English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bundan

Bundan translate Spanish

75,415 parallel translation
Durum bundan daha karışık.
Es un poco más complejo que eso.
Söz veriyorum, bundan sonra yalan söylemeyeceğim.
- Lo sé. Y te prometo que desde ahora no habrá más mentiras.
İşte bundan bahsediyorum.
¿ Ves? De esto estoy hablando.
- Peki bundan bize ne?
Y esto nos importa porque...
Sara, senin bundan haberin var mıydı?
Sara, ¿ sabías esto?
İşte bundan bahsediyordum.
De eso estaba hablando.
- Sen bundan daha iyi birisin.
Eres mejor que esto.
Sana olanlardan, dönüştüğün şeyden korkuyorsun ve bundan kaçıyorsun.
Tienes miedo de lo que te ha pasado, de en qué te convertirás, y huyes de ello.
Bundan kaçmaya çalışmıyorum ama bir kabus görmüşüm gibi sanki.
No intento escapar de eso, pero se siente como una pesadilla.
Ama zihnimi bundan nasıl alıkoyacağımı bilmiyorum.
Pero yo... no puedo dejar de pensar en ella.
Bundan bir tane daha alabilir miyim lütfen?
¿ Me puedes traer otro de estos, por favor?
Bundan nefret ediyorum.
Odio esto.
- Bundan hoşlanmamışsın.
- Eso no te gustó.
- Tanrım, bundan nefret ediyorum.
- Dios, odio eso. - ¿ No?
Onu tanıyorsun, bundan sıyrılmamın bir yolu var mı?
Tú lo conoces. ¿ Hay alguna forma de explicarlo?
Ona bundan ne kadar bıktığımı söylemek üzereydim.
Y estoy por decirle lo cansado que estoy de esto.
- Bundan sana ne?
- ¿ Y a ti qué te importa?
Annesi de polis. Onun bundan haberi var mı?
Su mamá es policía. ¿ Sabe de esto?
Ve bundan ötürü gurur duymalısınız.
Y eso es algo de lo que debes estar orgullosa.
Bundan sonra, olup bitenden seni hemen haberdar edeceğiz, tamam mı?
De ahora en adelante, trataremos de mantenerte... informado, ¿ bueno?
Bu büyük bir adım. Bundan emin misin?
Es un gran paso. ¿ Estás seguro?
Paçanı bundan kurtaramazsın ve yıllarca hapse girersin, anladın mı?
No podrás pagar para poder salir, irás a prisión, por años.
Eğer yapmazsam bundan nasıl bir anlam çıkarır sence?
¿ Qué clase de mensaje le estaré dando si yo... dejo pasar esto y ya?
Bundan daha iyisi yapabileceğini biliyorum.
Sé que puedes hacerlo mejor.
Senin bundan daha iyi muhakemede bulunacağını biliyorum.
Sé que puedes tomar mejores decisiones.
- Doktorlar bundan endişe duymuyorlar.
- El doctor no se preocupa por eso.
Bundan kurtulmak istiyorum ama bırakmaya çalışırsam beni öldürür.
Quiero salirme de esto, pero... si trato de irme... me matará.
John ve Felicity, seni dinleyecekler çünkü sen bundan çok daha fazlasını sunabilirsin.
Sabes, John y Felicity te escucharán porque tienes más que ofrecer que solo esto.
Bundan da kurtulabilirler.
También pueden sobrevivir a esto.
Ayrıca bundan sadece silah malikleri etkilenmeyecek.
Sabe, y no son solo los duenos los que serán afectados.
- Bundan emin olabilirsin.
Puede contar con eso.
Bundan söz ediyorum.
Hablo de esto.
Hepinizin, karanlıkla savaşmak için içinizde birazcık bundan olması gerektiğini gördüm.
Los he visto a todos usar algo de esa oscuridad para pelear.
Eğer kanunsuz ona ulaşırsa, bu işi bundan sonra Oliver'sız yapacağız zaten.
Si Vigilante llega primero, tendremos que seguir haciendo esto sin Oliver, permanentemente.
Çünkü bir işe girdin ve bundan kimseye söz etmemek istiyorsun veya belki de sadece bana anlatmak istemiyorsun.
Porque estás metida en algo y no quieres decírselo a nadie o tal vez no quieres decírmelo a mí.
Bana bunu yapacaksan karşıma bundan daha iyi bir planla çıkman lazım.
Si eso es lo que me vas a hacer a mí, necesitarás venir con algo mejor que sea lo que sea esto.
Ama bundan sonra dövmeye baktığında burada geçen zamanı ve ettiğin itirafı hatırlayacaksın.
Ahora, cuando lo mires, pensarás acerca de nuestro tiempo juntos y el secreto que me confesaste.
Yani soğuk füzyonu çözmek bundan daha kolay olurdu.
Básicamente, solucionar la fusión fría habría sido más fácil.
Senin için endişeleniyorum çünkü bir şeylerin peşindesin ve kimseye bundan bahsetmek istemiyorsun.
Estoy preocupado por ti, porque estás metida en algo, y no se lo quieres contar a nadie,
Bundan bahsediyordum!
¡ A esto me refería!
- Bundan çok daha fazlasıydı.
- Fue mucho más que eso.
O şeyleri yapmamın sebebi... İçimde bir şey var ki itiraf edebileceğimden daha büyük bir şey bundan keyif alıyordum.
Hice lo que hice... porque había una parte de mí... una parte más grande de lo que me gustaría admitir... que lo disfrutaba.
Bazıları da göğüs gerer hatta bundan zevk alır tıpkı senin gibi.
Otros lo aceptan, incluso lo disfrutan, como tú.
Bundan sonra iplerim elinde olmayacak Adrian.
No vas a manipularme más, Adrian.
Artık bundan sonra babamı uzaklaştıramayacak.
Ya no alejará más a papá.
Bundan nefret ediyorum ama büyüyü bozmadan nasıl çıkacak bilmiyorum.
Lo odio, pero tengo miedo de quitarlo sin saber cómo romper el hechizo.
- Bundan nefret ediyorum.
- Odio eso. - ¿ El qué?
O yüzden dışarıda olduğunu söylüyorsa durum bundan ibarettir çünkü anladığıma göre muhtemelen haklı.
Así que cuando dice que estás fuera, así es, porque, como yo lo entiendo, probablemente tiene razón.
- Bundan haberin var mıydı?
- ¿ Sabías esto? - No.
- Max'i bundan uzak tutmaya çalıştım.
He intentado dejar a Max fuera de esto.
- Bundan emin misin?
- no existiera - ¿ Estás seguro de eso?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]