Bu adamı tanıyorum translate Spanish
586 parallel translation
- Sanırım bu adamı tanıyorum.
- Creo que conozco a ese hombre.
Bu adamı tanıyorum.
- Marco, cuídale, le conozco.
Bu adamı tanıyorum galiba.
Conozco algo a ese individuo.
- Bu adamı tanıyorum ben!
- ¡ Ya sé quién es!
Bu adamı tanıyorum.
Conozco a este hombre.
Ben bu adamı tanıyorum.
Conozco a este hombre.
- Bu adamı tanıyorum.
- Conozco a ese chico.
Dur, bu adamı tanıyorum.
A este le conozco yo.
Bu adamı tanıyorum.
Conozco ese hombre.
Bu adamı tanıyorum.
Conozco a este tipo.
- Bu adamı tanıyorum.
Conozco a este tío.
Bu adamı tanıyorum.
Lo conozco.
Bu adamı tanıyorum. Bana borcu var. Eğer beni görürse utanacak...
Me debe 3.000 francos y no le gustará verme. ¡ No te muevas!
- Bu adamı tanıyorum.
- Conozco a este hombre.
Bu adamı tanıyorum.
Le conozco.
- Bu adamı tanıyorum.
- Yo conozco a ese tipo.
Evet, bu adamı tanıyorum.
Sí, conozco a este tipo.
Bu adamı tanıyorum.
A ese le conozco. ¿ Es una peli?
Hey, bu adamı tanıyorum.
Conozco a ese hombre.
Hey, bu adamı tanıyorum.
Hey, yo conozco a ese tipo.
Hangi takım bilmem ama beni televizyonda izlersin...... ve dersin ki ben bu adamı tanıyorum.
No se en que equipo, pero tu me veras en television......... y diras, "yo conozco a este tipo".
Bak. Bu işi memnuniyetle yapacak birkaç adam tanıyorum.
Conozco a unos tipos para los que sería un placer.
Bu adam kim. Tanımıyorum.
¿ Quién es ese hombre?
- Bu adamı tanıyor musunuz? - Hayır, tanımıyorum.
- ¿ Conoce a este hombre?
"Bu adamı tanımıyorum, ama skandal merakınızı kınıyorum."
"No conozco a este hombre, pero condeno las tácticas amarillistas de la prensa."
Bu adamı tanımıyorum, Ama içimde bir his var,
- No conozco a este tipo,... pero tengo la impresión de haberle visto.
Bu malı almak için herşeyi göze alacak bir düzine adam tanıyorum.
Un montón de tíos se romperían el culo por la mercancía.
Ona bekleyip beklemeyeceğimi sorduğumu hatırlıyorum. Camden West'te soyulan bir adam tanıyordum. Hiçbir şeyi yoktu, bu yüzden pantolonunu ve ayakkabılarını almışlardı.
- A Camden West y le pregunté si quería que lo esperara porque sé que allí roban hasta zapatos y calcetines.
Bu adamı tanımıyorum bile.
Ni siquiera lo conozco.
Tamam, bu adamı tanımıyorum.
Así que no conozco a ese tipo.
'Yalnız', bu ülkede tek bir adam bile tanımıyorum ki senatörü senin yaptığın gibi ikna edebilsin.
Solitario, no conozco a nadie que pudiera llegar al Senador como tú.
Bu adamı tanımıyorum. Onun namına konuşmuyorum.
Yo no conozco a ese hombre y, además, hablo por mí.
Boyuna Jean Valjean'ı soruyorlar, ama ben bu adamı tanımıyorum!
¿ Cuándo juzgan a Champmathieu?
Bu Merle denen adamı tanımıyorum. Ne iş yapar, neyle geçinir bilmiyorum.
No conozco a Merle, no sé qué hace, ni de qué vive.
Bu adamı tanımıyorum bile ama beni arabasını çalmakla suçluyor!
