Bizim de translate Spanish
38,545 parallel translation
Artık bizim de olaya girmemizin vakti geldi.
Es hora de que empiece la acción.
Diyelim ki bunlar koca adamlar, bizim de Walled Garden olarak tandığımız şirketler.
Digamos que estos son los niños grandes, los jardines amurallados que todos conocemos.
Sistem, çocukların başarılı olması için düzenlenmemiş. Bizim de bir şekilde rahatlamamız lâzım.
El sistema no está hecho para que estos niños tengan éxito, y tienes que quitarte ese peso de encima.
Bizim bilmediğimiz biri.
Alguien de la que no sepamos.
Besin zincirinin en üstü... bizim için sadece bir yer.
La cima de la cadena, el único lugar para nosotros.
Eğer bizim bunların bir parçası olamamızı isteseydin... belkide bizi uzağa göndermemeliydin.
Si quería que yo fuera parte de todo esto, quizá no debería habernos enviado lejos.
Şu bizim satranç maçları gibi, değil mi?
Ya, bueno, como en nuestras partidas de ajedrez, ¿ no?
Oradaki Eric'in babası, bizim finans departmanımızda çalışıyor.
El padre de Eric, allí, trabaja en nuestro departamento financiero.
Bizim için hiç gelecek yok.
De todas maneras no hay futuro para nosotros.
Bizim zafiyetlerimize sahip olmayan bilinçli çocuk sentetikler. Ve bizim kaynaklarımıza da ihtiyaçları yok.
Niños sintéticos conscientes, que no tendrán ninguna de nuestras debilidades y no necesitarán ninguno de nuestros recursos.
Kim aynı zamanda bizim şefimizin yeni asistanının ismi.
Um, Kim es en realidad también el nombre De nuevo asistente de nuestro chef.
Bizim ofis binasında bir güvenlik işi var. Para biriktirip araba alabilirsin. Kızımızı annenlere bırakırken otobüsteki tuhaf tiplerle uğraşmazsın.
Hay un trabajo de seguridad en el edificio de oficinas así podrías ahorrar para un coche y así no tendrías que llevar a nuestra hija en bus con esos raritos.
Bak dostum, bizim mahalledeki köpeklerin hepsi manyak.
los perros de mi barrio están locos.
Bizim için ne tarz bir jean giyiyorsun?
Para nosotros, es ¿ qué tipo de jeans llevas puestos?
Bizim zamanımızda, bundan yıllar sonra insanlık yok edildi.
En nuestro tiempo, dentro de muchos años, la humanidad ha sido eliminada casi por completo.
Bu bizim projemizdi! Bunların hepsini bizim tesis başlattı!
¡ Era la pieza fundamental de nuestros negocios!
Şerif bizim tarafımızda olduğunu söylemişti ve ben ona inanmayı seçiyorum. - Gelecek misin?
El sheriff dijo que estaba de nuestra parte, y voy a elegir creerlo.
O hala bizim oluşturduğumuz ulusal bir ağda çalışıyor. Üstünde fazla düşünemedim.
Acabo de leer los papeles y he pensado que es extraordinario, además él sigue dirigiendo la red regional que construimos y que tanto nos costó.
Bak eğer sadece pahalı makinelerde çalışabilen çevresindeki teknolojik hiçbir makineye uyum sağlayamayan bir ağdan bahsediyorsak bizim şuan baktığmız şey...
Mira, si hablamos de una red que vive de una exclusiva máquina ridículamente sobrevalorada que no funciona bien con nada que no sean paisajes tecnológicos, a lo que realmente estamos mirando...
Bizim, Hastalıkla Kontrol Merkezi.
Es nuestro propio Centro de Control de Enfermedades.
Şimdi Amarant bizim tarafımızda, diğer iki ılımlı cumhuriyetçiler ise...
Ahora Amarant está de nuestro lado, así como otros dos republicanos moderados.
Patronumun da bizim hakkımızda konuştuğunu duydum.
Y escuché a mi jefe tener una conversación contigo acerca de nosotros.
Haydi ama, arabaya attığınız şey bizim altı aylık emeğimizdi.
Se están llevando seis meses de trabajo en esa camioneta.
Yine de, o bizim esirimiz.
Pero él es mi objetivo.
Şimdi Tusk, internette seni taklit etmeye çalışanların olduğu bir sürü video var ama bizim en sevdiğimiz bu. Bir bak bakalım.
Bueno, Tusk, hay miles de videos en internet de gente imitándote, pero este es nuestro favorito.
Arıların soyu hemen hemen tükenmişti bizim bu ADI'lar da etkin olarak onların yerine geçti.
Las abejas estaban prácticamente extintas, así que lo que hacen nuestros idas es ocupar su lugar de forma eficaz.
