English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Değil

Değil translate Spanish

1,017,042 parallel translation
O kimseye ait değil seni orospu çocuğu.
No le pertenece a nadie, maldito palurdo.
Carol, bunlar yaygın isimler değil.
Carol, esos no son nombres comunes.
Belki büyüdüğün yerde değil, Ama bizim apartmanda iki LaFontaine vardı.
Quizás no donde tú creciste, pero había dos LaFontaine en mi edificio.
Havalı değil mi?
¿ A que mola?
- İyi değil.
- No muy bien.
Uh... pardon, mecazi olarak yani, kelimenin tam anlamıyla değil.
Perdón, metafóricamente, no literalmente.
Sistem arızalı değil.
Esto no está amañado.
Değil mi?
¿ Cierto?
Sen bir yetiştiricisin, duş değil.
A ti se te quiere con el tiempo.
- Bugün değil.
- Hoy no.
Daha önce hiç insan öldürmemiştik, değil mi?
Nunca antes habíamos matado a un humano, ¿ cierto?
- Harika bir an değil.
- No es un buen momento.
Hepimiz öyle değil miyiz?
¿ No lo estamos todos?
Arkadaş değil miyiz?
¿ No somos amigos?
Kapıya gelecek bir erkek arkadaşın yok değil mi?
No tienes un novio que vaya a derribar la puerta... - ¿ lo tienes?
değil mi?
No estás casado o algo, ¿ o sí?
değil mi?
- No vayas allí. - No me voy a quedar aquí, ¿ sí?
- Çünkü umurunda değil.
- ¡ Porque no le importa!
değil mi?
Así que, tú solo trabajarás por ahí, ¿ sí?
Önemli değil.
No importa.
sencede öyle değil mi?
Ella merece mucho más que siete, ¿ no lo crees?
- Uzakta değil.
- Hasta ahora no.
- Yakında değil mi?
- ¿ No recientemente?
Heyecanlıydı, değil mi?
Qué emocionante, ¿ no?
Sadece batırdığım için değil, sonraki akşam da aynı sahneye çıkıp aynı şeyi baştan yapmak zorundaydım.
No solo fui un fracaso, al otro día tuve que volver al mismo lugar y repetir la experiencia.
"Henüz değil," dedim.
Dije : " Aún no.
"Henüz değil."
Aún no ".
Fena değil, hele ki bu paranın, Marcos Maidana'nın Floyd Mayweather'la ikinciye dövüşmek için aldığı miktarla aynı olduğu düşünülürse.
No está mal, teniendo en cuenta que es la misma suma que le pagaron a Marcos Maidana la segunda vez que peleó contra Floyd Mayweather,
Uzun süreliğine değil, birkaç şaplak atsa yetiyor. "
No por mucho tiempo. Alcanza con un par de palmaditas ".
Dedim ki, " Sorun şu ki beyefendi, kahramanımız pek yakışıklı değil.
" El problema es que nuestro héroe no es muy apuesto.
Hepimiz Amerikalıyız, değil mi?
Todos somos estadounidenses, ¿ no?
O sizin adamınız değil.
No es el campeón adecuado.
Gey oldukları için değil.
No porque sean gais.
Gerçekçi konuşuyorum, kabalık etmek için değil.
Intento ser realista, no vulgar.
Söylediklerimden ötürü değil.
No por lo que había dicho.
Evet, ızdırap çekiyorsunuz ama benim gibi değil. Bizim gibi değil. "
Es cierto que sufren, pero no como yo, no como nosotros ".
Hiç güzel bir yer değil. "
Es espantosa ".
Söylüyorum size, bu az buz bir şey değil.
No es un dato menor.
Afro-Amerikan yükseköğretim kurumlarına onlarca milyon dolar bağışladı ve binlerce siyahi çocuğun üniversite okumasının doğrudan müsebbibi. Sadece tecavüz ettiklerinin değil.
Donó millones de dólares a instituciones afroamericanas de estudios superiores y, gracias a él, miles de negros fueron a la universidad, no solo los que violó.
Üzgünüm Juice, kariyerim seninle fotoğrafı kaldıracak kadar güçlü değil. "
Lo siento. Mi carrera está muy endeble. No sobreviviría a una foto contigo ".
Beyazları suçlamak için değil.
No es por acusar a los blancos.
Dedim ki, " Birileri nezarette götünü sikecek. Farkındasın, değil mi?
Le dije : " Sabes que alguien te cogerá por el culo en la celda, ¿ no?
Büyük bir şey, değil mi?
¿ Pueden creerlo?
Bunu yapmaları muhteşem değil mi?
¿ No es increíble cómo lo hacen?
Durduk yerde 1980'de bir hastalığın ortaya çıkıp sadece zencileri, ibneleri ve keşleri öldürmesi garip değil mi?
¿ No es extraño que haya una enfermedad que recién apareció en 1980 y que solo mata a los negros, los maricones y los drogadictos?
Bu hastalığın, ihtiyar beyazların nefret ettiği herkesten nefret ediyor olması inanılmaz bir tesadüf değil mi lan?
¿ No es una coincidencia jodidamente increíble que esta enfermedad odie a todos los que los viejos blancos odian?
Derim ki, " Bu kadarı iyi, değil mi? Sıkıntı yok?
Le diría : " Voy bien, ¿ no?
Bu önceden belli değil miydi sizce de?
¿ Podemos admitir todos que lo veíamos venir?
Hiç adil değil, " dedim.
No es justo ".
Muz değil be.
No con una banana.
Fazla değil, değil mi? "
No me estoy pasando, ¿ cierto? ".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]