¿ Qué os parece? Apenas le conozco y me está acusando de robarle el coche.
Bu adamı tanımıyorum.
No conozco a este hombre.
Tanımıyorum bu adamı!
¡ No conozco a ese señor! Me ha dicho cosas...
Bu adamla gitmek istemiyorum! Bu adamı tanımıyorum!
¡ No quiero ir con ese señor!
Kusura bakmayın, ben bu adamı tanımıyorum.
Perdóneme, yo no le conozco de nada... y reconozco que la broma me ha sentado mal.
- Evet köpekli adamı tanıyorum, ve bu yüzden hainim değilmi?
Sí, conozco al hombre con el perro, y Uds. También.
• Evet Biliyor musun,? Ben, bu 5 adam için kaygılandığına inanmıyorum
No creo que estés tan preocupado por esos cinco hombres.
Bu tip bir çok adamı ben de tanıyorum..
En mi vida he conocido a muchos hombres así.
Ben de Hunt adlı bu adamı tanımıyorum bayan.
Yo tampoco lo conozco. ¿ Puedo explicar?
Bu Merle denen adamı tanımıyorum.
No conozco a ese Merle.
Bu türün nüanslarında bütünüyle uzmanlaşmış bir adam tanıyorum.
Conocí a un hombre capaz de todo diversos refinamientos de la clase.
Seni tanımıyorum ama bu adamın icabına bakmak istiyorum.
Usted, no sé, pero yo quiero encerrar a ese tipo.
Ulusumuzu ziyaret eden, çok uzaktan gelen genç bir adamı çağırıyorum. Bu kötü durumu sadece bizim yaşamadığımızı anlatacak. Bir zamanlar aynı bizimki gibi olan başka bir dünyadan, bizimkinin bitmek üzere olduğuna inandığım gibi aniden sona eren bir dünyadan bahsedecek.
Llamaré a un visitante de nuestra nación, un joven que ha venido de lejos para decirnos que nuestro predicamento no es único, que una vez hubo otro mundo, muy parecido al nuestro, que acabó tan abruptamente como creo que el nuestro está por hacerlo.
Bu adamı doğru düzgün tanımıyorum.
- Ni siquiera conozco a este tipo.
Bilirsin, bu adamı sihirbaz haliyle tanıyorum.
Conozco a un tipo que es mago.
Bu nedenle de, Speed kullanmayan tek bir Repo-adamı bile tanımıyorum.
Por eso, no hay ningún recobrador que no tome drogas.
Yarım saat civarı bir süre sizin için bir şey değişmez sanıyorum. Bu genç adam davayı çözümlemeye yardımcı olabilecek kendi durumuyla alakalı oldukça ilginç bilgiler vermek üzereydi.
Media hora más o menos... no significa nada para usted, y el caballero se disponía a darnos una información... sobre este caso tan interesante, que podría servirnos de ayuda para esclarecerlo.
bu adamı seviyorum 27
bu adamı 23
bu adamı tanımıyorum 17
bu adamın 39
bu adamı tanıyor musun 51
bu adamı tanıyor musunuz 39
bu adamın nesi var 16
tanıyorum 129
tanıyorum onu 21
bu adamlar 55
bu adamı 23
bu adamı tanımıyorum 17
bu adamın 39
bu adamı tanıyor musun 51
bu adamı tanıyor musunuz 39
bu adamın nesi var 16
tanıyorum 129
tanıyorum onu 21
bu adamlar 55
bu adam kim 76
bu adam da kim 35
bu adam 300
bu adamlar kim 17
bu adamlar da kim 20
bu adam deli 41
bu adam ne yapıyor 17
bu adam mı 28
bu adil değil 238
bu adil mi 16
bu adam da kim 35
bu adam 300
bu adamlar kim 17
bu adamlar da kim 20
bu adam deli 41
bu adam ne yapıyor 17
bu adam mı 28
bu adil değil 238
bu adil mi 16