pasó nada.
- Yok birşey.
- Nada.
Muhteşem birşey.
Es asombroso.
- Sormak istediğiniz birsey mi var?
¿ Hay algo que quiera preguntarme, profesor? ¿ Qué?