Bunlar bizim evin orada olmuş.
¡ Jimmy! Pasó al lado de nuestra casa.
Pablo'yla zıtlaşmak bizim dikkat çekmemize neden olur.
A mí me parece que enfrentar directamente a Pablo no va de la mano con mantener nuestro bajo perfil.
Bu gözcüler bizim gizlilikle hareket etmemizi imkansız hale getiriyorlardı.
Por culpa de estos vigías, no podíamos operar con la clandestinidad necesaria.
Düşün Pacho, senin finansal kaynakların ve Pablo Escobar operasyonuna ait tüm bilgiler, bir de buna bizim... -... askeri tecrübemiz eklenince...
[Carlos] Imagínese, Pacho, los recursos económicos que usted maneja junto con la información del movimiento de Pablo Escobar que proporcionaría usted, con nuestra experiencia militar...
Escobar'ı yakalamak istiyorsun, aynı bizim istediğimiz gibi.
Usted tiene tantas ganas de atrapar a Escobar como nosotros.
Ama bizim için de hayat devam ediyordu.
[conversación en español por radio] Pero la vida también continuaba para nosotros.
Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, sen de bizim suçlarımızı bağışla.
Perdona nuestras ofensas, como también nosotros perdonamos a los que nos ofenden.
Siz güvende olduğunuzda, ben de bizim için en iyisini yapmak adına özgür olacağım.
Cuando estén seguros, yo estaré libre para hacer lo que sea mejor para nosotros.
Bu belki de insanlık için iyiydi ve tabii Escobarlar için çok iyiydi. Bizim için ise çok kötüydü.
Eso podía ser bueno para la humanidad y sin duda lo era para los Escobar, pero era pésimo para nosotros.
Ben ve ortaklarımla Montecasino'da buluşun. Onlara bizim tarafımızda olduğunuzu söyleyin.
Vos te venís conmigo a Montecasino, nos reunimos con los socios y les contás que estás de nuestro lado.
Blackie'yi yakalamak bizim için büyük bir hadiseydi. Pablo içinse berbat bir hadise.
[Steve] Lo de Blackie era un logro para nosotros y una mala noticia para Pablo.
Bizim işimizden anlamıyorlar ama benim işime faydalı olacaklar.
Ellos no entienden de nuestro negocio pero, para el mío, son útiles.
Bizim tarafımızdayım.
De la nuestra.
Vadi'de bir ev bakıyorum. Bizim evimizden çok da uzakta değil. Kızların evinden.
Y estoy buscando una casa en Vallley, no muy lejos de nuestra casa... de casa de las niñas... de tu casa.
Ama devam etmek için, para kazanmalıyım. Eğer kazanamazsam, biz aç gideriz, ve açlik kan çıkartır. Bizim insanlarımız... ikisini de istemiyor.
Pero si queremos seguir adelante tenemos que hacer dinero, porque sin dinero viene el hambre, y el hambre llama a la sangre, y nuestra gente no quiere ni hambre ni sangre.
Bizim içinde, ama babana söyle, şuandan itibaren, sokaklar açliktan bıktı.
Para nosotros también termina aquí. Pero díselo a tu padre. A partir de hoy el Callejón no pasará hambre.
Bizim seni istediğimiz gibi sen de bizi kabul et.
Déjanos entrar a tu vida y tú entra en la nuestra.
Galiba bizim tarafımızda mafya olması konusunda haklıymışsın.
Supongo que tenías razón en tener a un mafioso de nuestro lado.
Bu işte bizim kurtuluş şansımız.
Ésta... Es nuestra oportunidad de escapar.
Öncesinde, Bob Lee Swagger ile Afganistan'da üç farklı görevde bulundu. Bu nedenle kendisi firariyi bulma yolunda bizim için çok değerli.
Antes de eso, cumplió tres períodos de servicio con Swagger en Afganistán, lo que lo califica de una manera única para hablar de nuestro fugitivo.
Artık bizim ve biz onu Krissy'nin hala Krissy olup olmadığını anlamak için kullanacağız.
Ahora somos los propietarios de esto. Lo usaremos para averiguar, inequívocamente, si Krissy todavía es Krissy.
Bu adam bizim bir hastamız ve...
Este hombre es uno de nuestros pacientes,
Eğer varsa internet kaynakları bunu henüz bizim için keşfetmedi.
DE UNIÓN CONDUCTUAL ENTRE ESAS PERSONAS. SI LO HAY... WIKIPEDIA TODAVÍA NO LO HA DESCUBIERTO.
- Yani kızlar hala bizim?
- ¿ Así que todavía somos los propietarios de nuestras niñas?
- Bizim nedimemiz olmanı istiyoruz.
Queremos que seas nuestra dama de honor. ¿ Qué?