Bu doğru olmaz translate Spanish
268 parallel translation
Bu doğru olmaz. Beni yanlış anladın.
Me has entendido mal.
Bu doğru olmaz.
Eso no es verdad.
Birbirimize uygun değilsek bu doğru olmaz, ve böyle devam edersek pişman oluruz.
Seríamos incompatibles el uno para el otro, y si seguimos adelante con ésto, se que nos arrepentiremos.
- Bu doğru olmaz. - Anlamsız olurdu.
- Es ridículo y una tontería.
Onunla sadece söz verdiğin için evlenirsen eğer, mecbur olduğun için evleniyor olacaksın ve bu doğru olmaz.
Si te casas con ella porque lo prometiste, parecerá que lo haces contra tu voluntad y no sería justo.
Bence bu doğru olmaz.
No me parece buena idea.
Bu doğru olmaz.
No está bien.
Bu doğru olmaz bir adamı uygun giysileri olmadan gömmek olmaz.
No está bien enterrar a un hombre sin ropas decentes.
Bence bu doğru olmaz.
No creo que debamos.
- Bu doğru olmaz.
- No nos dejan.
Bu doğru olmaz.
No estaría bien.
Siz bir yabancısınız evde de kimse yok. Sahiden de bu doğru olmaz galiba.
Ud. es un extraño, en casa no hay nadie quizá no es correcto que esté aquí.
Bu doğru olmaz.
No me parece correcto.
Bu doğru olmaz.
No sería correcto.
- Hayır, bu doğru olmaz.
- Oh no, eso no sería justo.
Bu doğru olmaz!
¿ Encontraron una bolsa dentro?
Bu doğru olmaz.
No es conveniente.
Bilirsin, bu doğru olmaz
Sabes que sería desleal
Bu doğru olmaz.
Se supone que no puede.
Bu doğru olmaz.
Esto no está bien.
Hayır, bu doğru olmaz.
No, esto no esta bien.
O benim karım. Bu doğru olmaz.
Es mi esposa, simplemente no esta bien.
Onların böyle şeyleri nasıl karşıladıklarını dürüstçe anlatmazsam... bu doğru olmaz, değil mi?
Si yo no te mostrase cómo muestran ellos estos asuntos, no sería justo, ¿ no crees?
Bu doğru olmaz.
no sería apropiado.
Bu doğru olmaz.
No es correcto.
Bu doğru olmaz.
Realmente no debería.
Bu doğru olmaz.
No, esto no es correcto.
Evet, haklısın. Bu doğru olmaz.
Lo sé, no estaría bien.
Bu doğru olsa bile size bir yardımı olmaz.
De ahí que no avanzásemos.
- Bu şekilde değerlendirmek doğru olmaz.
No es un modo muy amable de expresarlo.
- O halde? - Çünkü bu doğru olmaz.
- Entonces, ¿ por qué...?
Bu sizin için dogru olmaz.
No sería correcto para usted.
Bu doğru olmaz.
Se vería mal.
Korkarım, bu elbiseleri değiştirmek için çıkarttığında, seni seyretmemiz çok doğru birşey olmaz.
Pensaba que cuando se quitara ese vestido ya no estaría tan guapa.
Kan bedeli olan bu parayı tapınak kasasına koymak doğru olmaz.
No es lícito meterlo en el tesoro, porque es precio de sangre.
Benim için doğru olmaz ikinizi de bırakıp gitmek bu canavarın eline o hiç sizin gerçek oğlunuz olmadı.
No estaría bien que yo me largara dejándoles a merced de este pequeño monstruo que nunca ha sido un hijo como Dios manda.
Bu işe seni ben soktuğum için doğru olmaz.
Yo te metí en esto. No sería justo.
Dediğim şey bu. Haber için doğru olmaz.
Eso dije, no decírselo a Haber.
Bu konuda resmî bir açıklama beklemeniz gerekiyor. Araba camından konuşmam doğru olmaz.
Por favor, no estoy autorizado a dar ninguna aclaración oficial, y menos aún por la ventanilla del coche.
Bu işte doğru yanlış olmaz
No hay correcto o incorrecto. en este negocio.
Bu şartlar altında doğru olmaz.
Dadas las circunstancias, me parece lo más indicado.
Hem bu doğru da olsa, senin için geçerli olmaz.
Y aun si lo he sido, no lo seré para ti.
Sam lütfen, nedenini söyleyemem ama bu hiç doğru olmaz.
No puedo explicártelo, pero no está bien. Por favor.
Bu pek doğru bir hareket olmaz, dürüst olmak gerekirse.
honestamente, que sería una cosa tuerca si lo hiciera.
Etrafa çöp atmamalısın İbne-getti. Bu ekolojik açıdan doğru olmaz.
No deberías tirar basura en la calle, no es ecológico.
- Daha iyi olmaz mıydı? - Evet bu doğru.
- ¿ Nunca estuvieron mejor?
Ama Tanrı şahidimdir, Kate, ne sararıp solabilirim... ne dil dökebilirim, ne de kandırıcı sözler edebilirim... yüzü güneşe çıkmaya layık olmayan... aynaya baktığında orada gördüklerini hiç beğenmeyen... bu karakterde birini istiyorsan... beni al ; aksi halde, ölürüm demem doğru olacaktır... ama senin aşkın için, Tanrım, olmaz... yine de seni seviyorum.
Pero, por Dios, Kate, yo no sé hacerme el ingenuo, ni susurrar con elocuencia, ni emplear astucia en mis declaraciones. Si podéis amar a un compañero así, que nunca busca en su espejo el amor de nada de lo que allí ve, dejad al ojo hacer de cocinero. Os hablo como un soldado.
Belki yardımcı olmaz ama bunu sana doğru yerde verseydim, belki bu kocaman trajediyi engelleyebilirdim.
Y pensar que si te lo hubiese dado cuando me lo pediste... esta horrible tragedia podría haberse evitado.
- Hayır, bu doğru olmaz.
- ¿ Por qué?
Bu doğru bir şey olmaz.
No es lo correcto.
Başkan henüz bu küçük sırrı bilmiyor ve söylemen de doğru olmaz.
El Presidente todavía no sabe nada de esa parte, y... no creo que sea buena idea que se lo digas.
bu doğru 2940
bu doğru mu 716
bu doğru değil 1332
bu doğru değil mi 82
bu doğru olamaz 126
bu doğru olabilir 25
bu doğru olabilir mi 20
bu doğruysa 39
doğru olmaz 22
olmaz 3739
bu doğru mu 716
bu doğru değil 1332
bu doğru değil mi 82
bu doğru olamaz 126
bu doğru olabilir 25
bu doğru olabilir mi 20
bu doğruysa 39
doğru olmaz 22
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
bu doktor 16
bu doğal 26
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
bu doktor 16
bu doğal 26